Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Antalya'da Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen Tarımda Türkiye Yüzyılı Çalıştayı'nın açılışında konuştu.
Kirişci, Bakanlık olarak bütün paydaşlarla istişare halinde olmaya büyük önem verdiklerini ve sektör temsilcileriyle sık sık bir araya geldiklerini söyledi.
Uzun bir yüzyılı inşa etme yolundaki hedeflerin ancak toplumun ilgili bütün kesimlerini bir araya getirmek ve gereken sinerjiyi oluşturmakla mümkün olacağını belirten Kirişci, bu nedenle Türkiye'nin yüz yılına damgasını vuracak tarım ve ormanla ilgili çalışmaları da tüm paydaşlarla işbirliği içinde gerçekleştireceklerini bildirdi.
Tarımın, "Türkiye yüzyılının" en güçlü ayaklarından birisi olması gerektiğini vurgulayan Kirişci, Bakanlık olarak da yeni yüzyılın şekillenmesi konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını kaydetti.
Kirişci, yeni yüzyıl için artık yeni şeyler söylemek gerektiğinin altını çizerek şöyle devam etti:
"Maalesef uzunca bir dönem (dünya genelinde ve ülkemizde de oldu bu) sanki tarım, gelir getiren ve stratejik bir sektör değilmiş gibi algılandı veya öyle görülmeye çalışıldı. Bundan dolayı gerek tarım topraklarımız gerekse tarımsal sulama başta olmak üzere üretim için kullanmış olduğumuz suyumuz ve diğer girdilerimiz konusunda biraz hoyratça davrandığımızı söylememiz çok abartı olmaz. Bundan dolayı açıkça artık tarım adeta bir milli güvenlik meselesi haline gelmiş ve özellikle stratejik olan ürünler vazgeçilmez olarak ifade edilmeye başlanmıştır."
Kirişci, insanların temel ihtiyaçlarının beslenme, barınma ve giyinme olduğunu ve tarımın da bu üç özelliği karşıladığını hatırlattı.
"Kanunlar yol gösterici oldu"
Tarımı "Türkiye'nin yüzyılının" kilit taşlarından biri olarak değerlendirdiklerini vurgulayan Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz iktidara gelene kadar kim hangi katkıyı sağladıysa müteşekkiriz. Ama düşünün tarım ülkesi olarak bilinen bir ülkenin bir tarım kanunu yoktu, ıslahçı hakları kanunu yoktu, tohumculuk kanunu yoktu, lisanslı depoculuk kanunu yoktu, toprak koruma ve arazi kullanım kanunu yoktu bunun gibi 10'un üzerinde temel ve vazgeçilmez olan kanunlar bu dönemde çıktı. Bu kanunlar yol gösterici oldu."
Kirişci, 2006'da yürürlüğe konulan Tarım Sigortası Kanunu'nu örnek göstererek, olası risklere karşı üreticinin üzerindeki yükün hafifletildiğini anımsattı.
"Bitkisel üretimde bu yıl tüm zamanların rekorunu kıracağız"
Türkiye'nin nüfusunun arttığını, 2002'de 15 milyon olan turist sayısın 52 milyonlara dayandığını belirten Kirişci, "85 milyonun yanı sıra bir de bu ülkeye gelen turistleri doyuran bir üretici var. Bu kişilere 'eli öpülesi üreticiler' diyorum. Aynı şekilde bu ülkeyi güvenli liman bulup, bu ülkede bir müddet de olsa yaşamak isteyen sığınmacılar var. Bunların da nüfusunun 4,5-5 milyon olduğunu biliyoruz." diye konuştu.
2002 yılında 3,8 milyar dolar olan ihracatın bu yıl 30 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini dile getiren Kirişci, Cumhuriyet'in 100. yılında 2002'deki tüm Türkiye ihracatına eş değer bir tarım ürünleri ihracatı gerçekleşmiş olacaklarını kaydetti.
Kirişci, 20 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde tarıma ciddi önem verildiğini söyledi.
Bugün pek çok ülkede tarım noktasında sıkıntılar yaşandığını ifade eden Kirişci, şu değerlendirmede bulundu:
"Düşünün ülkenin adı Almanya, ülkenin adı Hollanda, ülkenin adı İtalya, ülkenin adı İngiltere, raflarda olmayan ürünler var ve bu ürünlerin eksikliklerinden şikayetçi olan tüketici var. Ama hamdolsun Türkiye'de bu ürünlerle ilgili en ufak bir eksiklik yok. Bulunmayan ürün en pahalı üründür. Evet, bir enflasyon problemimiz var, bu enflasyonla ilgili bu ayki enflasyon rakamlarından hareketle bir aşağıya doğru yöneliş var, düşüş var ama netice itibarıyla bu ülkede üretim var, istihdam var, ihracat var, bulunurluk konusunda en ufak problem yok. 98 bin ton olan üretimimiz 117 bin tona çıkmıştı, kuraklığa rağmen 2021'de ve bu yıl tüm zamanların inşallah rekorunu kıracağız, bu çerçevede 127 bin tonu bitkisel üretimde göreceğiz."
"Tarım Orman Gençlik Konseyi kurulacak"
Bakan Kirişci, Türkiye'nin tarım sektöründe çok iyi olduğunu ancak anlatma noktasında sıkıntılar yaşandığını dile getirdi.
Buna daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğine değinen Kirişci, ana okul çocuklarından başlayarak toplumun her kesimine tohumun, tohumculuğun, hibritin, GDO'lu tohumun çok iyi anlatılması gerektiğini ifade etti.
Bakanlık olarak Tarım Orman Gençlik Konseyi'ni kuracaklarını dile getiren Kirişci, "Bir teknofest kuşağını konuşan Türkiye, teknofest kuşağının ürettiği ürünlerle iftihar eden bir Türkiye'nin tarım alanında da kendi teknofest kuşağı gibi bir kuşağı mutlaka ortaya çıkarması, bunların akıl ve alın terlerinden istifade etmesi bizim olmazsa olmazımız olmalıdır." diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle 2 bin Köy Yaşam Merkezinin açılışını gerçekleştirdiklerini anımsatan Kirişci, Türkiye genelinde kapanmış olan köylerdeki okulların yeniden açılması, buraların da tarımsal faaliyetler için de kullanılması gerektiğini kaydetti.
"Kuraklığa dayanıklı çeşitler geliştirin" çağrısı
Tarımsal faaliyetler konusunda tohumun ürüne ve tüketiciye ulaştığı ana kadar her süreçten sorumlu olduklarını anlatan Kirişci, bu açıdan üreticileri rahatlatma konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını bildirdi.
Kuraklığa karşı tohumculara uyarılarda bulunan ve su israfının önüne geçilmesi gerektiğine işaret eden Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Daha az suya ihtiyaç duyan, kuraklığa dayanıklı çeşitler üzerinde daha fazla mesai harcayalım. Çünkü Türkiye şu anda kişi başı 1323 metre küp su ile dünyada su kısıtı altında yaşayan ülkeler kategorisinde. Nüfusumuz daha da artarsa doğaldır ki artık bu bin ila 1700 metreküp arasındaki suyun altına da inmiş olacağız, o seviyenin altına düşmeden bazı tedbirleri almamız gerekiyor. Bu tedbirleri de kısa zamanda inşallah alalım. Biliyoruz aslan payını tarımsal sulama alıyor ama içme suyu ve endüstriyel kullanımı için de su tüketimine çok dikkat etmemiz gerektiğinin de altını çizmek istiyorum. Yerlilik konusunda tohumculukta elde ettiğimiz başarıyı her vesileyle dile getiriyoruz. Daha fazlasını yapabilir miyiz? Evet, yapabiliriz çünkü sizin gibi çalışkan, işinin tabir yerindeyse takipçisi olan üreticilerimiz var. Biz sizlere güveniyoruz. Bunları da dikkate alarak daha fazla yerlileştirme ve daha fazla da millileştirme konusundaki desteklerimiz inşallah devam edecek."