ABD yönetimi Afganistan’dan çekilmeyi planlıyor. Bu amaçla Taliban ile şiddetin azaltılması konusunda anlaşmaya varıldı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, anlaşmayı önemli bir köşe taşı olarak tanımladı. Ancak kısmi anlaşmanın barış için çözüm olup olmayacağı tartışma konusu.
Anlaşma, Taliban’ın bir hafta boyunca roketatarlı ya da intihar saldırısı gibi şiddet eylemlerinde bulunmamasını öngörüyor.
"Asıl mesele, uzun vadeli çözüm bulmak"
Johns Hopkins Çatışma Yönetimi Programı Profesörü Daniel Serwer, TRT Haber'e yaptığı açıklamada, Afganistan’da çözüm için daha derin ve uzun vadeli düşünülmesi gerektiğini söyledi.
"Şiddete topyekûn son verilmeyi içermiyor. Geçmişte de denenmişti yani ilk değil bu anlaşma. Afganistan'da daimi anlaşmanın ABD ile Taliban arasındaki anlaşmaya bağlı olduğunu düşünmüyorum."
Serwer, asıl meselenin uzun vadeli çözüm bulmak olduğunu anlatarak, "Bu anlaşmada kadın hakları, kız çocuklarının eğitimi, azınlık haklarına saygı gösterilmesi gibi maddeler olacak mı bilmiyoruz" dedi.
"Barışa ulaşacağımızı düşünüyorum"
Serwer, TRT Haber Muhabiri Tuna Şanlı'nın "Aslında başarıya ulaşılması için yalnız şiddetin azaltılması ve asker çekilmesini değil, aynı zamanda sosyal sorunları da içerecek bir anlaşma gerekiyor değil mi?" sorusuna şöyle cevap verdi:
"Nihayetinde bahsettiğiniz konulara değinilmesi gerek. Bu sürecin sonunda bir tür barışa ulaşacağımızı düşünüyorum ama nasıl bir barış olacak. Afganistan'ın tekrar Taliban iktidarına döneceği bir barış mı, yoksa bir çeşit demokrasinin korunduğu bir barış mı sağlanacak?"
Bu soruların cevabı ise Afganistan'ın iç dinamiklerindeki bir soruna işaret ediyor.
Serwer, "Bence Afganistan'daki en büyük mesele, savaş sonrası hükümet yapısında gücün dağılımı olacak. Ülkenin modernleşmesini isteyenler mi, yoksa Taliban gibi az gelişmiş olmasını savunanlar mı iktidarda olacak?" dedi.
ABD’nin en uzun süre savaştığı Afganistan’dan çekilmesinin aceleye getirilmemesi gerektiği ise ortak görüş.