Milli Eğitim Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, mesleki eğitim merkezlerinde, asgari ücretin üçte biri oranında ücret alan öğrenciler, mezun olduktan sonra iş yeri açma belgesine de sahip oluyor.
Yaş sınırı olmaksızın meslek sahibi olmak isteyen en az ortaokul mezunu herkesin başvurabildiği, 3 yıl çıraklık, 1 yıl kalfalık eğitimleri verilen mesleki eğitim merkezlerinde, çıraklar 1658, kalfalar 2 bin 763 lira ücret alıyor.
33 alan ile 181 farklı dalda eğitim imkanı sunulan mesleki eğitim merkezlerindeki mezunların istihdama katılım oranı yüzde 88.
"10 ayda rekor artış gerçekleştirdik"
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, konuyla ilgili değerlendirmesinde, Türkiye'nin mesleki alanda ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü yetiştirmek için yapılan çok yönlü çalışmalarla, mesleki eğitim merkezlerine kayıtlı öğrenci sayısını 10 ay gibi bir sürede 159 binden 910 bine ulaştırarak rekor artış gerçekleştirdiklerini belirtti.
Öğrencilerin haftada bir gün okulda, diğer günlerde gerçek iş ortamlarında mesleki eğitim imkanı bulduklarını hatırlatan Bakan Özer, mesleki eğitim merkezlerini güçlendirmek ve iş gücü piyasasının çırak, kalfa ve usta ihtiyacını karşılayabilmek için 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nda 25 Aralık 2021'de değişiklik yapıldığını belirtti.
Milli Eğitim Bakanı Özer, "Bu atmış olduğumuz adımın, yeni düzenlemenin sahaya ne kadar hızlı bir şekilde yayıldığını görmekten gerçekten büyük mutluluk duyuyoruz. 2022'nin sonunda 1 milyon hedefine ulaşmakla kalmayacağız, bu hedefin de çok daha ötesine geçeceğiz." ifadelerini kullandı.
"Genç işsizlik oranlarının düşürülmesine katkısı olacak"
Bu merkezleri çok daha güçlendirerek çırak, kalfa ve usta sayısıyla ilgili iş gücü piyasasının uzun vadeli diğer ihtiyaçlarını da karşılamak için yeni bir projelerinin olduğunu aktaran Bakan Mahmut Özer, şunları kaydetti:
"Bu merkezlerin güçlenmesiyle bir taraftan küçük ve orta ölçekli işletmelerin özellikle çırak, kalfa, usta ihtiyacı giderilirken aynı zamanda bu durumun, ülkemizin genç işsizlik oranlarının düşürülmesine de çok önemli katkıları olacak. Özellikle OECD ülkelerinin performans göstergelerinde aktif olarak kullanılan ‘ne eğitimde ne işte’ göstergesi olan eğitim ve iş gücü piyasasının geçişkenliğinin performansını ölçen göstergede de çok önemli iyileştirmelerin bu vesileyle sağlanacağına inanıyorum."