Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Süleyman Demirel Kongre Merkezi'nde düzenlenen Isparta Valiliği İl Özel İdare çalışanları iftar programında, Türkiye'nin, her köşesi, köyüyle, şehriyle zenginliklerle dolu bir ülke olduğunu söyledi.
Ülkenin en büyük zenginliğinin insanları olduğuna dikkati çeken Bilgin, insanların geleceği ümitle baktığını, bu topraklarda bin yıldır yaşamanın bilincinde olduklarını kaydetti.
"Bizim görevimiz sizlere hizmet etmektir"
Bilgin, bu milletin çocuğu olmanın, içinde yaşamanın, siyasetçisi olmanın gurur verici olduğunu dile getirerek, "Bizim görevimiz sizlere hizmet etmektir" dedi.
İşçilerin, çalışanların, memurların, emeklilerin çalışma hayatının önemli sosyal ortakları olduğunu aktaran Bilgin, Türkiye'nin her alanında ihtiyacı olan bütün yurttaşların ihtiyaçlarını karşılamak üzere görevli olduklarının bilinciyle hareket ettiklerini vurguladı.
"Sizin hangi talepleriniz varsa o talepleri karşılamaya hazırız"
Bilgin, devlet anlayışlarının milletle birlik olmak olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Devletin birinci görevi bağımsızlığını ilelebet sürdürmek, ikinci görevi ise milletine hizmet etmektir. Biz devlet adamları, siyasetçiler, milletvekilleri, bakanlar milletimize hizmet ettiğimiz zaman güçlüyüzdür. Milletten gücümüzü alırız. Bu bakış açısıyla Türkiye'nin hizmetinde olduğumuzu Isparta'dan da açıkça ifade etmek istiyoruz. Bunun anlamı şu, sizin hangi talepleriniz varsa o talepleri karşılamaya hazırız. Biz kendi bildiğimizi okuyan, kendi bildiğimizi yapan değil, milletin taleplerini kendi bildiğimizle yoğurarak, politikaya dönüştüren bir siyaset anlayışına sahibiz."
"Toplu sözleşmelerde çalışanlarımıza geniş haklar sunduk"
Çalışma hayatının bir başka yönünün çalışanların ekonomik ve sosyal haklarını korumak olduğuna işaret eden Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl hem kamu çalışanlarıyla hem de işçilerimizle iki büyük toplu sözleşme yaptık. Bu toplu sözleşmelerde çalışanlarımıza geniş haklar sunduk. Daha önce hiçbir toplu sözleşme maddesine konmayan hakları koyduk. Bu talebi gerçekleştirdiğimiz, emekçilerimizin beklentilerini karşıladığımız için mutluyuz. Ama hepimiz biliyoruz çok tarihsel olarak insanlığın ancak birkaç yüzyılda yaşayacağı bir olayla karşı karşıyayız. Bu da salgın hastalık dönemidir. Bu salgının birkaç problemi oldu. Birincisi sağlık problemleri ve sağlık harcamalarının ortaya çıkardığı maliyetlerdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sağlık konusunda yeryüzünde pandemi sürecinde ayakta kalan, bu süreçte sağlık hizmetini başarıyla yöneten birkaç ülkeden birisidir. Belki de birinci sırada yer alan ülkedir. Küçücük Avrupa ülkelerini ya da uzak Asya ülkelerini Türkiye'ye örnek gösterenler sonra utandılar. Çünkü 85 milyonuna ücretsiz sağlık hizmeti sunan, özel hastaneleri ücretsize açan pandemi sürecinde başka bir ülke yok. Bunu Türkiye Cumhuriyeti başardı."
Çalışma şartlarının bozulduğu ortamda Türkiye Cumhuriyeti'nin çalışanlarının ücretlerini de ödediğini dile getiren Bilgin, "Dolayısıyla biz sağlık sisteminin yanı sıra sosyal servislerle de hizmetlerle de bu süreçte insanlarımızın hizmetine koştuk. Salgın sürecini rahatlıkla rehabilite edebilmek için esnaftan işçiye, işverene birçok destek sunduk. Sadece bakanlığımız bünyesinde sunduğumuz bu desteklerin mali portresi yaklaşık 70 milyar lira civarındadır " dedi.
"Temmuzda emeklilerimizi koruyacak düzenlemeleri yapacağız"
Enflasyonist ortamda çalışanları ve emeklileri korumaya çalıştıklarına dikkati çeken Bilgin, şunları kaydetti:
"Isparta'dan bir haberi vermek istiyorum. Özellikle enflasyon sürecinin tahribatlarına karşı önümüzdeki temmuz ayında yeniden işçilerimizi, kamu çalışanları, memurları ve emeklilerimizi koruyacak düzenlemeleri yapacağımızın haberini vermek istiyorum. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl başında Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı politikalarla biz en düşük emekli aylığını 1500 liradan 2500 liraya getirmiştik. Ayrıca yüzde 30'un üstünde enflasyon farkını içeren bir artış gerçekleştirmiştik. Temmuz ayında da emeklilerimizi koruyacak benzeri bir düzenlemeyi, şimdiden haberini sizlere vermek istiyorum. Enflasyonun, bugünkü ekonomik şartların ağır yükünü biliyoruz. Bu ağır yükün önemli bir kısmı bildiğiniz gibi Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılamaktan geliyor. Türkiye yaklaşık 50 milyar dolar petrol, doğal gaz, enerji ithal ediyor ama buna rağmen bu yükün milletimize yansımaması için elinden geleni yapıyor. Doğal gazda evlere, küçük esnafa aynı şekilde petrolde ciddi sübvansiyon uygulamalarıyla bunu hafifletmeye çalışıyoruz ama enerji maliyetlerinin yüksekliğine karşı bunun yetersiz kaldığının farkındayız. Bunun için asgari ücrete, emeklilere yaptığımız zammın, toplu sözleşmelerde verdiğimiz değerlerin artış oranlarının erimemesi için öncelikle enflasyonu kontrol altına alarak bu olağanüstü süreçte sosyal koruyucu tedbirleri, politikaları uygulamaya devam edeceğiz."
Asgari ücreti de aralıkta yeniden gündeme alacaklarını belirten Bilgin, "O tarih geldiği zaman bütün bu şartları dikkate alarak yeniden asgari ücreti değerlendirirken de Türkiye'nin çalışanlarını koruyacak bir seviyede belirleyeceğimizi şimdiden ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı.
"Enflasyonu yenme konusunda kararlıyız"
Ekonomik şartların bütün insanların, çalışanların üzerinde bir baskı oluşturduğuna değinen Bilgin, "İnanın bunu aşacak güce sahibiz, bunu aşacak güç Türkiye'nin üretim gücüdür. Türkiye, sanayisinin en kötü zamanında yüzde 13 büyüyerek bu süreçten nasıl çıkılacağının, çarkların dönerek Türkiye'nin üretim gücünü artırarak çıkacağının örneklerini vermektedir. Dolayısıyla geleceğe karşı asla kaygı duymuyoruz. Sorunumuz enflasyon, enflasyonist gidişatı kontrol altına almak. Bunu üretim artışıyla, ihracattan değer transferiyle, Türkiye'nin üretim ve ihracat gücüyle, Türkiye'nin refahını artırarak enflasyonu yenme konusunda kararlıyız. Dolayısıyla gelecekten endişemiz yok, uyguladığımız politikalar konusunda güvenimiz var. Enflasyonun çalışanların emeğini olumsuz etkilemesine karşı da sosyal politika tedbirlerinden de asla vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.
Bilgin, Türkiye'nin bütün bu şartlara ve bölgede başlayan bir savaşın getirdiği, ekonomik, mali, jeopolitik yükleri üstlenmesine rağmen önündeki hedeflerine yürümekte kararlı olduğunu vurgulayan Bilgin, "Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye hem ekonomideki sorunları hem de jeopolitiğin getirdiği zorunlulukları karşılayacak bir ülkedir. Türkiye büyük bir ülkenin adıdır. Türk milleti büyük bir millettir. Büyük Türkiye yolunda ilerlemememizi ne içeride ne de dışarıda kimse engelleyemez" sözlerini kullandı.