Eğitimde fırsat eşitliği vizyonuyla 1863’te kapılarını açan Darüşşafaka, bugün gelinen noktada hem bu hedefine emin adımlarla yürümeye devam ediyor hem de çağı yakalayan yönetim anlayışıyla öğrencilerine en ileri seviyede eğitim veriyor.
Darüşşafaka, teknolojinin getirdiği farklı yaklaşımları erkenden benimsemenin ve buna göre bir yol haritası oluşturmanın meyvelerini de alıyor. Bunlardan biri de okulun ‘Sultan’s of Türkiye’ isimli robotik takımı ve kazandığı başarılar.
Hem bu başarı hikayesini dinlemek hem de kurumun gelenekle gelecek arasında kurduğu bağı daha iyi anlayabilmek için İstanbul’daki Darüşşafaka Lisesi’ne gidiyoruz. Robotik takımın kaptanı 11. sınıf öğrencisi Nazlı Eren ve Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Güleç ile konuşuyoruz.
Türkiye’nin lise seviyesindeki ilk robotik takımı
Nazlı Eren, Türkiye’nin lise seviyesindeki ilk robot takımı ‘Sultan’s of Türkiye’nin bir üyesi ve aynı zamanda takım kaptanı. 2015 yılından bu yana Darüşşafaka’da okuduğunu söylüyor Eren ve robotik takımın neler yaptığından bahsediyor.
Her yıl Ocak ayında açıklanan bir konu üzerinde ortalama 6 haftada bir robot geliştirdiklerini, sonrasında her takımın kendi bölgesindeki yarışmaya katıldığını ve nihayetinde de Türkiye genelinde bölge şampiyonlarının yarıştığı bir finalin gerçekleştiğini anlatıyor.
Darüşşafaka’nın Robotik Takımı, İzmir’deki Türkiye Şampiyonası’nda birinci olmuş ve böylece ABD’de düzenlenen Dünya Robotik Şampiyonası’nda katılmaya hak kazanmış. Nazlı Eren, dünya şampiyonasında yaklaşık 500 takım olduğu bilgisini veriyor ve “Lise seviyesinde dünyanın en önemli yarışmasından bahsediyoruz… 40’tan fazla ülkenin katıldığı çok önemli bir organizasyon... Biz bu şampiyonada ‘İlham Veren Mühendislik’ ödülünü kazandık.” diyor.
Bu ödülü alan ilk Türk öğrenci
Dünyanın lise seviyesindeki en büyük robotik yarışmasından tek ödülle dönmedi Darüşşafaka… Kendisi de ‘Dean’s List’ ödülünü kazandı. Takımların yıl boyunca aday gösterdiği on binlerce kişi arasından birinci olarak bu ödülü almanın ne anlama geldiğini şöyle anlatıyor Nazlı Eren:
“Dean’s List Ödülü, etki yaratan ve çevresine ilham olan öğrenciyi onurlandırmak için verilen bir ödül. Bu ödülü alan ilk Türk öğrenci olduğum ve böyle bir başarıyı ülkeme getirdiğim için çok mutluyum. Çünkü Türk gençleri olarak neler başarabileceğimizi tüm dünyaya göstermek istiyorum.
Darüşşafaka’da aldığımız eğitimlerin ve buradaki diğer etmenlerin bu başarıdaki rolü çok büyük. Burası bambaşka bir dünya. Burada kazandığımız becerilerin değeri paha biçilemez. Bu nedenle genç kardeşlerimi de mutlaka buraya davet ediyorum.”
Amaç sadece iyi bir eğitim değil
Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Güleç, kurumun ‘fırsat eşitliği’ misyonuna vurgu yapıyor ve annesi babası hayatta olmayan, ekonomik durumu kötü ama yetenekli öğrencileri kurum çatısı altına alarak ülkemize kazandırmak istediklerini anlatıyor.
Amaçlarının sadece iyi bir eğitim olmadığının altını çizen Güleç, “Buraya gelen bütün öğrencilerin sosyal bir insan olmalarına, çağın koşullarına uygun eğitimler almalarına ve nihayetinde onları 21. yüzyıl yetkinlikleriyle donatmaya çalışıyoruz. Ve bunları büyük ölçüde başarıyoruz” sözleriyle süreci özetliyor.
Okulda 30’un üzerinde farklı atölye olduğunu ve her öğrenciyi kendi ilgi alanına, yeteneklerine göre eğitmeye çalıştıklarını belirten Güleç, 3D yazıcı eğitimleri, girişimcilik ve inovasyon projeleri gibi örnekler veriyor.
Tamamen gönüllülerin bağışlarıyla ilerleniyor
Oğuz Güleç’e tüm bunların nasıl yapıldığını soruyoruz… Çünkü bu kadar çok öğrenciye bu denli kaliteli eğitim verebilmenin ve sosyal açıdan da onları desteklemenin bir maliyeti var. Tamamen gönüllü bağışçıların destekleriyle ilerlediklerini anlatıyor Güleç:
“Gelecek yıl Darüşşafaka Cemiyeti’nin kuruluşunun 160. yılı. Bu nedenle önümüzdeki dönem okulumuza 160 öğrenci alacağız. Lisemizin ise 150. yılı. O dönemde 54 öğrenci ile kapılarını açan okulumuzda bugün 900 öğrenci tam burslu olarak 8 yıl eğitim alıyor. Amacımız bin öğrenciye ulaşmak ve daha çok kişiye dokunmak.
Darüşşafaka tamamen hayırsever Türk halkının bağışlarıyla ayakta kalan bir kuruluş. Kamudan herhangi bir katkı almıyoruz. Şeffaflık olarak Türkiye’nin en önde gelen kurumlardan biri olmamız bizi mutlu ediyor.
Nazlı Eren ve Robotik Takımımızın başarısı sadece bir örnek… Çok farklı alanlarda dünyanın dört bir yanında yarışmalara katılıyor, ödüller alıyoruz. Bu tür kıymetli öğrencileri yetiştirebilmemiz için de bütün Türk halkının, ülkemizdeki ticari kuruluşların hem kurumsal hem de bireysel olarak bize destek olmaları çok önemli. Bizleri var eden onlar, onlar sayesinde biz varız. Onlar sayesinde Nazlı ve okul arkadaşları var. Umarım gelecek dönemdeki bağışlarla başarı peşinde koşan nice öğrenci yetiştirebiliriz.”