Varank, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Olağan Genel Kurulu’nun açılışında yaptığı konuşmada, derneğin 50 yılı aşkın tecrübesiyle, bünyesindeki güçlü üreticileriyle yalnızca sektör değil Türk sanayisinin bütünü için müstesna bir yere sahip olduğunu belirtti.
Bakanlık olarak sektörle ilgili hemen her gelişmede derneğin kapısını çaldıklarını, üyeleriyle istişare ettiklerini, onlarla adeta yol arkadaşlığı yaptıklarını ifade eden Varank, şunları kaydetti:
“Ben bu vesileyle kendimi misafir değil, ev sahibi olarak gördüğümü özellikle belirtmek istiyor, Genel Kurul seçimlerinin başta sektör olmak üzere ülkemiz sanayisine hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Demir çelik sektörü, elbette bütüncül ve kapsayıcı bakış açısıyla ele alınması gereken bir alan. Çünkü demir çelik dediğimizde aslında otomotivden inşaata, kimyadan enerjiye, raylı sistemlere kadar birçok sektörün ana girdisinden bahsediyoruz.
Dolayısıyla, demir çelik sektördeki her bir atılım, yaşanan her bir gelişme ülke sanayisinin bütünü de doğrudan etkiliyor. Ben, ulusal ve uluslararası platformlarda Türk sanayisinin başarılarına örnek olarak demir çelik sektörünü gösteriyorum. Salgın, savaşlar, korumacı politikalar ve uygulanan ihracat kotaları sebebiyle küresel çelik sektörü her geçen gün daralırken, Türk çelik sektörü, sizlerin gayretleriyle adeta bir tarih yazdı.”
Varank, Türkiye’nin bugün 40 milyon ton çelik üretimiyle Avrupa’da 1’inci, dünyada 7’nci sırada olduğunu aktararak, kapasite kullanım oranının yüzde 76 seviyelerine geldiğini, 25 milyar dolar değerindeki 22 milyon ton çelik ihracatıyla dünyada 6’ncı sırada olunduğunu, bu rakamın toplam ihracatın da yaklaşık yüzde 12’si anlamına geldiğini söyledi.
Başarılarından ötürü derneğin tüm üyelerini ve tüm Türk demir çelik sanayicilerini, bu sektörde çalışan 55 bin emekçiyi tebrik eden Bakan Varank, “Ancak altına da not düşmek istiyorum; Türkiye’yi yatırımda, üretimde ve ihracatta global bir üs haline getireceğiz diyorsak bu rakamları elbette daha da yukarı çıkarmak mecburiyetindeyiz. Bu elbette kolay değil. Tedarik zincirindeki kırılmaların, sosyal, siyasi ve ekonomik krizlerin tüm dünyayı, tüm sektörleri ciddi manada etkilediğinin farkındayız. Özellikle kırılgan ve olağandışı ham madde fiyatlamaları, hepimizin malumu.” diye konuştu.
Varank, hurda fiyatlarına değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hurdanın fiyatı, 2-3 ay gibi kısa bir sürede önce 700-800 dolarlara çıkıp ardından 470 dolara inebiliyor. Yılda 25 milyon tonla, dünyadaki çelik hurdasının 5’te 1’ini tek başına ithal eden bir ülke olarak bu durumdan da en fazla tabii ki biz etkileniyoruz. Bu da aslında bizlere apaçık bir mesaj veriyor, fırsatları değerlendirerek sektörün rekabet gücünü artırmalı, tesislerimizi modernize etmeli, kısacası çağı yakalamalıyız.
Bu ne demek? Eğer yoğun hurda ihtiyacımız varsa, bu alanda kırılganlık söz konusuysa, DRI yani Doğrudan İndirgenmiş Demir tesisleri için artık kolları sıvama vakti gelmiş demektir. Sektör temsilcilerimizden bu alanda yatırım beklediğimizi özellikle ifade etmek istiyorum.”
Bugünün şartlarında bir ürünü üretmiş olmanın tek başına asla yeterli olmadığına dikkati çeken Varank, asıl kritik olanın nitelikli ürün geliştirip, üretip, bu ürünü doğru pazarlara ve değerinden satabilmek olduğunu söyledi.
“Bizim nitelikli çelik yatırımlarına ihtiyacımız var”
Bakan Varank, Avrupa’nın en büyük çelik üreticisi olmanın yetmediğini, ürünleri daha vasıflı niteliğe dönüştürmeleri gerektiğini vurgulayarak, “Örneğin silisli sac konusu… Biliyorsunuz Türkiye şu anda trafolarda, jeneratörlerde dünyanın en büyük tedarikçilerinden biri konumuna gelmek üzere. Bugün Afrika’nın hangi ülkesine giderseniz Türk trafocuları, jeneratörcüleri oradadır. Bunda kullanılan en önemli ham maddelerinden birisi silisli sac.
Özellikle taneleri yönlendirilmiş silisli sac yatırımı konusunda biz yassı ürün üreticilerimizden Türkiye’de bir adım bekliyoruz. Burada Tosyalı bana şahsen söz verdi. ‘Biz bu yatırımı yapacağız’ dedi. Bunun gibi demir çelik sektörünün girmesi gereken başka alanlar olduğunu biliyoruz.” şeklinde konuştu.
Paslanmaz çelik tüketiminin bir yılda Türkiye’de neredeyse yüzde 50 arttığını gördüklerine işaret eden Varank, “Ben bakan olduğum günden itibaren bana diyorlar ki ‘Sayın Bakanım paslanmaz çelik yatırımı lazım.’ Peki biz bunu yapamaz mıyız? Yaparız. Çolakoğlu bunun pilot üretimini gerçekleştirdi. Demek ki bu alanlarda bir açık varsa, bizim de kabiliyetlerimiz var. Mesela paslanmaz çelik konusuna Çolakoğlu çok rahat bir şekilde girebilir.” dedi.
Varank, kalıpçıların gelip kalıp çeliğinin olmadığını söylediğini aktararak, sektördeki sanayicilerin bunu çok rahat yapabileceğini, İçdaş’ın bunu çok rahat başarabileceğini dile getirdi.
Karadeniz’deki doğal gazdan bahsedildiğini, bunu getirecek boruların Türkiye’de üretilmediğini, ancak bunu yapma kabiliyetinin bulunduğunu belirten Varank, “Bu alanların tamamına aslında bizim yönelmemiz lazım. Bizim nitelikli çelik yatırımlarına ihtiyacımız var. Sektörün ne kadar başarılı olduğunu biliyoruz, finansman noktasında kabiliyetlerinin ne olduğunu biliyoruz. Biz bu yatırımları ısrarla bu sektörden beklediğimizi ifade ediyoruz.” diye konuştu.
“Türkiye’deki cazip yatırım ortamından sizler de faydalanın”
Bakan Varank, belki klasik manada teşviklerle bu sektörü desteklemediklerini belirterek, “Ama şunu kabul etmek lazım, bu sektör 10 yıllardır dünyadaki enerji fiyatlarından çok daha ucuza, rakiplerinden çok daha ucuza bu ülkede enerji kullandı, kullanıyor. Korumacılıkla ilgili sektör ne zaman bizim yanımıza gelse biz onlarla ilgili gerekli tedbirleri almış bulunuyoruz.” dedi.
Sektörle ilgili bir başka hususun da grafit elektrot olduğunu hatırlatan Varank, şunları kaydetti:
“Biliyorsunuz, yıllık 40 bin tonun üzerinde kullandığımız bu malzemenin tamamını ithal ediyoruz. Buna yönelik bir süreç başlatmanın vakti geldi de geçiyor. Ben daha önce de çeşitli vesilelerle dile getirdim; elektrik ark ocaklı firmalarımızın kuracağı bir konsorsiyumla bu yatırımı kolayca hayata geçirebiliriz. Bu ihtiyacımızı kendimiz karşılarken, yurt dışına bu ürünü ihraç edebiliriz. Ben diyorum ki bir araya gelin, bir karar alın, bu işi hep beraber çözüme kavuşturalım. Lütfen Türkiye’deki cazip yatırım ortamından sizler de faydalanın. Biz hükümet olarak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak arkanızdayız, bu konuların tamamında her türlü desteği vermeye hazırız.
Bu çerçevede sektörümüzün gelişimi ve yaşadığı zorlukları aşmak için zaten bundan önce olduğu gibi bundan sonra da birlikte hareket ediyoruz. Bakanlığımız uhdesindeki ‘Çelik Sektörü’ ve ‘Teknolojik Dönüşüm’ İhtisas Çalışma Grupları tam olarak bu görevi üstlenmiş durumda. Bu platformlarda, sektörün tüm altyapı, teknoloji ve dönüşüm ihtiyaçlarına, ortak akılla çözümler geliştiriyoruz. Yine uzun yıllardır işlemekte olan Metal Sanayi Teknik Komitemizle, sizlerden gelen her türlü öneriye kulak veriyor, talep ve sorunlarınızı ele almaya çalışıyoruz.”
“Uluslararası alanda da sizlerin menfaatini ülkemizin menfaatleriyle eş değer görüyoruz”
Bakan Varank, Türkiye sınırları içerisindeki mevzuat ve uygulamaların sektörün potansiyelini açığa çıkarmak için zaman zaman yeterli olmayabileceğini belirterek, “İşin bir de uluslararası boyutu var. Bu sebepten ötürü, uluslararası alanda da sizlerin menfaatini ülkemizin menfaatleriyle eş değer görüyoruz. Özellikle ABD ve AB ülkeleri tarafından uygulanan koruma vergileri ve açılan soruşturmaları Ticaret Bakanlığımız ile biz yakından takip ediyoruz.” diye konuştu.
Dünya Ticaret Örgütü ile temas halinde haksız rekabete yol açan her türlü uygulamaya karşı, sanayicilerin hakkını aramayı şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da sürdüreceklerini vurgulayan Varank, şunları kaydetti:
“Bunun dışında, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası EBRD ile Türk Çelik Sektörü 2030 Yol Haritası çalışmalarını başlattık. Yeşil dönüşüm dahil birçok konuyla ilgili çalışmalarımızı tamamlayıp bu yılın sonuna kadar stratejik eylemleri belirlemiş olacağız. Bu çalışmayı EBRD ile yapmamızın sebebi de önümüzdeki 10 yıla yakın sürede atacağımız adımların AB tarafından doğrudan tanınır olması. Böylece demir çelik sektörümüzün uluslararası fon ve kredilerden kolaylıkla faydalanabilmesinin de önünü açmış olacağız.
Biliyorsunuz, uluslararası fon kaynakları noktasında problemler yaşıyor, uzun yıllar boyunca bu fonlara vermiş olduğumuz katkının karşılığını ülke olarak tam anlamıyla alamıyorduk. Ancak son birkaç yıldır verdiğimiz katkının da üzerinde finans sağlar duruma geldik. Sizlerin hazırlayacağı yeni projelerle bu başarıyı kalıcı hale getirmek istiyoruz. Buna manada AB’deki fonlardan, yurt dışındaki fonlardan çok daha fazla katkıyı Türkiye’ye getirmiş olacağız.”
Varank, her konuda üreticilerin destekçisi olmaya devam edeceklerini belirterek, “Büyük ve güçlü Türkiye, kamu, iş dünyası ve sivil toplum üçgeninde gerçekleşen güç birliğinden doğacak. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Olağan Genel Kurulu’nun sektörümüz, ülkemiz ve milletimiz adına hayırlara vesile olmasını diliyorum. Derneğimiz aracılığıyla hizmetlerde bulunmuş her bir yöneticimize teşekkür ediyor, yeni dönemde yönetimde görev alacaklara başarılar diliyorum.” diye konuştu.
Konuşmaların ardından dernek üyelerine plaket takdimi gerçekleştirildi.