Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Memur-Sen Genel Merkezi'nde düzenlenen "4688 Sayılı Kanun ve 10. Yılında Toplu Sözleşme Kongresi"nde, Kovid-19 salgınının ekonomiler üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsederek, salgının en kötü şartlarında dahi Türkiye'de çarkların durmadığını söyledi.
ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde üretimin durması nedeniyle enflasyonun oluştuğunu belirten Bilgin, Türkiye'deki enflasyonda hem bunun, hem de doğal gaz ve petrol fiyatlarındaki aşırı yükselmenin etkili olduğunu vurguladı.
Enflasyonla mücadelenin birinci öncelikleri olduğunu ifade eden Bilgin, şöyle konuştu:
"Türkiye, salgından sonra dünyada en hızla büyüyen iki ülkeden birisi oldu. 'Türkiye kalkınıyor ve büyüyor deniyor ama topluma yansımıyor' diyenler var. Bunların tabii büyümeden ne anladıklarına bakmak lazım. Büyüme bir önceki yıla göre, toplam mal ve hizmet oranındaki artışı gösterir. Bu süreklilik arz ettiği zaman refah yaratıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin meselesi demokrasi içerisinde sürekli büyüyen, refah yaratan bir ekonomik ve sosyal politik zemine ulaşmaktır. Tabii ekonomik kalkınma, büyüme tek başına yeterli olan şeyler değil.
Biz bunu sosyal politikalarla zenginleştirmek durumundayız. Bu bakımdan sendikalar ve sendikal özgürlük fevkalade önemlidir. Çünkü sosyal zeminin en önemli aktörü sendikalardır. Sendikal mücadele, bir taraftan demokratikleşmemize bir taraftan sosyal dengelerin inşa edilmesine katkı yapan kurumlardır. Bunun için sendikalar demokrasinin vazgeçilmez kurumlarıdır, bunun için sendikalar demokrasi mücadelesinin en önemli unsurlarıdır. Sendikaların ve toplu sözleşme mekanizmasının güçlenmesine toplumun bütün kesimlerinin ihtiyacı vardır."
"Enflasyona karşı çalışanları korumak bizim görevimiz"
Türkiye'nin karşılaştığı tüm zorluklara rağmen önemli adımlar attıklarını, bu adımları atmaya da devam ettiklerini dile getiren Bilgin, şunları kaydetti:
"Enflasyona karşı çalışanları korumak bizim görevimiz. Bu konuda kısa sürede tarihsel adımlar atıldı. Bunlardan birisi asgari ücrete yapılan artış. Tarihimizde ilk defa enflasyon yüzde 36 iken, yüzde 50 düzeyinde reel artış yapıldı. Devam eden enflasyonist ortam dikkate alındığında bunu değişik şekillerde yorumlamak mümkün ama inkar etmek mümkün değildir. Diğer bir konu, asgari ücretin vergi dışı bırakılması, tüm ücretlerin asgari ücret kadar olan kısmının vergi dışı bırakılmasıdır. Bu bizim öğrenciliğimizden beri konuşulan bir konuydu. Bu konuda bir ilk yaşandı ve bu gerçekleşti. Bugün bunun önemini göremeyebiliriz ama biraz tarihsel baktığımızda ne kadar önemli olduğunu daha iyi görebiliriz."
Bakan Bilgin, toplu sözleşme mekanizmalarının hem kamu işçileri hem de memurlar için devam ettiğini belirterek, şu bilgileri verdi:
"İşçilerimizle, memurlarımızla o günkü şartlar altında çok önemli toplu sözleşme kararlarına imza attık. Orada çalışanları koruyan, bizim toplu sözleşmemizi anlamsız olmaktan kurtaran, gelişmeler karşısında direnç gösteren bir madde var. Bu madde, enflasyon farkının verilmesi. Biz ocak ayında sadece enflasyon farkını vermedik, yüzde 3 civarında sosyal denge farkını da verdik. Önümüzde temmuz enflasyonu var. Unutmayalım ki temmuzda enflasyon farkını kamu çalışanlarımıza, emeklilerimize yapacağımız düzenlemeyle yeniden ele alacağız."
"Sözleşmelerle ilgili çalışma tamamlanmak üzere"
Türkiye'nin sosyal devlet olma sorumluluğunu, salgın şartlarına, dünyadaki enflasyonist ortama, bunun Türkiye'ye etkilerine rağmen yerine getirme bilinciyle hareket ettiğini belirten Bilgin, şöyle devam etti:
"Bundan da asla vazgeçmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal devlettir. Ne demek sosyal devlet? Sosyal politikalarıyla çalışanlarını koruyan, enflasyona ezdirmeyen devlet, enflasyon artıyorsa enflasyona karşı koruyucu tedbirler alan devlet. Çalışanların çalışma şartlarını, statülerini ve standartlarını belirleyen devlet. 3600 ek göstergede çalışmamız son aşamaya geldi. Sosyal tarafların da katılımıyla çalışmamızı tamamlamak üzereyiz. Ümidimiz mayıs ayında çalışma tamamlanacak ve Meclis'e intikal ettirilecek. Bunun yanında, kamuda sözleşmeli personellerin durumunu isteğe bağlı olarak düzenlemek, bunu da belli kamu haklarına kavuşturarak çözmek istiyoruz. Bu konudaki çalışmamızı da tamamlamak üzereyiz, bunu sosyal taraflarla ele alıp bir çözüme kavuşturacağız."