ABD ekonomisi, 7 çeyrek sonra tekrar teknik resesyona girdi. Yüksek enflasyonla mücadelenin sürdüğü ABD'de ekonomi, yılın ilk çeyreğinin ardından ikinci çeyreğinde de beklentilerin aksine daraldı.
ABD Ticaret Bakanlığı'nın öncü verilerine göre, ülkede gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) yılın ikinci çeyreğinde yıllıklandırılmış olarak yüzde 0,9 azaldı.
Bu yılın ikinci çeyreğinde de ilk çeyrekte olduğu gibi küçülme gösteren ABD ekonomisinin, yüzde 0,5 büyümesi öngörülüyordu.
Ülke ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde yüzde 1,6 küçülmüştü. Böylece ABD ekonomisi, iki çeyrek art arda daralma göstererek teknik olarak resesyona girdi.
Tüketici harcamaları yavaşladı, yatırımlar azaldı
Bu dönemde ABD ekonomisindeki daralmada, özel stok yatırımları, konut sabit yatırımları, federal kamu harcamaları, eyalet ile yerel kamu harcamaları ile konut dışı sabit yatırımlardaki azalma etkili oldu.
Aynı dönemde, kişisel tüketim harcamalarındaki artış ise tüketicilerin yüksek enflasyondan dolayı isteğe bağlı harcamalarını kısmaları nedeniyle yavaşladı. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 1,8 artan kişisel tüketim harcamaları, ikinci çeyrekte yüzde 1'lik artış kaydetti.
İkinci çeyreğe ait GSYH verileri, yüksek enflasyonun tüketici harcamalarını yavaşlattığını, yüksek enflasyona karşı artan faiz oranlarının ise işletme harcamaları ile konut talebini azalttığını ortaya koydu.
Ülke ekonomisi en son 2020'de teknik resesyona girmişti
ABD ekonomisi, en son yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ekonomik faaliyeti durma noktasına getirmesiyle 2020'nin ilk iki çeyreğinde art arda daralma yaşamıştı.
Ülke ekonomisi, 2020'nin ilk çeyreğinde yüzde 5,1 ve ikinci çeyreğinde yüzde 31,2 küçülerek teknik olarak resesyona girmişti.
ABD'de tarım dışı istihdam da salgının etkisiyle Nisan 2020'de 20,5 milyon kişi azalırken, işsizlik oranı yüzde 4,4'ten yüzde 14,7'e yükselmiş ve Ağustos 2020'ye kadar çift hanelerde kalmıştı.
Fed ise Kovid-19 salgınının ilk aylarında politika faizini yüzde 0-0,25 aralığına çekerek ekonomiye destek sağlamak amacıyla varlık alımına başlamıştı.
Ekonomi, 2020'nin ikinci çeyreğinde Kovid-19 salgını nedeniyle yaşadığı tarihi daralmanın ardından üçüncü çeyrekte ekonomik normalleşmenin başlamasıyla yüzde 33,8'lik rekor hızda büyüme kaydetmişti.
Kovid-19 salgınının ekonomik etkileri sonucu 2020 yılı genelinde yüzde 3,4 küçülen ABD ekonomisi, 1946'dan bu yana kaydedilen en kötü performansı göstermişti. Ülke ekonomisi, 2020'de gösterdiği daralmanın ardından 2021'de ise yüzde 5,7 ile 1984'ten bu yana en güçlü büyümeyi yaşamıştı.
ABD'li yetkililer son verileri resesyon olarak nitelendirmiyor
Genel olarak resesyon "GSYH'de art arda iki çeyrek düşüş yaşanması" olarak tanımlanırken, ABD'li yetkililer bu tanımı kabul etmiyor.
Ekonomistler, GSYH'nin hükümet harcamaları veya uluslararası ticaret gibi faktörlerden etkilenebilecek geniş bir ölçüt olduğuna inanıyor ve değerlendirmelerinde istihdam, sanayi üretimi, harcamalar ve gelirlere ilişkin verilere odaklanıyor.
ABD’de resmi olarak resesyon ilanı, Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu'ndaki (NBER) bir grup akademisyen tarafından yapılıyor. NBER, resesyonu "ekonomiye yayılan ve birkaç aydan fazla süren ekonomik faaliyetteki önemli düşüş" olarak tanımlıyor.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, GSYH verisinin açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada, çoğu ekonomistin benzer bir resesyon tanımı olduğunu belirterek, "Önemli iş kayıpları ve toplu işten çıkarmalar, kapanan işletmeler, özel sektör faaliyetlerinin önemli ölçüde yavaşlaması, aile bütçelerinin baskı altına girmesi; özetle ekonomimizin geniş tabanlı zayıflaması. Şu anda gördüğümüz şey bu değil." değerlendirmesinde bulundu.
ABD Başkanı Joe Biden da GSYH verisine ilişkin, "Fed enflasyonu düşürmeye çalışırken, ekonominin yavaşlaması sürpriz değil." ifadelerini kullandı.
Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre de hafta başında düzenlediği basın toplantısında, bu hafta açıklanacak GSYH verilerini "resesyon" olarak nitelendirmeyeceklerini bildirmişti. Jean-Pierre, "Şu anda işsizlik verileri anlamında tarihi bir anı yaşamaktayız. İstihdam oranlarına da bakın. Bunlar, bizim resesyonda ya da resesyon öncesi dönemde olduğumuzu göstermiyor." ifadesini kullanmıştı.
Fed Başkanı Jerome Powell ise bankanın yüksek enflasyona karşı temmuz toplantısında da politika faizini 75 baz puan artırmasının ardından düzenlediği basın toplantısında, ABD ekonomisinin şu anda resesyonda olduğunu düşünmediğini ifade etmişti. Ekonominin çok iyi performans gösterdiği çok fazla alan olduğuna dikkati çeken Powell, özellikle iş gücü piyasasına işaret etmişti.
"Fed'in bizi yıl sonuna kadar sert bir ekonomik inişe hazırladığına dair çok fazla gösterge var"
American Enterprise Institute (AEI) Kıdemli Uzmanı Desmond Lachman, AA muhabirine, son GSYH verilerinin, Fed'in enflasyon üzerindeki kontrolünü yeniden kazanabileceği ve aynı zamanda ekonomide yumuşak bir inişi sağlayabileceği umutları için çok fazla olduğunu söyledi.
Lachman, "Hem yurt içinde hem de yurt dışında Fed'in bizi yıl sonuna kadar sert bir ekonomik inişe hazırladığına dair çok fazla gösterge var." dedi.
Enflasyonun ücretleri aşındırması nedeniyle tüketici güveninin rekor düşük seviyelere yakın olduğuna işaret eden Lachman, konut piyasasının ise mortgage (konut kredisi) faiz oranlarının iki katına çıkması sonucu zarar gördüğünü kaydetti.
Lachman, ihracatçıların ise güçlü dolar ile Avrupa, Çin ve yükselen piyasa ekonomilerindeki ekonomik sıkıntılar nedeniyle güçlü ters rüzgarlarla karşı karşıya olduğunu aktardı.
Desmond Lachman, "Sert bir ekonomik iniş ve finansal piyasa stresi riski, Fed'in enflasyonu kontrol altına almak için fazla şahin bir para politika duruşu benimseyip benimsemediği konusunda ciddi soruları gündeme getiriyor olmalı." diye konuştu.
Lachman, bunun Fed'i hem faiz oranı artışlarının hızını yavaşlatmaya hem de bilanço küçültmesinde kısa bir süre sonra geri adım atmaya sevk edebileceğini ifade etti.
"Gerçek resesyon an meselesi"
ING Uluslararası Ekonomistleri James Knightley de ABD ekonomisinin iki çeyrek art arda daralmasının teknik bir resesyon olduğunu, yetkililerin bunun "gerçek" bir resesyon olmadığını söyleyeceğini belirtti.
Resesyonun hane halkı üzerindeki baskının yoğunlaşmasıyla sadece bir "an meselesi" olacağına dikkati çeken Knightley, "Bu teknik bir durgunluk olsa da, işsizlik hala düştüğü ve tüketiciler hala harcama yaptığı için Fed henüz gerçek bir resesyon içinde olmadığımızı söylemekte haklı, ancak bu sadece bir an meselesi gibi görünüyor." değerlendirmesinde bulundu.