CNN'nin haberine göre, Londra Üniversitesi Akademisi Genetik Enstitüsünde genetik uzmanı Francois Balloux ve meslektaşları, dünyanın dört bir yanından bilim insanlarının kullandığı küresel bir veritabanından faydalanarak virüs dizilimi üzerinde inceleme yaptı.
Dünya genelinde 7 bin 600'den fazla hastadan alınan örneklerdeki mutasyonları inceleyen uzmanlar, "virüsün 2019 sonunda insanlar arasında yayıldığı ve ilk enfeksiyonun ardından çok hızlı biçimde yayılım gösterdiği" bulgusunu elde etti.
Araştırmada öte yandan virüsün daha kolay bulaştığına veya ciddi hastalığa yol açma ihtimalinin daha yüksek olduğuna dair kanıt bulunmadı.
"Küresel nüfusun olsa olsa yüzde 10'u enfekte"
Balloux, "Virüs değişiyor, ancak bu, kendi başına kötüye gittiği anlamına gelmiyor. Bütün virüsler doğal olarak mutasyona uğrar. Kendi içlerindeki mutasyonlar kötü şeyler değil ve SARS-CoV-2'nin de beklenenden daha hızlı veya yavaş mutasyona uğradığına dair kanıt yok. Şu ana kadar SARS-CoV-2'nin daha az veya daha çok ölümcül yahut bulaşıcı hale gelip gelmediğini söyleyemeyiz" dedi.
Balloux ve ekibinin "Infection, Genetics and Evolution" dergisinde yayımlanan çalışmasında, "Bu, SARSCoV-2'nin tanımlanmadan çok önce dolaşımda olabileceği, dolayısıyla da dünya nüfusunun büyük kısmının halihazırda enfekte olduğu yönündeki herhangi bir senaryoyu bertaraf etmektedir. Herkes bunu umuyordu. Ben de dahil" dedi.
Balloux, bugün küresel nüfusun olsa olsa yüzde 10'unun enfekte olduğu tahmininde bulundu.
"İlk hastayı bulmak mümkün değil"
Birçok farklı çalışma, bilim insanları tarafından genellikle SARS-CoV-2 olarak da adlandırılan yeni tip koronavirüsün bir yarasadan kaynaklandığını ancak insanlara geçmeden önce başka bir hayvana bulaşmış olması gerektiğini göstermişti.
Araştırma ekibi, bulguların önceki tahminlerle uyumlu olduğunu ve inceledikleri tüm dizilimlerin, 2019'un sonuna doğru ortak bir atadan geldiğini gösterdiğini açıkladı.
Uzmanlar ayrıca virüsün Avrupa, ABD ve başka yerlerde ocak ve şubat aylarında ilk resmi vakaların rapor edilmesinden haftalar, hatta aylar önce insanları etkilediğine dair şüpheleri destekleyen genetik kanıtlar elde etti. Bunun, hiçbir ülkede "ilk" hastanın bulunmasının mümkün olmadığı anlamına geldiği söyledi.