Maliye Bakanı Naci Ağbal, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı, açıklamalarda bulundu.
Vatandaşın ülkenin önünü açacak olumlu değişikliklere hep "evet" dediğine işaret eden Ağbal, "16 Nisan'da da Türkiye'de ihtiyaç duyulan değişimi, dönüşümü sağlayacak olumlu bir anayasa değişikliği yapıyoruz ve vatandaş bunu görüyor." diye konuştu.
Ağbal, "evet" çıkması halinde kısa vadede Türkiye ile ilgili bütün ekonomik parametrelerin istikrar kazanacağını, belirsizliklerin ortadan kalkacağını, reform ve uyum yasalarının çıkacağı dönemin başlayacağını söyledi.
16 Nisan sonrasında kur, faiz oranları, ekonomik büyüme, yatırım harcamaları ve Türkiye'ye gelecek sermaye bakımından kısa vadede olumlu etkilerin görüleceğini belirten Ağbal, "Piyasa da bunu istiyor. Türkiye'nin olumlu bir hikayesi olacaksa bu olumlu hikayenin adı referandumda 'evet' çıkmasıdır. Başka bir seçeneğin Türkiye için olumlu bir hikaye üretme imkanı yok. 17 Nisan'dan itibaren kanaatimce ekonomi siyasetin birinci gündemi olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Ağbal, orta ve uzun vadede yapısal reform ihtiyacının devam ettiğini, 16 Nisan'ın atlatılmasıyla ihtiyaç duyulan reform niteliğindeki düzenlemelerin art arda yapılacağını, ekonominin üretim tarafını güçlendirecek adımların süratla atılacağını vurguladı.
Ekonominin canlandırılmasıyla ilgili çok sayıda karar aldıklarını hatırlatan Ağbal, şunları kaydetti:
"Bu kararlarla ilgili bir değerlendirme yapıp önümüzdeki aylara, özellikle 2017-2018 yıllarına ilişkin ekonomideki canlılığı tutacak, güçlendirecek ilave teşvik ve destekleri konuştuğumuz günler olacak. 17 Nisan'dan itibaren Türkiye gündeminin birinci sırasına ekonomi oturacak. Ekonominin de 2 temel ayağı olacak, birincisi reform, ikincisi ekonomik canlanmayı daha da güçlendirecek yeni destek ve teşviklerin geliştirilmesi."
'Mali disipline devam edeceğiz'
Maliye politikasının, konjonktürel gelişmelere bağlı olarak ekonomik büyümeye destek vermeyi de üstlenmek zorunda olduğuna işaret eden Ağbal, geçen yıl 15 Temmuz'daki darbe girişimi, Suriye ve Irak'taki gelişmeler, terör tehdidi, turizmdeki sıkıntılarla ABD seçimleri sonrası küresel dalgalanmalardan etkilenen Türkiye'de, maliye politikasının, olumsuz gelişmelerin etkisi altındaki ekonomiye destek ve güç vermesi gerektiğine dikkati çekti. Ağbal, "Bu noktada dönüp baktığımız zaman Türkiye olarak mali disiplinde, geldiğimiz nokta son derece iyi. Yüzde 1 düzeyinde bütçe açığıyla karşı karşıyayız." dedi.
Naci Ağbal, son çeyrekte sabit sermaye yatırımlarının toparlandığını, özel tüketim harcamalarının yüzde 5,7 arttığını dile getirerek, "Maliye politikasındaki mali disiplinle ekonomiye destek verme arasındaki dengeye, Türkiye olarak sonuna kadar dikkat ediyoruz. Onun için mali disipline devam edeceğiz. Geçici vergi indirimleri, harcama artışları yapacağız ama Türkiye'nin orta vadede yüzde 1'ler düzeyinde giden dengesini değiştirmeyeceğiz. Yapısal bütçe dengesini tutacağız ve koruyacağız." ifadelerini kullandı.
Bu yılın bütçe gerçekleşmelerinde ilk iki ayda 4,5 milyar liralık bütçe fazlasının olduğunu anımsatan Ağbal, şu anda bütçenin kontrollü bir şekilde hedefler doğrultusunda devam ettiğini bildirdi.
"Vergi indirimleri ekonomiye olumlu yansıdı"
Ağbal, mobilya ve beyaz eşyada vergi indirimlerinin piyasaya etkilerinin sorulması üzerine, bu indirimlerin vatandaşa ve piyasa olumlu yansıdığını söyledi.
Söz konusu indirimlerle ilgili olumlu geri bildirimler aldıklarını belirten Ağbal, "Sadece bu sektörler değil, bu sektörlerle etkileşim halinde olan bütün sektörler de bu indirimden olumlu etkilendi. Rakamlar da bunu söylüyor. Beyaz eşyada yüzde 40, mobilyada yüzde 15'in üzerinde satışlar arttı. Vergi indirimleri ekonomiye olumlu yansıdı, bunu gördüğümüz için bu vergi indirimlerinin sürelerini 30 Eylül'e kadar uzattık." diye konuştu.
KOSGEB ve KGF destekleri
Ağbal, son dönemde Kredi Garanti Fonu (KGF) üzerinden işletmelere sağlanan teminat ve kredi imkanının piyasalarda olağanüstü etki yapmaya başladığını belirterek, şunları söyledi:
"Kredi Garanti Fonu üzerinden yaklaşık 157 bin firmaya 114 milyar liralık kredi imkanı sağladık. Bunun ekonomi üzerinde olumlu etkileri olacak. KOSGEB üzerinden evvelsi gün itibarıyla kredisini alıp cebine koyan 186 bin işletme var. Yaklaşık 56 bin işletmenin de bankada parası bekliyor. Üst üste koyduğunuzda 241 bin işletme KOSGEB kredisine erişmiş. Parasını cebine koyan 186 bin işletmenin KOSGEB'den aldığı kaynak 4,7 milyar lira, KGF üzerinden 114 milyar lira. Toplamda 118 milyar lira eder. Sadece ocak, şubat, mart aylarında prim ertelemeden dolayı işletmelerden almaktan vazgeçtiğimiz prim geliri tutarı 14 milyar lira, onu da koyun üstüne. Yeniden yapılandırmada ocak ve sonraki aylardaki taksitleri mayıs ve sonrasına erteledik. Nereden baksanız 10 milyar lira da oradan koyun. Bunları üst üste koyduğunuz zaman, hem bankacılık kesimi üzerinden hem kredi araçlarını kullanmak suretiyle hem maliye politikası ayağı üzerinden ekonominin büyümesine destek verecek güçlü bir nakit akışını sağlamış olduk."
Yeniden yapılandırma müjdesi
Vergi ve prim borçları, trafik cezaları gibi birçok kamu alacağının yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasa tasarısını halk oylamasının ardından TBMM'ye göndereceklerini ve başvuruları mayıs ayında alacaklarını belirten Ağbal, "Önceki yeniden yapılandırma kanununda olduğu gibi 36 aya kadar taksitlendirme imkanı olacak. 2016'daki yapılandırmaya müracaat etmemiş vatandaşlarımız için de bir şans veriyoruz." dedi.
Ağbal, düzenlemenin sadece "vadesi geçmiş borçların yeniden yapılandırılmasına ilişkin olduğunun altını çizdi.
Önceki kanundaki gibi matrah artırımı, vergi incelemelerine bağlı ihtilafların giderilmesi gibi konuların yeni yapılandırmada yer almayacağını belirten Ağbal, "Sadece ve sadece borçların yeniden yapılandırması olacak. Burada hiçbir şeyi affetmiyoruz. Bir kuruş vergi alacağını, hiçbir şekilde almama şeklinde bir düzenleme yapmıyoruz. Sadece vatandaşlarımıza mevcut borçlarını bir kuruş azaltmadan taksitle ödeme imkanı getiriyoruz. Kafaları karıştıran, bile bile birtakım yanlış açıklamalar yapılıyor, buna da üzülüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Önümüzdeki aylardan sonra aşağı yönlü trendi enflasyonda göreceğiz"
Ağbal, enflasyon oranına ilişkin bir soru üzerine, enflasyonun geçen sene kasım ayında yüzde 7 gerçekleşirken bu sene yüzde 11,3'e çıktığını hatırlattı.
Kasım ayı sonrasındaki dönemde çok hızlı bir yukarı yönlü gelişme olduğunu kaydeden Ağbal, "Burada kurlardaki değişim temel belirleyici etken, bunu yadsıyamayız, ister istemez fiyatlama davranışlarına ve maliyetlere kurun etkileri girdi." dedi.
Fiyat değişimleriyle kur değişimleri arasında bir bağlantı olduğunu vurgulayan Ağbal, kurdan kaynaklanan bir fiyat hareketi olduğunu ifade etti.
Kurun etkisinin zaman içerisinde bertaraf edileceğini dile getiren Ağbal, "Birtakım düzenlemeler yapıldı, o düzenlemelerin etkisi de çıkacak ve önümüzdeki aylardan sonra aşağı yönlü bir trendi enflasyonda göreceğiz. Gıda komitemiz çalışıyor. 16 Nisan'dan sonraki süreçte Merkez Bankamızın yapacağı değerlendirmelere bağlı şekilde komite olarak gerekli kararları da süratle alacağız. Enflasyonun aşağı çekilmesi bizim en önemli hedeflerimizden birisi." diye konuştu.
İşçi ve memura enflasyon farkı
Maliye Bakanı Naci Ağbal, işçi ve memur maaşlarına enflasyon farkının yansıtılmasına ilişkin, "2017 Haziran sonu itibarıyla açıklanan enflasyona göre aşağıda kalan ücret düzeylerine bağlı olarak bu artışları 1 Temmuz'dan itibaren devreye sokacağız." dedi.
Perakende zincirlerine yazar kasa kolaylığı
Yeni nesil yazar kasalar ve pos cihazlarının kullanımıyla ilgili son durumun ne olduğuna ilişkin soru üzerine de Ağbal, Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Eylem Planı kapsamında mükelleflere 1 Ocak 2018'den itibaren yeni nesil cihaz kullanma zorunluluğu getirdiklerini hatırlattı.
Ağbal, perakende sektöründe ofis sistemlerine bağlı yazar kasalar kullanıldığını vurgulayarak, "Burada şöyle bir esneklik olacak. Herhangi bir perakende zinciri içindeki bir işletmemizin bir ofis sistemine entegre eski nesil yazar kasası varsa 1 Ocak 2018'den sonra da bunları kullanmaya devam edebilecek. Bu işletmelerimizin zaten yazar kasaları var. Bu yazar kasalar bizim amacımıza uygun veri üreten bir sisteme sahipler. Standartlarını ve kurallarını belirlemek suretiyle bu işletmelerimiz için bu işi zorunlu olmaktan çıkaracağız." değerlendirmesinde bulundu.