Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Çin'in Hangcou kentinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi kapsamında basın toplantısı düzenledi.
İki ay sonra görev süresinin biteceğini ve BM Genel Sekreteri olarak son kez G20 zirvesine katıldığını anımsatan Ban, sözlerine zirveye ev sahipliği yapan Çin'e teşekkür ederek başladı.
G20 zirvesinin çerçevesinin herkese sürdürülebilir kalkınma, barış ve refah sağlanması olduğunu vurgulayan Ban, sosyo-ekonomik konuların yanı sıra iklim değişikliğinin de ele alınacağını kaydetti.
Ban, ABD ve Çin'in iklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması'na dahil olmalarından duyduğu memnuniyeti de dile getirdi. Diğer G20 ülkelerine de anlaşmaya ilişkin onay sürecini hızlandırmaları çağrısı yapan Ban, böylece Paris'teki taahhütlerin dünyanın acilen ihtiyaç duyduğu iklim eylemine dönüşeceğini ifade etti.
"Uluslararası dayanışmayla ele alınmalı"
Sürdürülebilir kalkınmanın, sürdürülebilir barışla ulaşılacağını söyleyen Ban, "Dengeli bir ekonomi için barışa ve el ele çalışarak kalkınmaya ihtiyacımız var. BM barışa, kalkınmaya ve insan haklarına ulaşmak için çaba gösteren ülkelere destek olmaya devam edecek." dedi.
Ban, yoksulluk, eşitsizlik ve çatışma kaynaklı sorunlarla acilen mücadele edilmesi için G20 ülkelerinin birlikte çalışması gerektiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne yazık ki Suriye, Yemen, Güney Sudan, Libya, Mali ve birçok yerde çatışmalara tanık oluyoruz. Aşırı yoksulluk ve gittikçe artan eşitsizlik, adalet duygumuzu sarsıyor. Çatışmalar nedeniyle yerlerinden edilen insanların sayısı İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en yüksek orana ulaşarak 65 milyonu buldu. Bu sayı, birçok yerde yaşanan çatışmalardan dolayı gün be gün artıyor. Tüm bu konular uluslararası dayanışmayla ele alınmalı." diye konuştu.
"Yoksulluğun her türlüsü 2030'a kadar ortadan kaldırılmalı"
Sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşmanın en önemli ayaklarından birinin yoksullukla mücadele olduğuna işaret eden Ban, şunları kaydetti:
"Yoksulluğun her türlüsü 2030'a kadar ortadan kaldırılmalıdır. 2030'un sonunda sürdürülebilir kalkınmayı sağladığımızda, açlık çeken insanların olmadığı bir dünyada yaşayacağımıza dair umutluyum. İhtiyaç duyanlara yeterli beslenme, iyi eğitim, sağlık olanakları, temiz su, enerji ve barış gibi konularda destek vermek zorundayız. İnsan onuruna yakışır bir şekilde yaşamalıyız."