Yemen'in güneyinde devame eden savaş Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap koalisyonunun kontrolünden çıkarak, ülkenin güneyindeki gelişmelerden en çok istifade eden Husilerle siyasi çözüm sağlanmasını daha da zorlaştırabilir.
Yemen'de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklenen Hizam Emni birliklerinin siyasi kanadı Güney Geçiş Konseyi, Ocak 2018'den beri nüfuzunu genişletme siyaseti izledi.
Yemen hükümeti, Güney Geçiş Konseyinin Aden ve diğer güney kentlerini kontrol altına alarak buradaki devlet kurumlarını ele geçirmesine karşı sert bir tavır alamadı.
Güneydeki çatışmalar
Geçici başkent Aden'de 2018'den bu yana BAE destekli Güney Geçiş Konseyine bağlı güçler ile Suudi Arabistan destekli Yemen hükümetine bağlı güçler arasında geniş çaplı çatışmalar yaşandı.
Hükümetin oldubittiyi kabul etmesiyle çatışmalar sonlandı. Bu esnada, Suudi Arabistan, Güney Geçiş Konseyine karşı caydırıcı bir tedbir almaksızın, İran destekli Husilere karşı hükümete olan desteği ve ülkenin üniterliğinin korunması yönünde açıklamalar yaptı.
Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun kuruluşundan itibaren BAE, uluslararası toplum tarafından tanınan Yemen hükümetine tam destek vermedi.
BAE güneyde askeri yapı kurdu
Müslüman Kardeşler Teşkilatına (İhvan) karşı birçok ülkede mücadele veren BAE, İhvan'ın siyasi uzantısı olan Islah Partisinin hükümetteki nüfuzunun geniş olduğu kanaatine dayanarak, güney illerindeki gençlerin katılımıyla bir askeri yapı oluşturdu.
BAE bu askeri güçlere çok yüksek meblağlar akıtarak, hükümete bağlı güçlere denk olabilmeleri için onları eğitti ve silahlandırdı.
Yaklaşık 90 bin savaşçıdan oluşan Hizam Emni, BAE tarafından çok büyük paralar harcanarak, Aden ve güney illerinde askeri ve ekonomik açıdan çekinilecek bir güç olacak şekilde yetiştirildi.
Güney Geçiş Konseyi, hâlâ meşru yönetimi tanıyor ancak Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi hükümetinin istifa etmesini ve Aden'i kontrol altına aldığının tanınmasını istiyor.
Güney kentlerindeki askeri ayaklanma önceki " darbelerin" uzantısı
Ancak meşru hükümet, güneydeki güçlerin askeri hareketliliğini, Husilerin 2015'te başkent Sana'yı ele geçirerek yaptığı "birinci darbe" ve Güney Geçiş Konseyinin de Ocak 2018'de yaptığı "ikinci darbe"nin uzantısı olarak değerlendiriyor.
BAE'yi ayrılıkçı güçlerin darbesine destek vermekle suçlayan hükümet kanadından yetkililer, Suudi Arabistan'ın da hem Güney Geçiş Konseyinin askeri hareketliliğini hem de BAE'nin bunu destekleyen politikalarını görmezden geldiğini belirtiyor.
Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Hadi de ilk defa BAE'nin ayrılıkçılara mali destek sağlayarak ülkeye açıktan müdahalede bulunmasını eleştirdi.
Meşru hükümet, tüm Yemen topraklarında yeniden kontrolü sağlamak için Suudi Arabistan'ın desteğini almaya çalışırken, Güney Geçiş Konseyi de BAE'nin desteğiyle güneyde bağımsız bir devlet ilan etmeye çalışıyor. Bu da, İran'ın müttefiki Husilere karşı birlikte mücadele eden Yemenli tarafları bir arada tutacak ortak bir vizyon ve ulusal kimliğin yokluğunu gösteriyor.
Hedefler farklı
Görünen o ki, Suudi Arabistan ile BAE'nin Yemen savaşına katılma nedenleri birbiriyle örtüşmüyor. Suudi Arabistan, Husilerin, ülke sınırında oluşturduğu tehlikeyi bertaraf etmek ve Yemen'in toprak bütünlüğünü muhafaza etmek isterken BAE, Güney Geçiş Konseyine destek vererek güneyde bir devlet kurulmasına önayak olmaya çalışıyor.
Tüm bunlara rağmen Yemen'de çekişen tarafların Suudi Arabistan'ın himayesinde Cidde'de ulusal diyalog masası etrafında bir araya gelmesi için hâlâ vakit var.
Güney Geçiş Konseyi Başkanı Aydarus Zubeydi'nin başkanlığındaki bir heyet bu teklifi kabul ederek Cidde'ye gitti ve Suudi Arabistan Savunma Bakanı Halid bin Selman ile bir araya geldi. Ancak Hadi hükümeti, bu adımın Güney Geçiş Konseyi'ne meşruiyet kazandıracağı düşüncesinden hareketle onunla diyaloğa yanaşmadı.
Suudi Arabistan yönetimi ise Cidde'deki toplantıya katılmayı reddeden hükümete karşı olumlu ya da olumsuz bir tavır içine girmedi.
Suudi Arabistan ya da onun öncülüğündeki koalisyon güçleri, BAE uçaklarının 29 Ağustos'ta geçici başkent Aden ile Ebyen'de hükümet güçlerini hedef alan hava saldırılarıyla ilgili de resmi bir tavır takınmadı.
Koalisyon içinde derin çatlak
Suudi Arabistan'ın BAE uçaklarının saldırılarıyla ilgili sergilediği tavır ya da tavırsızlık, Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu'nun, g üneydeki son olaylardan sonra ve BAE'nin saldırılarından önce iki ülke arasındaki derin ilişkilere vurgu yaptığı açıklamalarına rağmen Arap koalisyonunun parçalanma aşamasına girmekte olduğunu gösteriyor.
Suudi Arabistan'ın yanı sıra en etkin gücünü BAE'nin oluşturduğu Arap koalisyonu şüphesiz ki Aden'de yaşanan olaylardan büyük zarar gördü. Bu durum, koalisyonun parçalanabileceği ve "Husilerin elindeki silahların alınarak Hadi hükümetinin Sana'ya geri dönmesi ve siyasi çözüme varılması" şeklinde özetlenebilecek koalisyon hedeflerinden taviz verilebileceğine işaret ediyor.
Yemen'in güneyindeki çatışmaların devam etmesi; bu bölgenin kabilevi yapısı, bölgesel ve siyasi bölünmüşlük hali ve dış mihrakların müdahalesi nedeniyle geniş bir alana yayılabilecek ve uzun yıllar sürecek bir iç savaşın çıkmasına neden olabilir.
Bu nedenle "Koalisyon güçleri nereye gidiyor?" diye sormak yerine "Yemen nereye gidiyor?" sorusunu sormak daha gerçekçi olacaktır.
Kaynak: AA