YÖK, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası Milli Güvenlik Konseyi (MGK) tarafından hazırlanarak 6 Kasım 1981'de yayımlanan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile kuruldu.
Türkiye'deki tüm yükseköğretim kurumlarını çatısı altında toplayan YÖK, bugün itibarıyla sayısı 207’yi bulan yükseköğretim kurumu, 8 milyonu bulan öğrenci, 175 bini bulan öğretim elemanı ile oldukça geniş bir kesim için çalışmalar ve koordinasyon görevi yürütüyor.
YÖK'e bugüne kadar sırasıyla Prof. Dr. İhsan Doğramacı, Prof. Dr. Mehmet Sağlam, Prof. Dr. Kemal Gürüz, Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ile Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya başkanlık etti.
Yeni misyon ve vizyonuna liyakat ve şeffaflığı koyan YÖK, Yükseköğretim Kalite Kurulunun kurulması, Yükseköğretimde Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi, YÖK 100/200 Doktora Projesi, Hedef Odaklı Uluslararasılaşma, Üniversite-Sanayi İş Birliği, Dijital Dönüşüm, Açık Bilim ve Açık Erişim Projesi, Geleceğin Meslekleri Projesi, YÖK Sanal Laboratuvarı, akademide liyakata ve kritik alanlara öncelik veren YÖK-Gelecek Projesi ve yakın zamanda ayrıntıları açıklanacak olan YÖK-Anadolu Projesi gibi birçok alanda kaliteyi önceleyen yeni ve yenilikçi çalışmalara imza atıyor.
Yükseköğretim Kuruluna, 6 Kasım 2014'te vekaleten, 11 Kasım'da ise asaleten atanan Prof. Dr. Yekta Saraç başkanlık yapıyor. Saraç, göreve geldiği günden itibaren "Yeni YÖK" felsefesiyle "eski YÖK" imajını geride bırakmak için birçok yapısal değişikliğe imza attı. Bu süreçte "YÖK üniversitelere neden müdahale ediyor?" döneminden "YÖK üniversitelere şu konularda neden müdahale etmiyor?" dönemine geçildiği belirtilirken artık sürecin üniversitelere sürekli müdahale etmek yerine yetki devirleri ile yönetildiği açıklanıyor.
"Yeni YÖK" mottosunun mimarı Yekta Saraç'ın göreve gelmesiyle Kurul, ilk olarak bazı yetkilerinin üniversitelere devredilmesiyle dikkatleri üzerine çekti. Bu dönemde yükseköğretimde daha önce cesaret edilemeyen yapısal değişiklikler hayata geçirildi. Bunların en önemlileri arasında YÖK'ten tamamen bağımsız bir Yükseköğretim Kalite Kurulunun kurulması yer aldı.
Yeni YÖK'ün başlattığı Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve Araştırma Odaklı İhtisaslaşma Projesi ile de yenilikler hayata geçirildi. Bölgesel Kalkınma Odaklı Üniversiteler ve Araştırma Üniversiteleri olmak üzere iki koldan yürütülen proje kapsamında, araştırma üniversitelerinin performans sonuçlarına ilişkin yıllık raporlar "şeffaflık" gereği kamuoyu ile paylaşılmaya başlandı.
Vakıf üniversitelerindeki kaliteyi artırmaya dönük de bir dizi faaliyet yürüten YÖK, bu üniversitelere AR-GE bütçesi ayırma ve öğretim üyesi yetiştirme zorunluluğu getirdi. Yükseköğretim tarihinde ilk kez "Üniversite Yıllık izleme ve Değerlendirme Raporları" ve "Vakıf Yükseköğretim Kurumları Raporları" da yayımlanmaya başlandı.
Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu alanlarda 5 binin üzerinde doktoralı yetişiyor
Yükseköğretim Kurulunca, ilk kez başlatılan, başarıya endeksli burs programlarına büyük önem veriliyor. Bunlardan en dikkati çekeni yeni YÖK'ün "Gelecek 10 yıl için güçlü nesiller yetiştirme" sloganı ile başlattığı 100 öncelikli alanda, her çağrıda 2 bin kişiye doktora bursu verilen "YÖK 100/2000 Doktora Burs Programı" oldu.
YÖK'ün özel önem verdiği bu programdaki öğrenci sayısı, bu yıl itibarıyla 5 binin üzerine çıktı. Ayrıca, Yurtdışı Doktora Araştırma Bursu (YÖK-YUDAB) da hayata geçirilen önemli burs projeleri arasındaki yerini aldı.
Temel Bilimler Programları Üstün Başarı Sınıflarında (YÖK-TEBİP) özel müfredat ve hocalar tarafından eğitim gören, ülke için özel bilim insanları yetiştirilirken YÖK başarı bursları ile de öğrenciler destekleniyor.
YÖK ayrıca Türkiye'de ve hatta dünyada daha önce uygulanmamış olan bir yabancı öğrenci burs programı kurguladı. Bu kapsamda, Türkiye'de öğrenim görmesi sağlanan öğrenciler, ülkelerine döndükten sonra kendi ülkelerindeki devlet kurumlarında 5 yıl boyunca hizmet verecek.
Uluslararası öğrenci sayısında rekor artış
YÖK'ün uluslararasılaşma alanında hedef odaklı yaptığı planlamalar da meyvesini vermeye başladı. "Yükseköğretimde Uluslararasılaşma Strateji Belgesi"nin de hazırlanmasıyla 182 ülkeden uluslararası öğrenci sayısı 200 bini aştı. Bu artış oranının, Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde son 3 yılda görülmediği kaydedildi.
Küresel ölçekteki koronavirüs hastalığı salgınının ülkeye uluslararası öğrenci akışını olumsuz etkilememesi için bazı kararlar alındı ve YÖK olarak Study in Turkey YÖK Virtual Fair 2020 adıyla bir sanal yükseköğretim fuarı düzenlendi. 20-22 Temmuz 2020'deki fuarda, 165 ülkeden ziyaretçi, sanal ortamda, herhangi bir ücret ödemeksizin yükseköğretim kurumlarının temsilcileri ile buluşma ve ayrıntılı bilgi alma imkanına sahip oldu. Uluslararası öğrenciler için düzenlenen sanal fuarın bir benzeri de Türkiye'deki üniversite adayları ve veliler için Üniversiteni Keşfet YÖK Sanal Fuarı-2020 adıyla düzenlendi.
Üniversite- sanayi iş birliğinde "sessiz devrim"
Üniversite-sanayi iş birliğine yönelik "sessiz devrim" tabiriyle düzenlemeler de hayat geçirildi. Buna göre, meslek yüksekokullarının organize sanayi bölgelerinde açılması ve iş yeri odaklı eğitimin teşvik edilmesi uygulamaları başlatıldı. Bilimsel araştırma projelerinde lisansüstü öğrenciler bursiyer olarak desteklenirken, üniversitelerde sermaye şirketi statüsünde Teknoloji Transfer Ofislerinin kurulmasına destek verildi. YÖK-Aselsan Doktora Programları (Aselsan akademi) da başlatıldı.
YÖK'ün yürüttüğü yükseköğretimde yenilikçi girişimler, projeler ve düzenlemeler de devam ediyor. Doktora Sonrası Araştırmacı İstihdamı (Post-doc), ücretli araştırma izni, emekli öğretim üyelerinin sözleşmeli olarak istihdam edilmesi, denklik ve tanımada yeni gelişmeler, yükseköğretimde engelsiz eğitim ve erişim çalışmaları, ilk kez verilen YÖK Üstün Başarı Ödülleri, Yükseköğretim Eğitim Programları Danışma Kurulu ve Meslek Yüksekokulları Koordinasyon Kurulunun kurulması, Ortadoğu'da Akademik Mirası Koruma Projesi gibi başlıklarda politikalar da halen sürüyor.
Üniversitelerde dijital dönüşüm
Son dönemde yükseköğretim alanında dijital ortamda yenilikçi düzenlemeler de hayata geçirildi. YÖK'te dijital sistem ve veri paylaşımı üzerine de çalışmalar yürütüldü. Online denklik başvurusu, YÖK Atlas, YÖK Akademik, Ulusal Tez Merkezi, üniversitelere e-Kayıt, YÖK Kariyer, e-Mezuniyet Belgesi, YÖK mobil uygulamaları gibi e-Devlet üzerinden kolayca yürütülen hizmetler sunulmaya başlandı.
"Dijitalleşen YÖK" mottosuyla Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesini yükseköğretim tarihinde ilk kez bu yıl hayata geçiren YÖK, bu alanda öğretim üyelerine ve öğrencilere yönelik eğitimlere hız verdi.
"Açık Bilim ve Açık Erişim"
"Dijitalleşen YÖK" çalışmaları kapsamında "Açık Bilim ve Açık Erişim" çalışmaları ile yapılan bir dizi düzenleme sonunda açık bilim açık erişimde önemli mesafeler kat edildi. "YÖK Açık Bilim Sistemi Yazılım Projesi" çalışmaları ise devam ediyor.
YÖK'ün koronavirüs önlemleri çalışmaları
Yükseköğretim Kurulunca, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleri kapsamında üniversite öğrencilerinin açık erişimine sunulan "YÖK Dersleri Platformu" hayata geçirildi ve bu platforma ait içeriklere, mobil operatörler tarafından tanımlanacak olan 6 GB'lık "Uzaktan Eğitime Destek kotası" kapsamında ücretsiz erişim imkanı sağlandı.
YÖK bünyesinde, çeşitli üniversitelerin farklı disiplinlerinden gelen uzaktan öğretim alanında uzman akademisyenlerin yer aldığı "Uzaktan Öğretim Politikaları Komisyonu" oluşturuldu.
Salgın sürecinde üniversitelerdeki uygulamalara yönelik "Küresel Salgında Yeni Normalleşme Süreci Rehberi" hazırlayan YÖK, ayrıca Türk Standardları Enstitüsü (TSE) iş birliğiyle salgın ile mücadele kapsamında, üniversite yerleşkelerinde sağlıklı ve temiz ortamların oluşturulması, hijyen koşullarının sağlanması için "Küresel Salgın Bağlamında Yükseköğretim Kurumlarında Sağlıklı ve Temiz Ortamların Geliştirilmesi Kılavuzu"nu hizmete sundu.
Salgın nedeniyle mart ayında üniversitelerde uzaktan öğretime geçilmesiyle birlikte laboratuvar uygulamaları gerektiren derslere ilişkin çözüm olarak YÖK Sanal Laboratuvar Projesi de hayata geçirildi.
YÖK-Gelecek Projesi ile yeni dönem
Yeni YÖK tarafından yükseköğretim tarihinde ilk kez başlatılan YÖK Gelecek Projesi ile şeffaflık, liyakat ve fırsat eşitliğini gözeterek üniversitelerde akademik kadro kullanımda mevcut genel cari usule ek olarak yeni bir yöntem getirilmeye başlandı.
Bu projede öncelenen "kişiler" değil, öncelikli alanlar olacak. Farklı statüde olan devlet üniversiteleri için kadro kullanımı konusunda ülkenin kalkınma yolundaki yürüyüşüne uygun merkezi bir planlama yapılacak.
Geleceğin bilim insanları için YÖK tarafından kurgulanan bu proje üç aşamadan oluşacak.
Projenin birinci aşaması, ülkenin kalkınmasında önem arz eden disiplinlerarası alanlarda araştırma görevlisi alımı ile başlatıldı. "Öncelikli Alan Araştırma Görevlisi İstihdamı" ile üniversitelere ek kadro tahsisi yapıldı. İlan izinleri YÖK'ten alındıktan sonra gerekli şartlar üniversitelerce yürütülüyor.
Bu kadrolara yapılacak atamalar, bütünüyle liyakat çerçevesinde olması için belli bir üniversitenin havuzundan değil, Türkiye'nin havuzundan yararlanılarak gerçekleştirilecek.
Yeni YÖK, Türk yükseköğretim sisteminin liyakat ve ehliyet çerçevesinde şekillendirilmesine ve üniversitelerin ihtisaslaşmasına katkı sağlayacak "Öncelikli Alan Araştırma Görevlisi" atamalarıyla, kısa bir müddet zarfında yükseköğretim sisteminde hissedilebilir bir iyileşme hedefliyor.
Projenin ikinci aşamasını ise “Öncelikli Alanlarda Öğretim Üyesi İstihdamı” oluşturuyor. Projenin bu aşamasında öncelikli ve özellikli alanlar olarak kritik teknoloji alanları belirlendi.
Dünyada kritik teknoloji olarak adlandırılan alanlara ilişkin etki ve ülke şatlarında yapılabilirlik analizleri dikkate alınarak kendi içlerinde önceliklendirildi. Daha sonra da belirlenen bu alanlarda üniversitelerin yetkinliğine ilişkin bibliyometrik analizler yapıldı. Başarılı bulunan üniversitelerin bölümleri ile bu kritik alanlar eşleştirildi.
"Öncelikli Alan Araştırma Görevlisi İstihdamı" kapsamında, ülkenin kalkınma yolundaki öncelikli olan ve dünyada "kritik teknolojiler" olarak adlandırılan alanlarda üniversitelere öğretim üyesi kadroları (doktor öğretim üyesi, doçent, profesör) ek atama izinleri verildi.
Belirlenen öncelikli alanlarda 77 üniversiteye 18 kritik teknoloji alanında 750 ek öğretim üyesi kadrosu tahsis edildi. Yani üniversiteler mevcut mevcut kadroları izinlerine ek olarak, toplamda 750 öğretim üyesi daha alabilecek. Böylece, sadece ülke için önemli olan kritik teknoloji alanlarında, başarılı öğretim üyelerinin bulunduğu bölümlere başarısı dolayısıyla ayrıcalık tanınıyor. Bu aşama ile YÖK kurulduğu tarihten itibaren ilk defa başarılı bölümlerin, merkezi olarak YÖK tarafından görülmesi ve bunlara kadro takviyesi yapılması söz konusu oldu.
Projenin üçüncü aşamasını ise akademik personel istihdamına yeni bir vizyon kazandıracak olan "YÖK Akademik Kariyer-Liyakat Platformu" oluşturacak. Liyakat sahibi nitelikli doktoralı gençler ile üniversiteler ülkede ilk defa uygulanacak bir kurgu ile bir platformda eşleştirilecek.
Bu proje, doktorasını tamamlamış akademisyen, araştırmacı ve bilim insanlarının Türk yükseköğretim sisteminde daha şeffaf ve liyakat odaklı istihdamına yönelik kurgulandı. Platform önümüzdeki günlerde kullanıma açılacak.
YÖK-Anadolu Projesi
Anadolu'daki yeni gelişen üniversiteleri nispeten daha gelişmiş üniversitelerle eşleştirerek eksiklerin hızla giderilmesinin hedeflendiği, ilk kez kurgulanan "YÖK Anadolu Projesi"nin ise bu ay içerisinde hayat geçirilmesi planlanıyor.