Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, petrol ve doğalgaz sektörünün en önemli buluşması olarak kabul edilen Dünya Petrol Kongresi'nde konuştu.
Kongrenin "eşsiz güzellikleriyle ünlü şehr-i İstanbul'da" yapılmasından büyük bir kıvanç duyduğunu ifade eden Albayrak, dünyanın petrol ve doğalgaz alanındaki en önemli etkinliklerinden biri olan bu kongreye 2014'ten beri çok iyi bir şekilde hazırlandıklarını söyledi.
Albayrak, petrol ve gaz sektörünün hem ekonomik hem de politik bakımdan çok dinamik bir süreçten geçtiğini dile getirerek, konvansiyonel olmayan petrol ve gazdaki devrim, düşen fiyatlar ve beklenenden daha az yatırım yapılmasının bu süreci etkilediğini aktardı.
Bu durumun ilerleyen süreçte adımların daha temkinli atılması gerekliliğini ortaya çıkardığını vurgulayan Albayrak, dünyada bu gelişmeler olurken, Türkiye'nin de son 15 yılda enerji sektöründe devrim niteliğinde adımlar attığına dikkati çekti.
Albayrak, kişi başı elektrik talebinin OECD ülkeleri arasında en hızlı artan ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çekerek, bu talebi karşılamak için elektrikteki kurulu gücün neredeyse üç katına çıkarıldığını anımsattı.
Geçen yıl Türkiye'nin doğalgaz tüketiminin yaklaşık 50 milyar metreküp ve ham petrol ithalatının da yaklaşık 40 milyon tona ulaştığını ifade eden Albayrak, şöyle devam etti:
"Ülkemizin enerji sektörü, enerjide hızlı talep artışı ve ithalat bağımlılığıyla tanımlanıyor. Sektörü yönetebilmek için hızlı ve politik reflekslere, iyi yönetişime, öngörülebilir bir düzenleyici çerçeveye ve özel sektör yatırımlarının harekete geçirilmesi için önemli düzenlemelere ihtiyaç var. İşte bu nedenle, milli enerji ve maden politikamızı hayata geçirdik. Bu çerçevede, denizlerimizde arama ve üretim faaliyetlerimize odaklandık. Akdeniz'deki çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Karadeniz'e de bu anlamda aynı yoğunlukta eğiliyoruz. Sismik araştırmaların ardından keşif ve sondaj çalışmalarına yoğun bir mesai harcayacağız. Bu çalışmaların, Akdeniz ve Karadeniz'in potansiyelinin anlaşılması, Türkiye'nin enerji güvenliğinin güçlendirilmesi ve bölge coğrafyasına da katkı yapması açısından önemli olduğunu düşünüyoruz."
Türkiye, depolamada bölgenin en büyüklerinden olacak
Albayrak, Türkiye'de arz güvenliğini sağlamak amacıyla doğalgaz ve LNG altyapısını güçlendirmeye yönelik önemli adımlar atıldığını söyledi.
Doğalgazda taşıma ve depolama kapasitesi artıracaklarını belirten Albayrak, "Doğalgaz iletim şebekemizin günlük taşıma kapasitesini 190 milyon metreküpten 300 milyon metreküpe, takip eden iki yıl içinde de 400 milyon metreküpe çıkaracağız. Yani iki katından fazla artıracağız. Tuz Gölü Doğalgaz Depolama Tesisi'nin de kapasitesinin yükseltilmesiyle 2023 yılı itibarıyla 11 milyar metreküplük doğalgaz kapasitesine ulaşarak bu anlamda bölgedeki en büyük doğalgaz depolama kapasitesine sahip ülkelerden biri olacağız." ifadelerini kullandı.
Albayrak, Türkiye'nin Avrasya ve Ortadoğu'yu birleştiren konumuyla, üretici ve tüketici ülkeleri birbirine bağlayan bir ülke olarak stratejik bir konuma sahip olduğunu ve karşılıklı kazan-kazan ilkesine dayalı tüm projelerin doğal müttefiki olmaya devam edeceğini hatırlattı.
Öte yandan, bölgesel küresel ve huzur istikrarına katkı yapacak tüm projelere de Türkiye'nin desteğinin artacağını aktaran Albayrak, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede mevcut projelerden, Bakü-Tiflis-Ceyhan, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP), Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP), Türk Akımı ve bunun yanında Doğu Akdeniz gazının da ülkemiz ve arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi açısından çok önemli projeler olduğunu düşünüyoruz. Açıkça ifade etmek gerekir ki bölgesinde tüm jeopolitik gerilim ve zorluklara rağmen Türkiye şeffaf rekabetçi piyasa yapısı ile yenilenebilir düzenleyici çerçeveyi oluşturmayı başarmış, özel sektör yatırımlarını hayata geçirecek adımları atmıştır ve atmaya devam edecek. Siyasi istikrar ve güçlü yönetim, enerji alanındaki özel sektör yatırımlarını Türkiye'de çok ama çok hızlandırmıştır."
Albayrak, Türkiye'nin enerjinin sorunların çözülmesinde anahtar bir rol üstlendiğini ve gerek ekonomik gerekse de enerji diplomasisi üzerinde kurduğu ilişkilerde anahtar rolünün devam edeceğini vurguladı.
"Türkiye, bu kongreyi almak için çok çalıştı"
Dünya Petrol Konseyi Başkanı Jozsef Toth da kongrenin organizasyonuna verdiği destek nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti.
Toth, Dünya Petrol Konseyi'nin 1933 yılında kurulduğunu ve petrol sektörünün bütün faaliyetlerini içinde barındırdığını anlattı.
Kongrenin her üç yılda bir gerçekleştirildiğine anımsatan Toth, şunları söyledi:
"Türkiye bu kongreyi alabilmek için çok sıkı çalıştı. Çünkü biliyorsunuz kongrenin alınabilmesi için de rekabet var. Bu organizasyon aynı zamanda petrol endüstrisinin 'Olimpiyat Oyunları' olarak adlandırılıyor. Geçen yıl yine Türkiye'de yapılan Dünya Enerji Zirvesi'nin ardından gerçekleştirilen bu organizasyonda çok sayıda bilim adamı burada görüş ve beklentilerini paylaşacaklar, endüstrinin geleceğini tartışacaklar."