Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği (IAOM) Avrasya Bölge Başkanlığı tarafından düzenlenen ve dünya tahıl sektörünün önemli buluşmaları arasında yer alan "3. IAOM Avrasya Konferansı ve Sergisi" Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de başladı.
Yumaklı, "Değişen İklimde Sürdürülebilir Gıda Güvenliği" mottosuyla düzenlenen etkinliğin açılışında, Azerbaycan'da olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Dünyanın farklı yöne doğru evrildiği bir dönemden geçtiklerini ifade eden Yumaklı, küresel ekonomik belirsizliklerin ve jeopolitik gerginliklerin yanı sıra devrim niteliğindeki teknolojik dönüşüm rüzgarlarının yaşandığı bir ortamda olduklarını söyledi.
Yumaklı, özellikle küresel ısınma ve iklim değişikliği etkilerinin su ve tarım üzerinde en çok hissedildiği bir süreçten geçtiklerini kaydederek, "Bu süreç içinde de değirmencilik ürünleri başta olmak üzere gıda arz güvenliği tüm ülkeler için stratejik bir alan olarak yer alıyor." diye konuştu.
Kovid-19 ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın gıda güvenliğinin kritik önemini bir kez daha hatırlattığını anımsatan Yumaklı, son asırda yaşanan ve gelecekte yaşanması beklenen nüfus artışının gıda ve suya ihtiyacını daha da artıracağını anlattı.
Yumaklı, "Önümüzdeki 27 yılda yapılan projeksiyonlara göre dünya nüfusunun 2 milyar daha artarak 10 milyara çıkması bekleniyor. Türkiye nüfusu ise 1960 yılında 27 milyonken son 63 yılda 3 katına çıkarak 85 milyona ulaştı. 2050 yılında da 105 milyonu geçecek. Bu gerçek, Türkiye için olduğu gibi diğer ülkeler için de geçerlidir. Dolayısıyla da gıdaya ve suya olan ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor." diye konuştu.
Bakan Yumaklı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, nüfus artışına bağlı olarak 2050'de bugünden yüzde 55 daha fazla suya, yüzde 70 daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacağını söyledi.
"Bu gerçek, gıda ve tarım politikalarımızı geleceğe hazırlarken, en önemli gerekçemizi oluşturmaktadır." diyen Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada yaşanan bu süreçler, gıdayı işleyerek yarı mamul ve mamule dönüştüren değirmencilik sektörünün de önemini tüm dünyada artıracaktır. Bu anlamda özellikle tahıl depolama ve taşıma sistemlerine olan ilgi dünya çapında artmıştır. Yine değirmen makinelerine, beklenenin ötesinde bir ilgi oluşmuş ve ciddi bir kapasite artışı yaşanmıştır. Un ve yem gibi sektörlerin, ana üretim kalemlerine olan ihtiyacı da artacağı için özellikle de 2024'ün ikinci yarısından itibaren sektörde ciddi bir talep artışı bekliyoruz."
Yumaklı, dünya değirmencilik ürünleri ticaret hacminin son 5 yılda yaklaşık yüzde 40 arttığını belirterek, 2023'te ticaret hacminin 60 milyar dolar seviyelerine ulaştığını aktardı.
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Türk değirmen sektörünün dünya ihracatındaki lider pozisyonunu uzun yıllardır devam ettirdiğini belirterek, Türkiye genelinde yaklaşık 600 un fabrikasının bulunduğunu söyledi.
Buradaki değirmencilerin çoğunun üçüncü veya dördüncü kuşak olarak bayrağı devraldığını dile getiren Yumaklı, şunları kaydetti:
"Bunu büyük bir avantaj olarak görüyoruz. Sektörün, maliyetlerdeki rekabet gücü, kalitede ve hizmette gösterdiği üstün başarılar sayesinde önümüzdeki yıllarda da dünyadaki liderliğini sürdüreceğini öngörüyoruz. 2022 yılını 2 milyar dolar civarında ihracatla tamamlayan Türk değirmen sektörü, 2023'ü de dünyadaki ekonomik sıkılaşmaya ve savaşlara rağmen 1,9 milyar doların üzerinde bir rakamla kapattı. Sektörün 2024'ün sonunda bunun çok daha üzerinde bir rakamla rekor kıracağına inanıyoruz."
Yumaklı, Türkiye'nin yıllık un üretim kapasitesinin yaklaşık 32 milyon ton civarında olduğunu ancak fiilen kullanılan kapasitenin genellikle bunun altında kaldığını ve kapasite kullanımının yüzde 45-50 civarında gerçekleştiğini anlattı.
Bu sorunun aşılması gerektiğini vurgulayan Yumaklı, sektörün altyapı sağlamlığının bütün imkanların en üst düzeyde kullanılmasıyla mümkün olacağını söyledi.
Bakan Yumaklı, geçen yıl yurt içi kullanım ve ihracat amacıyla 15 milyon ton civarında un üretildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"İhracatın büyük bir kısmı Orta Doğu, Afrika ve Asya ülkelerine gerçekleşti. Türkiye şu anda dünyada un ihracatında birinci, makarna ihracatında da ikinci sırada. 2023 yılı itibarıyla Türkiye'nin dünya un pazarındaki payı yüzde 23. Bu da dünyadaki her 4 un paketinden birisinde Türkiye'deki üreticilerin emeğinin bulunduğunu gösteriyor. Türk değirmencilik sektörü, depolama, taşıma ve boşaltma, öğütme, eleme, otomasyon, tartım ve laboratuvar sistemlerine kadar her bir alanda önemli başarılara imza atmayı sürdürmektedir. Dünyadaki en büyük kapasiteli un, yem, nişasta, kahve fabrikaları, Türk değirmen makinecileri tarafından kurulmaktadır."
Yumaklı, Şanlıurfa'daki Göbeklitepe'nin dünyada ilk buğdayın ve unun üretildiği yerin Anadolu olduğunu gösterdiğini kaydederek, "Dünyanın en eski sanayi kolu olan değirmenciliğin ortaya çıktığı bu coğrafya, bu kritik önemdeki endüstriye öncülük etmenin gururunu yaşıyor." diye konuştu.
Un ve tahıl üretiminde ihtiyaç duyulan enerjinin yeşil enerji kaynaklarından temin edilmesi amacıyla yapılan yatırımlardan bahseden Yumaklı, "Sektörün yeşil enerji kaynaklarına olan ilgisi son derece memnuniyet vericidir." ifadesini kullandı.