Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ateş, "Yerli enerji kaynaklarının oranını artırmaya çalışıyoruz. Karadeniz ve Akdeniz’de hem kara hem denizde doğalgaz arama faaliyetlerimiz var. Akdeniz’deki arama faaliyetlerimizi artıracağız." dedi.
Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi 2017'nin ikinci gününde düzenlenen "Bölgesel Sürdürülebilir Enerji Büyümesi" oturumunda konuşan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Murat Yavuz Ateş, son 10 yıl içerisinde Türkiye’nin OECD ülkeleri içinde en yüksek enerji artışı görülen ülkeler arasında olduğunu belirterek, talep tarafından bakıldığında ülkenin ciddi bir enerji ihtiyacı olduğunu söyledi.
Arz tarafında ise Türkiye’nin petrol, doğalgaz ve kömür ihtiyacının büyük bir kısmının karşılanması için ithalat yapması gerektiğini ifade eden Ateş, söz konusu kaynaklara yakın konumda bulunulmasının olumlu bir durum olduğunu kaydetti.
Ateş, doğalgazın temizlik açısından Türkiye için önemli bir kaynak olduğunu dile getirerek, “Arz-talep dengesi için Türkiye’de gerekli adımları atıyoruz. Piyasa düzenlemeleriyle daha şeffaf ve rekabetçi sistemler oluşturmaya çalışıyoruz.” dedi.
Türkiye’nin kara ve denizlerinde doğalgaz arama çalışmalarına da başladığını hatırlatan Ateş, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yerli enerji kaynaklarının oranını artırmaya çalışıyoruz. Karadeniz ve Akdeniz’de hem kara hem denizde doğalgaz arama faaliyetlerimiz var. Önümüzdeki dönemde Akdeniz’deki arama faaliyetlerimizi artıracağız. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin uluslararası petrol şirketleriyle anlaşmalar yaptığını biliyoruz. Ancak bu mevcut müzakerelere pek de yardımcı olmuyor. Kaynaklar sadece Rum kesimine değil, Türk kesimine de ait. Ayrıca, arama faaliyetlerine tahsis edilen alanlar, üzerinde mutabık kalınan alanlar değil. Mesela, 6. parsel, Türkiye’nin kendi kıta sahanlığının bir parçası olarak görülüyor. Bizim için enerji bir iş birliği kaynağıdır. İş birliğinin gerçekleşebilmesi için birtakım koşullar vardır ve bunların yerine getirilmesi gerekmektedir.”
"Türkiye gerçekten bir şampiyon"
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Başkan Yardımcısı ve Müşteri Hizmetleri Grup Başkanı Philip Bennett de EBRD'nin 30'dan fazla ülkede faaliyet gösterdiğini ve sürdürülebilir enerji alanındaki çalışmalarının yoğun olduğunu söyledi.
Bu çalışmalarını Türkiye'de 7 yıldır sürdürdüklerini belirten Bennett, özel sektördeki kurumlarla çalışmak istediklerini ve sürdürülebilir enerji alanında son derece kapsamlı bir yaklaşımı benimsediklerini aktardı.
Bennett, bu alanda Türkiye'de 5 büyük projeyi finanse ettiklerine dikkati çekerek, "Türkiye bizim yapabileceklerimizi göstermek açısından gerçekten şampiyon bir ülke oldu. Bu sürede 9 milyar avroluk yatırımı finanse ettik. Türkiye'deki yatırımların yarısı sürdürülebilir enerji alanında gerçekleşti. Buraya aktardığımız finansmanla 600 megavatlık kapasiteyi desteklemiş olduk." diye konuştu.
Türkiye'nin pek çok alanda çok gelişmiş bir ülke olduğunu ve bu durumun özellikle finans kuruluşlarınca görüldüğünü vurgulayan Bennett, finans kuruluşları aracılığıyla sürdürülebilir alanlara 3 milyar avroluk finansman sağladıklarını kaydetti. Bennett, bu finansman aktarımının Türkiye'deki 7 banka ile gerçekleştirdiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"2015'te büyük bir gururla ilk doğrudan öz sermaye yatırımımızı Akfen Enerji'ye yaptık. Burada EBRD ve IFC (Uluslararası Finans Kuruluşu) olarak yüzde 17'şer hisse sahibi olduk söz konusu şirkette. Aynı zamanda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Eylem Planları konusunda teknik iş birliği içindeyiz. Ayrıca, Türkiye'nin jeotermal enerji potansiyelini ortaya çıkarmak için de çalışmalarımız sürüyor."
"Elektrik için petrol kullanmak ekonomik bir suç"
Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Fatih Birol ise Türkiye'nin de arasında bulunduğu Doğu Avrupa, Balkanlar ve Ortadoğu bölgelerinde enerji üretiminde ve tüketiminde doğalgaz, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğinin uygulanmasında sıkıntılar yaşandığına işaret etti.
Birol, özellikle Ortadoğu'da muazzam bir doğalgaz hacminin pazara geleceğini gördüklerini, bunun elektrik için daha yaygın kullanılmasının doğru olduğunu belirterek, "Petrolün elektrik üretiminde kullanımını azaltmak, doğalgazı artırmak ekonomik açıdan daha makul, elektrik üretmek için petrol kullanmak ekonomik olarak bir suç." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye açısından ise sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) kullanımı konusunda güçlü bir potansiyel olduğunu belirten Birol, LNG terminallerinin kurulması yanında Türkiye'nin Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) projesini desteklediğini ve bu projenin Avrupalı enerji doğalgaz üretici ve tüketicileri için önemine dikkati çekti.
Atlantik Konseyi
Merkezi ABD'nin başkenti Washington'da bulunan konsey, son yedi senedir İstanbul’da düzenlenen Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi'nde devlet ve hükümet başkanlarını, bakanları, iş dünyasının önde gelen isimlerini, kanaat önderlerini ve sektör uzmanlarını buluşturarak enerji, ekonomi ve politika alanında, bölgesel ve küresel sorunları tartışmak üzere üst düzey platform sağlıyor.
Washington ve New York’ta her yıl düzenli galalarla ekonomi dünyasını ve üst düzey hükümet yetkililerini bir araya getiren konsey, uluslararası arenada oldukça saygın ve etkin bir kuruluş olarak biliniyor.
Atlantik Konseyi, bünyesinde Adrienne Arsht Latin Amerika Merkezi, Afrika Merkezi, Brent Scowcroft Uluslararası Güvenlik Merkezi, Refik Hariri Ortadoğu Merkezi, Dinu Patriciu Avrasya Merkezi, Güney Asya Merkezi, Küresel Enerji Merkezi, Küresel İş ve Ekonomi Merkezi, Milenyum Liderlik Programı ve Transatlantik İlişkiler Programı gibi araştırma birimlerini bulunduruyor.