Her şey, Nail Armstrong’un, ünlü ilk adımından sonra başladı. Gerçekten onun için küçük, insanlık için büyük bir adımdı.
NASA, bu adımdan sonra 12 astronotunu daha Ay yüzeyine indirdi. Tüm bunlar sayesinde biricik uydumuz ve kökeni hakkında bilgi edindik.
Elbette kolay değildi…
NASA Apollo programı için bugünün parasıyla yaklaşık 280 milyar dolar harcadı. 6 kez de tekrarlandı.
Ülkedeki vergi mükellefleri, bu yükü daha fazla kaldıramayacaklarını söyledi ve Ay görevi uzun bir sessizlik dönemine girdi.
Ancak bugün, Ay projeleri tarihin hiç görmediği bir rekabet ortamında yeniden başlıyor.
Son 10 yılda özel uzay şirketleri hızla artış gösterdi. SpaceX başta olmak üzere tüm bu şirketler, uzay çalışmalarının maddi yükünü vergi mükelleflerinin omzundan almaya başladı.
Ayrıca uzayın bir seyahat türü olmaya başlaması da, uzay çalışmaları için yeni bir kaynak yaratmaya başladı.
Yeniden kullanılabilir roketler ise, maliyetleri büyük ölçüde düşürdü.
Özetle yıldızlararası yolculuğun ilk durağı olan Ay görevi artık eskisine göre çok daha kolay görünüyor.
Uzay yarışı için geri sayım sürerken, önümüzdeki birkaç yılda uydumuza giden birden fazla uzay aracı görmeye başlayacağız.
Peki Ay görevi insanlar için neden bu kadar önemli, uydumuz bizim için yeni bir yaşam alanı oluşturabilir mi ve oraya yeniden ulaştığımızda neler yapacağız?
Gelin cevaplayalım.
NASA, Avrupa Uzay Ajansı ve Çin başta olmak üzere birçok ülke, astronotlarını önümüzdeki 10 yıl içinde Ay’a göndermek istiyor.
Nihai amaç, astronotların yaşayabileceği ve çalışabileceği bir üs kurmak.
Böylece ilk olarak Mars’a ardından yıldızlararası sisteme yapılacak seyahatler için bir ileri karakol oluşturulacak.
Zira Ay’ın güney kutbunda bulunduğu düşünülen su kaynağı, astronotlar için paha biçilemez bir kaynak.
Şimdilik Ay’ın dünyalaştırılması ve insanlar için yeni bir yuva olması mümkün gözükmese de kısa süreli seyahatler için güvenli bir limana dönüşebilir.
İkinci büyük amaç elbette kaynak krizine çözüm bulmak.
Artan nüfus, azalan enerji kaynakları ve savaşlar, bu krizi daha da derinleştiriyor.
Tüm dünya enerji krizinin ortasındayken, Ay’da bulunan bazı elementlerin, hem endüstriyel bir kaynak hem de bir yakıt türü olarak kullanılabileceği umut ediliyor.
Dünyanın uydusunda bulunan helyum 3, titanyum, platin, demir, nikel ve altın gibi madenler oldukça önemli.
Helyum-3 gazı Dünya'da son derece nadir, ancak Ay'da bol miktarda bulunuyor. Bu gaz gelişmiş nükleer füzyon reaktörlerinin yanı sıra sağlık alanında da kullanılabiliyor.
Evrende yalnız mıyız sorusu henüz cevaplanamadı. İnsanlığın en büyük amaçlarından biri de hiç şüphesiz farklı galaksilerdeki uygarlıklarla iletişim kurmak.
Ay'ın uzak tarafında insanların Kozmos hakkındaki bilgisini geliştirecek radyo teleskopları inşa edilmesi planlanıyor.
Bu bölgedeki ışınların uzayın daha uzak bölgelerini incelemeye imkan sağlayacağı düşünülüyor.
Ay görevlerinin amaçlarından biri de elbette uydumuzu turistik bir merkeze dönüştürmek.
Gelecek on yıllarda Ay’ın turistik bir lokasyon olması isteniyor. Hatta bazı uzay şirketleri, ticari faaliyetler için şimdiden koltuk rezervasyonları yaptırmaya başladı.
İnternette Ay toprağı satan yerlere rastlamak da mümkün Ancak Birleşmiş Milletler anlaşmasına göre hiçbir kişi, kurum ya da devlet Ay üzerinde hak iddia edemiyor.
Bu anlaşmanın ne kadar süre geçerli kalacağını Ay’dan gelecek haberler belirleyecek.