Safran, kuşkusuz toprakta yetişen bitkilerin piyasa değeri en yüksek olanı. Öylesine değerli ki zaman zaman altınla kıyaslanıyor. Gramı ortalama 30 eurodan alıcı buluyor.
Safranlı pilavın, zerde tatlısının ya da İspanya mutfağının olmazsa olmazı paellanın ana malzemelerinden biri. Aynı zamanda geçmişten bugüne kumaş boyası için de kullanılıyor. Sarayda kullanılan kıyafetlere sarı renk onunla veriliyor, halı ve kilim dokurken sarı renk onunla elde ediliyordu.
Orta Doğu ve Anadolu’ya lale gibi Türkler tarafından getirildiğine inanılan ve süsengiller ailesinden olan safran, bir zamanlar Osmanlı mutfağının da vazgeçilmezi olduğu için bol miktarda yetiştiriliyordu.
Safranbolu şehrine adını veren bu çiçeğin üretimi zaman içinde azaldı hatta bitme noktasına geldi. “Dünyanın en pahalı baharatı” unvanını elinde bulunduran safranın yeniden yetiştirilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı harekete geçti.
Dünyada safran yetiştiren ülkeler, bu baharattan çok yüksek döviz girdisi sağlıyor. Dünyada en çok safran üretimi İran’da gerçekleştirilirken, bu ülkeyi Hindistan ve Yunanistan takip ediyor.
İspanya, Afganistan, Pakistan, Fas, İtalya ve Azerbaycan da üretim yapan diğer ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’de 2000’li yılların başlarına kadar 31 ilde çok küçük miktarlarda üretim sürdürülüyordu.
Kozmetik, ilaç ve gıda sanayiinde kullanılan safranın ağustos ayında dikimi, ekim-kasım aylarında ise hasadı yapılıyor.
Göz hastalıkları, bazı tümörler, alzheimer ve parkinson gibi hastalıkların tedavisi konularında safran üzerinde araştırmalar sürüyor.
Çiçeğindeki üç parçalı dişi organ (stigma), 3,5-4 cm civarında. Birkaç küçük tel görünümündeki bu organ kurutularak kullanılıyor. Ayrıca ‘safranal’ denilen bir bileşik de yine bitkiden elde ediliyor. Tohumdan değil soğandan yetiştirilen bitki, soğan başına 1-14 çiçek veriyor. Bu da az bulunmasına ve kıymetinin artmasına neden oluyor.
Safran, asmaya benzer bir iklim ve toprak yapısı istediği için, üzüm yetiştirilen her yerde yetiştirilmesi mümkün. Bu da Türkiye’nin neredeyse tamamına yakınında yetiştirilebileceği anlamına geliyor.
Anadolu’da bugüne kadar 39 ayrı türü belirlenen safran en çok Karabük’ün Safranbolu ilçesinde yetiştiriyor. Eskişehir ise son yıllarda en büyük gelişmeyi sağlayan il oldu.
Türkiye’de yaklaşık 500 dekar alanda safran üretimi yapılıyor. 2023 yılında Türkiye, bin 36 ton safran ithal ederken, 3 bin 406 ton ihraç etti. 2024’te ise ilk 8 ayda ithalat 641 ton, ihracat ise 2 bin 679 tonu buldu. Türk safranına en büyük talep Fransa, Almanya ve Kuveyt’ten geldi.
Tarım ve Orman Bakanlığı, bu değerli ürünün yeniden tüm Anadolu’da ve yüksek miktarda üretilebilmesi için hem projeler yürütüyor hem de destek veriyor. Safran üretimine yönelik olarak dekar başına 138 lira mazot ve gübre desteği var. 110-155 lira arasında iyi tarım uygulaması desteği, 200 lira da küçük aile işletmesi desteği mevcut. Ayrıca dikim, işleme, kurutma, paketleme için de tesis inşaatı projesine yüzde 50 oranında destek veriliyor.
Bakanlık desteğiyle yürütülen projeler de farklı şehirlerde devam ediyor. Eskişehir Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde 2003 yılında başlatılan safran araştırmalarıyla, ‘Karaarslan’ adı verilen safran türü, 2014 yılında tescil ettirildi ve Türkiye’nin ilk tescilli safranı oldu.
Bakanlık kanalıyla ayrıca Eskişehir’de ‘Safran Yetiştiriciliği’ ve ‘Eskişehirli Hanımlar Safran Üretiyor’, Kütahya’da ‘Kadın Elinden Safran’, Osmaniye’de “Kadın Eliyle Safran Yetiştiriciliği’, Muğla’da ‘Kadınların Eli Safrana Bulanacak’ projeleri hayata geçirildi.
Projelerin ihtiyaç duyduğu safran soğanları bakanlık tarafından sağlanırken, safran yetiştiriciliği konusunda farklı dönemlerde eğitimler verildi ve verilmeye devam ediyor.