Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi de dahil karıştığı kriminal vakalarla 2018 yılına damgasını vuran Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman’ın kurduğu siber suç şebekesine ilişkin ayrıntılar uluslararası basın tarafından yakından takip ediliyor.
Bu takip, Prens Selman ile İsrail dijital güvenlik şirketlerinin organize ettikleri siber-kumpas operasyonlarına dair yeni ayrıntıları da gündeme taşıyor.
Bu siber-kumpas operasyonlarının bir ayrıntısı daha Washington Post gazetesi tarafından aydınlığa kavuşturuldu.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin nasıl olup da Amazon şirketinin ve Washington Post gazetesinin sahibi Jeff Bezos’un cep telefonunun hacklenmesini sağladığına dair ayrıntılar ortaya çıktı.
Bezos'un telefonunu hacklenme planı
Bezos’a kurulan kumpasın geçmişi 2018 yılında Veliaht Prens’in ABD’ye yaptığı ziyarete dayanıyor. Veliaht Prens Yemen’de yürüttükleri kanlı savaş ile ülkesinin önde gelen zengilerinin Riyad’daki Ritz-Carlton oteline hapsedilerek işkenceden geçirilmesi nedeniyle hem kendisinin hem Suudi Arabistan’ın imajını düzeltmek için bu geziyi planladı.
Selman, bu gezi esnasında Hollywood sinemasının Oscarlı yapımcılarından Brian Grazer ve menajer Ari Emanuel’in verdikleri yemekte Amazon’un patronu Bezos ile biraraya getirildi.
Yemekte, Amazon’ın Suudi Arabistan’da bilgi merkezleri açması gündeme geldi, taraflar birbirleriyle diyalogu sürdürme konusunda anlaştı. Yemeği takip eden 1 Mayıs günü, Bezos, Veliaht Prens bin Selman’dan video içeren whatsapp uygulaması üzerinden gelen bir mesaj aldı.
Bezos’un bu mesajı telefonuna kaydetmesi ile beraber birkaç saat içerisinde cihazındaki tüm veriler İsrail firması “NSO Group” tarafından Suudi Arabistan istihbaratına temin edildiği bilinen Pegasus yazılımı ile şantaj amaçlı olarak Bin Selman’ın kontrolüne geçti. Bezos, kendisini hedef alan kumpas ve şantaja karşı koyacak siyasi ve mali güce sahipti. Ancak Bezos’un elindeki imkanlar sahip olmayanlar da vardı.
Tek hedef Bezos değildi...
2018’in Haziran ayından itibaren Suudi Arabistan yönetimine muhalif, Kanada ve İngiltere’de yaşayan gazeteciler Ömer Abdülaziz, Ganim Almasarir ve Yahya Assiri’nin telefonları da aynı yöntemle ele geçirildi.
Suudi Arabistan istihbaratının, Cemal Kaşıkçı’nın seyahatlerini ve İstanbul’daki Suudi Konsolosluğu’na yapacağı başvuruyu, dostlarıyla kurduğu iletişim üzerinden nasıl takip ettiği de, NSO Group ile bin Selman arasındaki ilişkinin ayrıntılarının ortaya çıkmasıyla aydınlandı.
Bin Selman’ın emrindeki tetikçilere bu teknolojiyi sağlayan İsrail kaynakları, Kıbrıs Adası’nın güneyinde de operasyonel faaliyetleri ile tespit edildiler. Bu kez başrolde İsrail ordusunun eski bir subayı olan Tal Dilian ve sahibi olduğu WiSpear adlı teknoloji firması vardı.
Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Larnaka kentinde 17 Kasım 2019’da 9 milyon dolar tutarında yüksek teknoloji taşıyan minibüse el konulması, Amazon’un patronu Bezos’un Whatsapp üzerinden hacklenen telefonunun akıbetine dair yeni ipuçlarına da ulaşılmasını sağladı.
Araçtaki ekipmanın Whatsapp yazışmaları dahil olmak üzere akıllı telefonlar üzerinden yürütülen her türlü iletişimin kodlarını çözebilecek kabiliyette olduğu tespit edildi.
Dahası, bu aracı kullananlar, hedef aldıkları bir akıllı telefonun içerdiği bilgileri 200 metre mesafeden ele geçirebiliyor, telefonu kontrol edebiliyorlardı. 2018 yılında Suudi Arabistan-İsrail işbirliği ile başlayıp Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, İngiltere, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve henüz tam olarak hangi ülkelere kadar ulaştığı bilinmeyen kumpasın kayıp halkaları tamamlanmaya devam ediyor.
Tehdit sürüyor
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman ile İsrail arasındaki kirli ortaklık ise ortaya konan tüm bilgi ve belgelere rağmen tehdit oluşturmaya, özel hayatları ihlal etmeye ve hayatları tehdit etmeyi sürdürüyor.
İsrail Savunma Bakanlığı’nın onayıyla Suudi Arabistan dahil olmak üzere Körfez ülkelerinin İran’a karşı yürütecekleri istihbarat mücadelesi için tedarik edilen Pegasus yazılımı 2017 yılında Riyad yönetimine 55 milyon dolara mal olmuştu.
Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye’de iş yapması yasak olan İsrail firmasının çalıştığı 21 devletin hangileri olduğu ve bu casusluk yöntemiyle başka kimlerin hayatına kast edildiği ya da edilmiş olabileceği şimdilik bilinmiyor.