Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi (GATA) Yoğun Bakım ve İç Hastalıkları Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, koronavirüs salgını nedeniyle okulların 31 Ağustos’taki açılış tarihinin ertelenmesi ihtimalini değerlendirdi.
Prof. Dr. Yamanel, vaka sayıları kontrol altına alınmayacak düzeylere çıktığında okulların açılmayabileceğini söyledi.
"Zaten okullar için de hibrit modeller var biliyorsunuz. Yani yarısı evde, yarısı okulda gibi bir eğitim düzeni söz konusu olabilir. Mesela 10 ders var, 5’i evde, 5’i okulda gibi. Bizim için daha uygun olacaktır. Temas olasılığını daha aza indirecektir, bu nedenle de Milli Eğitim Bakanlığımız da bu yönde çalışıyor. 1 metrelik sosyal mesafe sınıflarda yeterli olacaktır. Ama okulun kapalı alanını düşünerek ona göre yapılan bir çalışma mevcut. Tabii belki vardiyalı eğitim de söz konusu olabilir, sabah-öğlen gibi veya üç vardiya gibi önlemler gelebilir."
'100'ün altına inersek birinci dalga biter'
Prof. Dr. Levent Yamanel, böyle gitmesi halinde 15 gün içinde günlük vaka sayılarında 500'ü göreceklerini belirterek, "Daha iyi daha güzel şeyler konuşuruz o zaman. Dünyada sonbahar aylarında ikinci dalga bekleniyor. Türkiye hala birinci dalgayı yaşıyor. Biz daha birinci dalganın plato fazındayız. Yani birinci dalganın bitişi için, birinci dalgayı atlatmamız için 100’lü seviyelerin altına inmemiz gerekiyor, ikinci dalgayı o zaman konuşabiliriz. Yazın 100’ün altına inebilirsek tabiiki çok avantajlı oluruz. Çünkü o zaman sağlık sistemimiz ikinci dalga için daha dinç olacaktır" ifadelerini kullandı.
'Havalandırmaya dikkat etmek lazım'
Dünya Sağlık Örgütünün COVID-19'un havadan bulaşma ihtimalini kabul etmesine de değinen Prof. Dr. Yamanel, koronavirüsün damlacık enfeksiyonu olduğunu ve damlacıkların bir süre havada kaldıktan sonra yere düştüğünü hatırlattı.
Prof. Dr. Yamanel sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu havada kalan damlacık koridorlarında tabii insanların bunları almaları mümkün. Bu nedenle özellikle kapalı alanlarda havalandırmaya çok dikkat etmek lazım. Ama tabiiki klimaların kullanımında da hava akımları oluşabilir. Yine damlacığın uzun süreli uzun mesafeler de gitmesi mümkün olabilir. Tabii hava akımı oldukça damlacıkların yere düşmesi gecikebilir. Bu nedenle de havada asılı kalma durumu da söz konusu olabilir. Bunun ‘ne kadar kalır’ı çok ortaya konmuş bir şey değil. 5-10 dakika mı yoksa saatler mi sürüyor tam olarak ortaya konmuş değil. O nedenle hava akımı oluşturan cihazları özellikle kontrollü kullanmak gerekiyor."