ABD, 2015 yılında nükleer anlaşma çerçevesinde kaldırdığı İran yaptırımlarının deniz taşımacılığı, finans ve enerji alanlarını kapsayan ikinci bölümünü dün itibarıyla uygulamaya başladı. Bu durum, İran ile ticaret yapan ülkeleri de doğrudan etkileyecek. Türkiye, yaptırımlardan geçici muaf tutulan 8 ülke arasında yer alırken, gelişmelerin yeni dönemde ticarete nasıl yansıyacağı değerlendiriliyor.
İran'ın en fazla ithalat yaptığı ülkeler arasında Çin, geçen yıl 18,6 milyar dolarla ilk sırada gelirken, bu ülkeyi 4 milyar dolarla Güney Kore, 3,4 milyar dolarla Almanya, 3,2 milyar dolarla Türkiye ve 2,6 milyar dolarla Hindistan izledi.
Ülkenin ihracat rakamlarına bakıldığında, Çin 18,5 milyar dolarla başı çekerken, Hindistan'a 11 milyar dolar, Güney Kore'ye 8 milyar dolar, Türkiye'ye 7,5 milyar dolar, İtalya'ya 3,8 milyar düzeyinde ürün satışı gerçekleştirildiği dikkati çekti.
İran Ulusal Petrol Şirketine göre, ülkenin yaklaşık 150 milyar varil ham petrol ve 33,5 trilyon metreküp doğal gaz rezervi bulunuyor. Türkiye'nin toplam petrol ithalatı ise Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu verilerine göre, geçen yıl 42 milyon 653 bin ton oldu. İran'ın, 2017'de Türkiye'nin ham petrol ithalatındaki payı yüzde 44,6, toplam petrol ithalatındaki payı ise yüzde 26,9 olarak hesaplandı.
Türkiye-İran dış ticareti
Türkiye'nin geçen yıl İran ile ticaret hacmi 10,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşirken, bu yılın 9 ayında söz konusu rakam 7,5 milyar dolar olarak kaydedildi.
İran ile Türkiye arasında 2012 yılından beri düşüş trendinde olan ikili ticaret, 2016 yılında 9,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmişti. 2017 yılında ise ithalat artışı dolayısıyla dış ticarette artış oldu.
Türkiye'nin İran'a ihraç ettiği ürünler arasında karayolu taşıtları için aksam, parça ve aksesuarlar, altın, motor aksam ve parçaları, çinko cevherleri, otomobil, tütün ve hijyenik eşyalar başı çekiyor. Ülkenin İran'dan ithalatında ise kimyasallar ile işlenmemiş çinko ve alüminyum, demir veya alaşımsız çelikten yarı mamuller, kabuklu meyveler önde geliyor.
"Türk lirası kullanmak zorunda kalacaklar"
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) İç Politika Koordinatörü Mehmet Koç, söz konusu yaptırımlara Türkiye taraf olmasa da iki ülke ticari ilişkileri açısından birtakım sorunlar doğabileceğini söyledi.
Koç, İran'ın bankacılık sisteminin uluslararası sistemden dışlanmasının, ekonomik ilişkilerini de sıkıntıya soktuğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Uluslararası bankacılık sisteminin dışına itilmesinin yanı sıra İran'ın dolarla ticaret yapma kısıtı da var. Bu durum İran'ın elini zora sokuyor. Petrol ve doğal gaz satışı uluslararası sistemde dolar üzerinden yapılıyor. Biz her durumda İran gaz ve petrolünü almaya devam edeceğiz. Türkiye, geçici olarak yaptırımlardan muaf tutulacak 8 ülkeden biri, ancak bu noktada dolarla ödeme mümkün olmayacak."
İran'ın para birimi riyal ile uluslararası ticaret yapmasını kısıtlayan ABD'nin uygulamalarına işaret eden Koç, Türkiye ve İran arasında yerli para birimiyle ticaretin sürdürülmesine ilişkin görüşmelerin devam ettiğini belirtti.
Koç, İran'a yönelik finansal yaptırımların, ülkeyi Türk lirasıyla ticaret yapmaya yöneltebileceğini vurgulayarak, "İran tarafı için Türk lirasıyla ticaret yapmaktan başka çare gözükmüyor. İkinci aşama yaptırımların devreye girmiş olması başka bir seçenek bırakmıyor. İran, en azından Türkiye'den temin ettiği temel ihtiyaçlarda Türk lirası kullanmak zorunda kalacaktır." dedi.
Yaptırımların, İran halkıyla devletinin arasını açmayı amaçladığını savunan Koç, "Tahran yönetiminin Türkiye, Rusya ve Çin gibi ülkelerden beklediği, bu haksız dayatmanın karşısında durmaları. Türkiye de komşu ülke olarak, çıkarları doğrultusunda ticaretini sürdürmek istiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Yaptırımlar, İran için Türkiye'nin önemini artırıyor"
Türk-İran Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Perihan Fatih de ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarında, başta Avrupa Birliği (AB) ülkeleri olmak üzere dünyanın tutumunun önem taşıdığını söyledi.
İran'ın bankacılık sistemini hedef alan yaptırımların iş insanlarının işlerini yakından etkilediğini vurgulayan Fatih, İran ile ticaret yapanların ödemelerini almakta zorluk yaşadığını dile getirdi.
Fatih, ödemelere ilişkin sorunların iki ülke ticaret hacmine de yansıdığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Yaptırımlar arttıkça aslında İran için Türkiye'nin önemi de artıyor. Yaptırımlar, Türkiye için bir fırsat olabilir. Birçok Avrupa firması yaptırımlardan dolayı İran ile direkt ticaret yapmaktan çekinebilir ve Türkiye'deki aracı ticaret firmalarıyla iş yapabilirler. Daha önce bu örneklerle karşılaşmıştık. Dolayısıyla Türkiye'deki firmalar bu yaptırımları avantaja çevirebilir."
Yerel para birimiyle ticaretin çok yaygın olmadığını, iş insanlarının daha çok avroyu tercih ettiğini belirten Fatih, "Yerel para birimiyle ticarete yönelik düzenlemeler yapılırsa iş insanları için çok daha iyi olur. Her iki ülkeyle iş yapanlar için büyük avantaj sağlar." diye konuştu.
Kaynak: AA