BM Güvenlik Konseyinde Arnavutluk Başbakanı Edi Rama başkanlığında düzenlenen üst düzey katılımlı oturumda, Ukrayna'daki gelişmeler ele alındı.
Rusya Daimi Temsilciliğinin sert itirazlarına rağmen oturumda BM Genel Sekreteri'nin ardından ilk sırada söz alan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, birçok ülkenin Rusya-Ukrayna savaşı hakkında gerçeklerin farkında olduğunu dile getirdi.
Zelenskiy, "(Rusya-Ukrayna savaşı) Rusya tarafından kışkırtma olmadan yürütülen bir suçtur. Ukrayna toprakları ve kaynaklarını ele geçirmeyi hedefliyor. Ancak terörist devlet, aynı zamanda saldırganlığıyla dünyayı savaşlardan korumayı hedefleyen uluslararası kuralları da alt üst etmeyi amaçlıyor." ifadesini kullandı.
"Artık insanlık umudunu BM'ye bağlamıyor"
BM Genel Kurulunun savaşın "tek kaynağının" Rusya olduğunu kabul ettiğini belirten Zelenskiy, şu değerlendirmede bulundu.
"BM nezdinde bu Rusya için hiçbir şeyi değiştirmedi. Ancak BM için her şeyi değiştirdi. BM, saldırı durumlarında bir kördüğüme girdi. Artık insanlık umudunu BM'ye bağlamıyor. Dünya liderleri ise ülkelerinin egemen sınırlarını korumak için yeni mecralar arıyor."
Zelenskiy, esasen veto gücünün kullanımının reform edilmesi gerektiğini vurgulayarak, böylelikle BM Şartı'nın da gücünün tekrar inşa edilebileceğini savundu.
BM Güvenlik Konseyi ya da BM Genel Kurulunun saldırganlığı durdurabilme ihtimalinin "saldırgana verilen yetki" nedeniyle engellediğine işaret eden Zelenskiy, "Bugün BM'nin içinde bulunduğu kördüğümün nedeni, veto gücünün bir saldırgana verilmesinden kaynaklanıyor." ifadesini kullandı.
Zelenskiy, eşitsizliğin de BM'yi etkisiz hale getirdiğini belirterek, "toplu zulüm ve insan hakları ihlalleri" olması halinde veto yetkisinin askıya alınması gerektiğini söyledi.
Rusya'nın bu yetkiyi isteyerek bırakmayacağını kaydeden Zelenskiy, BM Genel Kuruluna veto yetkisini sınırlamak için gerçek güç verilmesini önerdi.
BM'den adil ve sürdürülebilir barış çağrısı
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de BM Şartı ve uluslararası hukuku ihlal eden "Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin" küresel gerginlik ve bölünmüşlükleri ve nükleer tehdidi artırdığını bildirdi.
Guterres, BM'nin savaşı açık bir şekilde kınadığını ve Genel Kurul'da Rusya'nın Ukrayna topraklarından çekilmesini talep eden kararın büyük bir çoğunlukla onaylandığını anımsatarak, kendisinin de sürekli olarak Ukrayna'da adil ve sürdürülebilir barış çağrısında bulunduğunu ifade etti.
"Rusya işgalinin" ardından acımasız ve sistematik bir şekilde siviller ve sivil altyapıların hedef alındığını dile getiren Guterres, "Savaş binlerce sivilin ölümü ya da yaralanmasına yol açarken, hayatları mahvetti, bir nesil çocukta travmaya neden oldu, aileleri birbirinden kopardı, ekonomiyi mahvetti ve tarım alanlarını mayın tarlalarına çevirdi." diye konuştu.
Guterres, Ukrayna nüfusunun yaklaşık yarısının insani yardım ve korumaya muhtaç hale geldiğini, 6 milyon Ukraynalının ise ülkesinden kaçmak zorunda kaldığını söyledi.
Karadeniz Tahıl Girişimi'nin bu bağlamda önemine dikkati çeken Guterres, girişim sayesinde küresel gıda fiyatlarının yaklaşık yüzde 23 azaldığını belirtti.
Guterres, tahıl depoları ve limanlarına yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunun altını çizerek, "Gerginliğin artırılması anında pazarları sarsabilir ve bölgeyi istikrarsızlaştırabilir." uyarısında bulundu.
Moskova'nın anlaşmadan çekildikten sonraki faaliyetlerine işaret eden Guterres, özel sektör olmak üzere bazı çevrelerin Rusya'nın "gerçekten anlaşmaya dönmeye ilişkin bir isteği" olup olmadığını sorgulamaya başladığını söyledi.
"Türkiye'ye minnettarım"
Guterres, Karadeniz Tahıl Girişimi dolayısıyla "Türkiye devletine katkılarından ötürü minnettarım. Tüm üye ülkelere çabalarımızı destekleme çağrısında bulunuyorum." dedi.
BM'nin Ukrayna'da barış çabalarını desteklemeye devam ettiğini vurgulayan Guterres, tarafların da daha fazla gerginliği artıracak adımlardan kaçınması ve sürdürülebilir barış için zemin oluşturması gerektiğini vurguladı.
Guterres, "Diyalog, diplomasi ve adil barışın alternatifi yok." dedi.