İran'ın deneyimli diplomatlarından eski Büyükelçi Afşar Süleymani ve siyasi uzman, gazeteci-yazar Peyman Yezdani, ABD'nin İran Dışişleri Bakanı Zarif'i yaptırım listesine almasını ve bu kararın muhtemel etkilerini değerlendirdi.
Zarif'in nükleer anlaşma için 5+1 ülkeleri ile masaya oturulduğunda Tahran'ın baş müzakerecisi olduğunu hatırlatan eski Büyükelçi Süleymani, ABD Başkanı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve danışmanlarının siyasi bir çıkmazla karşı karşıya olduklarını ve kafalarındaki hedeflere ulaşmak için nasıl adımlar atacakları konusunda fikir sahibi olmadıklarını savundu.
Süleymani, sürekli İran ile müzakere etme niyetini ortaya koyan ABD'nin ekonomik yaptırımlarla Tahran'ı müzakerelere mecbur bırakmayı hedeflediğini dile getirdi.
Deneyimli diplomat, "Bir ülke ile müzakere yapmak istiyorsanız şunu bilirsiniz: Diplomasi kurumunun başında dışişleri bakanı vardır ve müzakereyi o yapar. Eğer ilerleme olursa daha üst makamlarda cumhurbaşkanlığı düzeyinde müzakereler devam eder. Bir ülkenin baş müzakerecisi dışişleri bakanıdır." dedi.
"Hem müzakereye davet ediyor hem yaptırım listesine alıyor"
Nükleer anlaşmada da Zarif'in müzakerelerin önemli bir bölümünü eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile yaptığını anımsatan Süleymani, şunları söyledi:
"ABD bu anlaşmadan çekildi ve şimdi İran'ı müzakerelere davet ediyor. İran kabul etmiyor ancak neticede Tahran ile Washington arasında müzakere olursa bunu İran adına Zarif yapacaktır. Nasıl oluyor da ABD, hem müzakereye davet ediyor hem de İran Dışişleri Bakanı Zarif'i yaptırım listesine alıyor? Bu nasıl bir anlayıştır? Öyle görülüyor ki ABD diplomasiye inanmıyor. ABD ciddi bir çelişki içinde."
"ABD Zarif'in basınla yaptığı mülakatlardan rahatsız"
ABD'nin yaptırımla Zarif'in New York'a gitmesini engellemek ve basınla irtibatını koparmak istediğini ifade eden Süleymani, "Zarif geçen ay New York'a yaptığı ziyarette ABD'nin birçok basın organına röportaj verdi, bazı düşünce kuruluşlarında konuşmalar yaptı ve kamuoyu bunları takip etti. ABD Zarif'in basınla yaptığı mülakatlardan rahatsız oluyor. Bu rahatsızlığı onu Zarif'e yaptırım uygulamaya zorladı." diye konuştu.
Süleymani, Zarif'in New York'a gitmesi engellense de medya kuruluşlarının Tahran'da temsilcileri olduğuna ve İran Dışişleri Bakanı'nın buradan da sesini dünyaya duyurabileceğine dikkati çekti.
Zarif'in yetkilerinin sınırlı olduğu yönündeki söylemlere ilişkin ise Süleymani, "Zarif'in İran siyasetinde bir etkisi yoksa niye yaptırım uyguluyorlar? Basına verdiği röportajlar Beyaz Saray'ı rahatsız ettiği için yaptırım uygulanıyorsa bu Zarif'in etkili bir şahsiyet olduğunu gösterir. Eğer etkili ve yetkili olmasaydı yaptırım listesine almazlardı." görüşünü paylaştı.
"ABD yönetiminin beklentisi İran rejimine karşı itirazların artmasıydı"
İranlı eski Büyükelçi Süleymani, ABD'nin geçen yıldan bu yana uyguladığı benzeri görülmemiş yaptırımların İran ekonomisi üzerinde etkili olduğunu, ancak Trump ve ekibinin umduklarını elde edemediğini söyledi.
Süleymani, "ABD yönetiminin beklentisi halkın kitlesel protesto gösterileri yapması, İran rejimine karşı itirazların artması ve içeride kaos ortamının oluşmasıydı. Sonuç böyle olmadı, planlar ters tepti ve ülke içinde muhtelif siyasi taraflar arasındaki birlik ruhu güçlendi. Halk da zorluk çekmesine rağmen ABD'nin istediği gibi kitlesel gösterilere kalkışmadı." ifadelerini kullandı.
"BAE'nin politikalarını değiştirdiğini görüyoruz"
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Zarif'e yaptırım kararını destekleyebileceğini ancak Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid'in bunu savunmayacağını dile getiren Süleymani, "BAE, Zarif'in B timi olarak nitelendirdiği grupla hareket etmenin kendisine zarar verdiği sonucuna vardı. BAE'nin bu nedenle Yemen'den çekilme kararı aldığını ve siyasi ile askeri politikalarını değiştirdiğini görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin yaptırım kararının uluslararası kamuoyu nezdinde de kabul görmeyeceğini öne süren Süleymani, şunları kaydetti:
"ABD'nin bu adımı İran'ın uluslararası arenadaki konumunu güçlendirecektir. Devletlerin yüzde 90-95'i bu adımı desteklemeyecektir, bazıları buna karşı bir tavır almasa da çoğunluğu savunmayacaktır. ABD yöneticilerinin uluslararası kamuoyundaki konumları da sarsılacaktır. Çünkü müzakereye davet eden taraf uluslararası ve siyasi nezaket kurallarına riayet etmelidir."
Kimsenin ABD'nin gücünü inkar edemeyeceğini belirten Süleymani, ancak asıl gücün ekonomik baskıda değil diplomatik ve kültürel etkide olduğunu, son yaptırımların da ABD'nin hedeflerine hizmet edeceğini düşünmediğini söyledi.
"Zarif'e yaptırım tüm diplomasi kanallarının kapanması anlamına geliyor"
Siyasi uzman ve gazeteci-yazar Peyman Yezdani de Birleşmiş Milletler üyesi bir devletin dışişleri bakanının yaptırım listesine alınmasının uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukukta benzeri görülmemiş bir uygulama olduğunu ifade etti.
Bu kararla Washington'un Tahran'la tüm köprüleri attığına işaret eden Yezdani, "Beyaz Saray, hem İran ile ilişki kurmak istediğini açıklıyor hem de Dışişleri Bakanı Zarif'e yaptırım uyguluyor. Zarif'e yaptırım, tüm diplomasi ve müzakere kanallarının kapanması anlamına geliyor." diye konuştu.
Avrupa Birliği ülkelerinin nükleer anlaşmaya sahip çıktığını kaydeden Yezdani, Basra Körfezi'nde ABD'ye ait insansız hava aracının İran tarafından düşürülmesinin buradaki Arap ülkelerinin "Washington'ın niyetinden şüphe duymalarına" neden olduğunu ve BAE siyasetinde son haftalarda görülen değişikliğin de bundan kaynaklandığını belirtti.
Yezdani, ABD'nin yeterli yetkiye sahip olmadığı iddiasıyla Zarif'e yaptırım uygulayarak "İran'ın iç siyasetinde çatlak meydana getirmeyi hedeflediğini" sözlerine ekledi.
ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisinden çarşamba günü yapılan yazılı açıklamada, İran lideri Ayetullah Ali Hamaney adına çalıştığı gerekçesiyle İran Dışişleri Bakanı Zarif'in yaptırım listesine eklendiği bildirilmişti.
Kaynak: AA