Aberdeen’deki İskoç Ulusal Partisi (SNP) konferansında konuşan Sturgeon, Yüksek Mahkemenin izin vermesi halinde ikinci bağımsızlık referandumunun gelecek yıl 19 Ekim’de yapılabileceğini belirtti.
İngiliz Parlamentosundan izin alınmasını zorunlu kılan yasaya karşı mahkemeye başvuran Sturgeon, Yüksek Mahkemenin İskoç Parlamentosunun referandum düzenlemeye yönelik yetkisinin olup olmadığını değerlendireceğini aktardı.
Sturgeon, merkezi hükümete de atıfta bulunarak,” Eğer Westminster İskoç demokrasisine biraz saygı duysaydı, bu duruşma gerekli olmazdı. Ancak Westminster’ın öyle bir saygısı yok” değerlendirmesinde bulundu.
İskoçya’nın “bağımsız ve başarılı bir ülke olmak için gereken her şeye sahip olduğunu” vurgulayan Sturgeon, bağımsızlığın ekonomik yönden İskoçya’nın lehine olduğunu, kemer sıkma politikaları ile Westminster hükümetinin “yüz binlerce insanı” yoksulluğa sürüklediğini ve bunun “bir kaos, felaket” olduğunu söyledi.
2014 referandumunda bağımsızlık reddedilmişti
İskoç Ulusal Partisi, 18 Eylül 2014'te yapılan referandumda İskoçlar yüzde 55'le bağımsızlığı reddetmiş olsalar da Brexit'in durumu değiştirdiğini ve yeni bir referanduma ihtiyaç olduğunu savunuyor.
Brexit referandumunda İngilizlerin aksine yüzde 62 ile karşı oy kullanan İskoçlar, istemedikleri halde AB'den çıkarıldıklarını belirtiyor.
Ancak, yeni bir bağımsızlık referandumu düzenlemek için İngiliz Parlamentosundan izin alınması gerekiyor. Öte yandan, Muhafazakar Partinin çoğunluğu elinde bulundurduğu 650 üyeli parlamentodan böyle bir iznin çıkması imkansız görülüyor.
Bu nedenle bağımsızlık yanlılarının alternatif yollar deneyebileceği değerlendiriliyor. Bu seçeneklerden birini, İngiliz Parlamentosundan izin alınmasını zorunlu kılan yasaya karşı mahkemeye gitmek oluşturuyor.
Diğer bir yol ise merkezi hükümete rağmen referanduma gitmek ve olumlu sonuç çıkması halinde tek taraflı bağımsızlık ilan etmek.
Ancak bunun, Katalonya'da olduğu gibi gerginliğe ve merkezi hükümetin sert tepkisine yol açabileceği belirtiliyor. Aynı zamanda bu durumun, Katalanlar gibi İskoçların da AB'nin desteğini kaybetmesine neden olabileceği ifade ediliyor.
İskoçya ve Kuzey İrlanda halkları Brexit'e karşı oy kullanmıştı
İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya'dan oluşan Birleşik Krallık'ta, Haziran 2016'da yapılan AB referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı. Referandumda İngiltere ve Galler "evet", İskoçya ve Kuzey İrlanda ise "hayır" oyu vermişti.
İngiltere'nin AB ile vardığı Brexit anlaşmasıyla Kuzey İrlanda'ya ayrıcalıklı bir konum verilerek, fiili AB üyesi olarak kalmasına yol açan düzenleme yapılmış fakat İskoçya, İngiltere ile aynı koşullarda 31 Ocak'ta AB'den resmen ayrılmıştı.