Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Antalya'nın Konyaaltı ilçesindeki bir otelde Doğu ve Güneydoğu Dernekleri üyeleri ve iş insanlarıyla iftar programında bir araya geldi.
Bakan Ersoy, burada yaptığı konuşmada, son zamanlarda herkesi derinden yaralayan çok acı olaylara şahit olduklarını, bu vesileyle kısa bir süre içinde kutlanacak Ramazan Bayramı'nın tüm insanlık için barışa, huzura ve esenliğe vesile olmasını temenni etti.
Bir süredir Antalya'da bazı ziyaretler gerçekleştirip esnafla, iş insanlarıyla, sivil toplum örgütleriyle ve turizm sektörü temsilcileriyle bir araya gelerek değerlendirmelerde bulunduklarını anlatan Ersoy, "Bu kapsamda ilçelerimizi ziyaret ederek hem ilçelerimizde yapılan çalışmaları inceleme fırsatı elde ettik hem de şehrimizdeki eksiklikleri yerinde tespit etme imkanına sahip olduk. Vatandaşlarımızı dinledik, çiftçilerimizle dertleştik, basınımızla buluştuk, esnafın taleplerini not ettik. Kısacası güzel şehrimiz Antalya'nın tüm noktalarına nüfuz ederek adeta şehrimizin röntgenini çekmiş durumdayız." diye konuştu.
Ersoy, dernek başkanları ve iş insanlarının bugüne kadar hiçbir zaman samimiyetini esirgemediğini, her zaman yanında olduklarını vurgulayarak, Antalya'nın dünya turizm başkentleriyle rekabetinde öne geçmesi adına yapılan çalışmalara güç verildiğini ifade etti.
Küresel düzeyde yaşanan bazı olumsuzluklar nedeniyle turizm sektörünün çok büyük sorunlar yaşadığını dile getiren Ersoy, şunları kaydetti:
"Herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda hayata geçirdiğimiz doğru politikalar ve geliştirdiğimiz stratejiler neticesinde hem şehrimiz hem de ülkemiz adına büyük bir başarı elde ettik. Antalya'da transfer yolcular dahil 16 milyonu aşkın ziyaretçiyle rekor kırarak tüm zamanların en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştık. İnşallah bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız. Bu başarıların elde edilmesi, milyonlarca insanın seyahatlerinde rotayı Antalya'ya çevirmesi, Danimarka'da insanların Antalya'daki kültürel mirası araştırması sadece tesadüfle açıklanabilir mi? Elbette hayır. Emin olun başarılı olmak için çok çalışıyoruz. Hiçbir sorunu halının altına süpürmüyor, kalıcı çözümler geliştiriyoruz. Turizmi 12 aya yaymak için kültür, tarih, sağlık, doğa, inanç, gastronomi, spor gibi alanlarla turizmi çeşitlendiriyoruz. Bugün dünyanın dört bir yanında, 200'den fazla ülkede Antalya'nın, Kemer'in tanıtımını gerçekleştiriyoruz."
"Altyapı sorunlarını çözüme kavuşturuyoruz"
Ersoy, dünyada en çok izlenen televizyon kanallarında Antalya'nın reklamını yaptıklarını, Çin'de, Japonya'da, Amerika'da, Almanya'da, Rusya'da, Manavgat'ı, Kemer'i, Side'yi tanıttıklarını söyledi.
İnsanlık tarihinin en önemli kültürel mirasına sahip olan bölgede bu mirası gün yüzüne çıkartıp, her yıl milyonlarca insanın kenti, ilçeleri ziyaret etmesi için tarihin en yoğun arkeoloji çalışmalarını gerçekleştirdiklerini vurgulayan Ersoy, şöyle devam etti:
"Yeni kütüphaneleri, müzeleri, sanat merkezlerini, restorasyonları, galerileri, festivalleri Antalya'mıza kazandırıyoruz. En çok izlenen uluslararası filmlerin Antalya'da çekilmesini sağlıyoruz. İlçelerimize yapmış olduğum ziyaretlerin bazılarında, gördüğüm ve duyduklarımın ardından yaşadığım şaşkınlığı sizinle paylaşmak istiyorum. Biz dünyanın bir ucunda Avustralya'da gözbebeğimiz Antalya'nın tanıtımını yapıyor, bölgeye turist çekip, turizm gelirimizi artırmanın çabası içine girmişken şehrimizdeki bazı yerel yöneticilerimizin temel görevlerini dahi yerine getirme konusunda çok da başarılı olduklarını söyleyemiyoruz. Biliyorsunuz yeri geldiğinde bu güzel şehir ve bu şehrin insanları kaybetmesin diye yerel yönetimlerin sorumluluğundaki birçok soruna el atıyoruz. Altyapı sorunlarını çözüme kavuşturuyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak arıtma tesisleri inşa ediyoruz. Antalya'nın kanalizasyonuna, içme suyuna, yağmur suyuna el atıyoruz."
"Belediyecilik laf üretmek değil, iş üretmek ister"
Diğer bakanlıklarla görüşerek şehrin ihtiyaçlarının karşılanması adına ellerinden gelen gayreti ortaya koyduklarını bildiren Ersoy, "Biz Antalya'nın turizmde dünyanın süper ligine yükselmesi ve oradaki yerini kalıcı hale getirmek için gece gündüz demeden çalışırken, yerel yönetimlerimizin de başarılı çalışmalar ortaya koymasını beklemek sanırım tüm Antalyalıların en doğal hakkıdır. Sadece kısır siyasi tartışmalar oluşturup, bu tartışmalardan medet umarak başarılı olmak mümkün değildir. Belediyecilik aynı zamanda bilgi, çalışma, proje ister. Belediyecilik laf üretmek değil, iş üretmek ister. İyi bir belediye başkanı kendini değil kentini düşünen kişidir." diye konuştu.
Bakan Ersoy, 16 milyonun üzerinde turistin geldiği Antalya'da temel altyapı problemlerini çözme konusunda dahi yeterli olunamadığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm desteğimize rağmen sosyal ve kültürel yatırımlar konusunda, şehrin hak ettiği projeler hayata geçirilmedi. Maalesef Antalya bunu hak etmiyor. Biz Antalya'nın dünyanın en önemli turizm merkezleriyle rekabet edip bir adım öne geçmesi için çalışırken, maalesef bazı yerel yöneticilerimiz bu iddianın çok uzağında kaldılar. Eğer biz Antalya'nın küresel bir vizyonla hareket edip, rakiplerinden ayrışmasını istiyorsak yerelde de böyle iddialı bir bakış açısı geliştirmek zorundayız. Bunun için biz Antalya'nın hizmet alanında kaybedecek tek bir saniyesi dahi olmadığını söylüyoruz. Bizim şehir için çalışan, dinamik kadrolara ihtiyacımız var. Antalya'nın bugün burada olduğu gibi birbirine karşı samimi olan, birbirine gönlünü açan, dürüst, çalışkan ve üreten kadrolara ihtiyacı var."
Ersoy, Antalya'da yaşayan, kent için üreten, kalbi şehir için atan, vatandaşlara yönelik ayrımcılık yapmayan, hiç kimseyi ötekileştirmeyen, herkesin inancına, kültürüne, geleneğine saygı duyan, herkese eşit davranan, adil yerel yöneticilere ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Cumhur İttifakı'nın Konyaaltı Belediye Başkan Adayı Durali Kolpak da seçimlerin önemine işaret ederek, destek istedi.