Guaido, uluslararası konferansa katılmak için gittiği Kolombiya'dan ülkeye alınmamasının ardından gittiği ABD'nin Florida eyaletine bağlı Miami'de Associated Press'e konuştu.
ABD'den "şu anda" siyasi sığınma talebinde bulunmadığını vurgulayan Guaido, güvenlik başta olmak üzere bazı konulara dair durum değerlendirilmesi yapmak için görüşmelerde bulunacağını söyledi.
Guaido, Kolombiya'dan girişinin engellenmesinden sonra ABD'nin olaya müdahale ettiğine işaret ederek, "sınır dışı" edilmesi için gerekçeler bulunabileceğine dair bazı uyarılar aldığını kaydetti.
Kolombiya göçmenlik yetkililerinin kendisine havalimanına kadar eşlik ettiğine değinen Guaido, burada ABD'li yetkililerin kendisine Miami bileti verdiğini aktardı.
Guaido, eşi ve iki kızının Venezuela'da olduğunu ve "geleceğe dair tüm seçenekleri değerlendirdiği" yorumunu yaptı.
Ekimdeki başkanlık seçimleri için çalışmalara başlayan Guaido, kısa vadede başkanlık ön seçimlerinin en önemli hedefi olduğunu ifade etti.
Juan Guaido, Kolombiya'ya alınmamasının kendisine yönelik açık bir politik adım olduğunu ileri sürerken seçimlere yönelik mücadelesini sürdüreceğini belirtti.
Guaido, uluslararası konferansa katılmak için gittiği Kolombiya'ya alınmadı
Kolombiya Dışişleri Bakanlığı, Guaido'nun ülkeye giriş için gerekli evrakının olmadığını belirtilerek, Göç İdaresi yetkililerinin kendisine uçağına bindirmek üzere havalimanına kadar eşlik ettiğini duyurmuştu.
Kolombiya Dışişleri Bakanı Alvaro Leyva ayrıca Guaido'nun söz konusu konferansa davetli olmadığını ve katılmasının beklenmediği bilgisini vermişti.
Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro da Guaido'nun ülkesine yasa dışı yollardan girdiğini belirterek, "Ülkeye yasa dışı yollardan girmenize gerek yoktu, sığınma talebinde bulunmuş olsaydınız, seve seve teklif ederdim. Sadece pasaportunla giriş yap ve sığınma talebinde bulun. Kendisine geçiş izni verildi, ülkesine geri gönderilmedi, ABD'nin izniyle o ülkeye uçtu." ifadesini kullanmıştı.
Muhalefet lideri Guaido, 23 Ocak 2019'da kendisini Venezuela'nın "geçici devlet başkanı" ilan etmiş ve başta ABD olmak üzere birçok Latin Amerika ve Batı ülkesinin desteğini almıştı.