Suriye'de 2011 yılında başlayan rejim karşıtı gösteriler, Şam yönetiminin katliamlarıyla kısa sürede bir iç savaşa dönüştü.
Esed rejimi bu süreçte ülkede değişim isteyen halkı baskı altında tutmak için terör örgütleriyle işbirliği yapmaktan çekinmedi. O terör örgütlerinden biri de PKK'ydı.
ABD'nin çekilme kararı YPG/PKK'yı paniğe sevk etti
ABD'nin Suriye’den çekilme kararı terör YPG/PKK’daki paniği daha da artırdı.
Örgüt, gözünü Şam’a çevirirken, Bağımsız Suriye Kürt Rabıtası Başkanı Abdülaziz Temo ve Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanı Abdurrahman Mustafa, Esed rejimi ile terör örgütü arasındaki bağları Sıcak Nokta'ya anlattı.
Karşılıklı çıkarlar Esed ve PKK’yı yan yana getirdi
Zira Şam yönetimi ile PKK arasında, geçmişi terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın Suriye'de saklandığı günlere dayanan derin bağlar bulunuyordu.
Suriye'deki iç savaşla birlikte oluşan otorite boşluğu, terör örgütünün de ülkenin kuzeyinde yuvalanması için uygun bir zemin oluşturmuştu. Karşılıklı çıkarlar Esed rejimi ile terör örgütü PKK'yı yan yana getirdi.
Esed rejimi, Suriye'nin kuzeyini teröristlerin kontrolüne bırakırken, örgütten talep ettiği tek şey rejim muhalifi isimlerin ortadan kaldırılmasıydı.
Terör örgütü PKK, bu süreçte hem kendisine hem de rejime karşı çıkan Kürt siyasetçileri hedef almaya başladı.
Esed rejimi ve PKK’yı eleştirdiği için öldürüldü
O isimlerden biri de Mişel Temo'ydu. Temo, 2011 yılında Suriye’de Esed rejimi ve PKK’yı eleştirdiği için öldürüldü.
Esed rejimine muhalif olan Mişel Temo, rejimle ortak hareket eden PKK tarafından 2011 yılının Ekim ayında düzenlenen silahlı bir saldırıda yaşamını yitirdi.
Mişel Temo'nun kardeşi Abdülaziz Temo, bugün Bağımsız Suriye Kürtleri Rabıtası adlı oluşumun başkanlığını yapıyor.
Sıcak Nokta'nın sorularını yanıtlayan Abdülaziz Temo'nun anlattıkları Esed rejimiyle terör örgütü arasındaki bağları da ortaya koyuyor.
“Rejim, PKK’ya Mişel’i katletme ihalesini verdi”
Mişel Temo’nın rejim muhalifi olduğunu ve 5 yıl hapsa mahkum edildiğini ifade eden Abdülaziz Temo, “2011 yılında rejime karşı protestolar başlayınca genel bir af çıkartıldı. Mayıs 2011’de cezaevinden çıkınca halka rejimin değişmesi gerektiğini, değişimin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Demokratik ve insan haklarına saygı duyan, herkesi eşit gören bir sitemin olması gerektiğini anlatmaya başladı. Bu çağrıları Kamışlı’dan Dera’ya, Hama’dan Humus’a birçok yerde karşılık bunca rejim bundan çok rahatsız oldu. O zaman Suriye’de YPG yoktu. Rejim, PKK’ya Mişel’i katletme ihalesini verdi ve kardeşim bir ay sonra Kamışlı’da katledildi.” dedi.
"Terör örgütlerini Esed rejimi desteliyor"
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanı Abdurrahman Mustafa da, Esed rejiminin kendi çıkarları doğrultusunda terör örgütleriyle işbirliği içinde olduğuna dikkat çekiyor.
Terör örgütünün tamamının oluşumunun Esed rejiminin kendi desteklediği terör örgütleri olduğunu ifade eden Mustafa, “Suriye'deki olayları demokrasi için verilen bir mücadale olmaktan çıkarıp, teröre karşı kendisinin dünyaya karşı bir mücadele verdiğini dayatmak için bir tavır almıştır.” diye konuştu.
“Bunların hepsinin yöneticileri Kandil’dedir”
Mustafa, Suriye'de hem rejime hem de terör örgütüne karşı mücadele veren her iki ismin de, iç savaşın başlarında Suriye'de YPG diye bir oluşumun olmadığına vurgu yaptı.
Bunu 5-6 senedir söylediklerini ama kamuoyuna anlatamadıklarını belirten Mustafa, “PYD diye SDG diye bir şey yoktur diyorduk. Bunların hepsinin özü PKK'dır. Çünkü biz Suriyeli olarak biliyoruz. Ta 1985 yılından beri PKK'nın faaliyetlerini ve nereden yönetildiklerini biliyoruz. Bunların hepsinin yöneticileri Kandil'dedir. PYD'de, SDG'de birçok yabancı savaşçı var Suriyeli olmayan.” dedi.
“YPG’nin isim babası Esed rejimi”
YPG'nin kuruluş tarihi, Ayn el Arab'ı işgal ettikleri 19 Temmuz 2012 olarak kabul ediliyor.
PKK'nın, neden yeni bir isim altında örgütlendiğini anlatan Abdülaziz Temo, YPG'nin isim babasının da Esed rejimi olduğunun altını çizdi.
Temo şunları söyledi:
“YPG ismi nerden çıktı? 2012 yılında Suriye rejimi her şehirde Arapça ismiyle 'Halk Koruma Birlikleri' diye bir parti kurdu. Amaçları, rejimi protesto eden ve isyan eden halkı sindirmekti. PKK'yla da Süleymaniye'de bir anlaşma yaptılar. Murat Karayılan da oradaydı. Bu anlaşamaya göre PKK kendi ismiyle Suriye'ye gelmeyecekti. Bu yüzden, Halk Koruma Birlikleri adlı yapının adı Kürtçe'ye çevrildi ve YPG oldu. Bu ismi bizzat rejim koydu.”
Kürt partilerin önde gelen isimlerinden 52 kişi katledildi
Suriye'de yönetim karşıtı protestoların başladığı dönemde Kürtlerin ağırlıkta olduğu 12 ayrı siyasi oluşum vardı. Ancak PKK, terör örgütünün varlığına karşı çıkan herkesi bölgeden göç etmeye zorladı.
Örgüt, Mişel Temo örneğinde olduğu gibi çok sayıda ismi de suikastlar düzenleyerek öldürdü.
Terör örgütü PKK, 2011-2016 yılları arasında Suriye'nin kuzeyinde kendisine muhalif Kürt partilerin önde gelen isimlerinden toplam 52 kişiyi katletti.
Sıcak Nokta / TRT Haber