Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Türkiye bu cari açık sorununu çözecek çünkü cari açık ülkeyi kırılgan yapıyor, o zaman küresel risk iştahının merhametine kalıyorsunuz. Biz tasarrufları artırarak ve yerlileştirme çabalarıyla ülkemizi çok güçlü bir şekilde konumlandıracağız." dedi.
Şimşek, "FZK Mühendislik ve Sınai Yatırımlar AŞ Tanıtım Töreni"nde yaptığı konuşmada, savunma sanayinin Türkiye açısıdan stratejik bir sektör olduğunu söyledi.
Bu sektörde geçmişte dışa bağımlılığın yüksek olduğuna işaret eden Şimşek, "2002 yılında savunma sanayinin dışa bağımlılığını yüzde 76'lardan bugün yüzde 31-32'ye düşürdük. Bu, bir alana odaklanılırsa başarabileceğimizi gösteriyor. Kaynaklarımızı, enerjimizi belli bir alanda yoğunlaştırırsak, özel sektör, kamu birlikte çok iyi çalıştığında sonuç alabiliyoruz." dedi.
Türkiye'nin karşı karşı bulunduğu en önemli sorunun cari açık olduğunu anlatan Şimşek, bunun önemli ölçüde tasarruf açığına işaret ettiğini söyledi.
Tasarrufları artırmak için de şirketlerin Ar-Ge, inovasyon, bilgi, teknoloji yoğun ürünler üretmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, şirketlerin bu ürünleri üreterek daha yüksek kar marjlarına ulaşabileceğini, yatırımlarını önemli ölçüde karlılıklarıyla finanse edebileceklerini ve orta ile uzun vadeli yatırımlar için kaynaklara erişme imkanı bulabileceğini kaydetti.
Yerlileştirmede önceliklendirilen alanlar
Şimşek, bugünün en önemli gündem maddesinin Türkiye'nin özellikle imalat sanayisinde de girdi bazında ithalata bağımlılığını azaltmak olduğunun altını çizdi.
Türkiye'de özellikle imalat sanayinde dışa bağımlılığı azaltmak, ithal girdi bağımlığını en aza indirmek amacıyla Yerlileştirme Yürütme Kurulunun ilk toplantısını bu ayın ortasında yaptıklarını anlatan Şimşek, "Başlangıç itibarıyla imalat sanayi ithalatımızın ki yaklaşık 105 milyar dolar civarında bir rakamdan bahsediyoruz, 2 bin 768 ürün var, biz 1064 ürünü programa aldık. Kısa vadede önümüzdeki 1 yıl içerisinde hızlandıracağız, 43 ürün çalışmalarına başladık. Bu 43 ürün yaklaşık 20 milyar dolarlık ithalata denk geliyor." dedi.
Bu ürünlerin yerlileştirilmesi hususunda yoğun bir çaba içerisinde olduklarını vurgulayan Şimşek, bunun klasik ithal ikamesine benzemediğini, bir ekosistem oluşturduklarını ifade etti.
Şimşek, hükümet olarak önemli bir Ar-Ge reformu yaptıklarını ve ilk defa tasarım desteği getirdiklerini anımsatarak, yüksek katma değerli üretimin en önemli bileşeninin tasarım olduğunu, Ar-Ge'nin de bu işin en kritik kısmı olduğunu söyledi.
Ar-Ge alanında yaptıkları çalışmalar ve verdikleri desteklere de değinen Şimşek, bu ay içerisinde çok önemli yatırım ortamını iyileştiren devrim niteliğinde reform yaptıklarını aktardı.
Şimşek, şunları kaydetti:
"Yerlileştirme çalışmalarının son derece şeffaf, dışa açık, rekabetçi adil bir ortam sağlayarak, kamunun eğer bir alımı varsa, kamunun alım gücünü kısmen kullanarak, yoksa rekabetçi şartlarda çok güçlü destekler vererek, biz mümkün olduğunca Türkiye'de bilgi yoğun, teknoloji yoğun üretimi destekliyoruz. Savunma sanayi stratejik sektördür ama birçok sektör daha var. Bizim önceliklendirdiğimiz alanlar önümüzdeki dönemde kimya ve ilaç sanayi, yarı iletken ürünler, makina teçhizat, motorlu kara taşıtları, raylı sistemler, gıda ve bilişim gibi alanlarda yerlileştirme konusunda çok hızlı yol katetmeyi umuyoruz. Kamu alımları belli alanlarda önemli bir kaldıraç görevi görecek. Kamu alımlarının olmadığı alanlarda da biz bu ürünleri, bu türden üretimi dünyada en rekabetçi kılacak şekilde destek vermeye hazırız."
"Türkiye, cari açık sorununu çözecek"
Türkiye'nin cari açık sorununu çözeceğini belirten Şimşek, "Çünkü cari açık ülkeyi kırılgan yapıyor, o zaman küresel risk iştahının merhametine kalıyorsunuz. Biz tasarrufları artırarak ve bu yerlileştirme çabalarıyla inşallah ülkemizi çok güçlü bir şekilde konumlandıracağız ve mesafe katediyoruz." şeklinde konuştu.
Tasarrufları artırma anlamında şirketlerin Ar-Ge ve inovasyonla daha yüksek kar marjlı alanlara kayarak, şirket tasarruflarını artırabileceğini söyleyen Şimşek, "Karları dağıtmadan üretime kanalize edecekler. Şirketlerimizin üretken alanlara daha çok kaynak aktarması önemli. Bankacılık sektörünü de bu noktadan sonra, bu tarafa biraz teşvik etmek istiyoruz. "dedi.
Şimşek, vatandaşların tasarruflarını arttırmak için Bireysel Emeklilik Sistemi'nde verilen desteklere değinerek, kamuda da ciddi bir tasarruf fazlası olduğuna dikkati çekti.
Hükümetin beşeri sermaye, eğitim, Ar-Ge ve inovasyona çok önem verdiğini anlatan Şimşek, 4. Sanayi Devrimi'nin dünyada yarattığı dönüşüm dikkate alındığında "IQ'den çok duygusal zekanın" ön planda görüldüğü bir dönemin yaşandığını söyledi.
Altyapıya da öncelik verdiklerine işaret eden Şimşek, "2018 küresel rekabet endeksinin alt bileşenleri açıklandı. Dünya Ekonomik Forumu'na göre Türkiye 28. sıraya çıktı, 27. ülke İngiltere. Demek ki Türkiye odaklanınca başarıyor, biz altyapıda sınıf atladık." ifadelerini kullandı.
Şirketlere Ar-Ge'ye yatırım çağrısı
Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranının son 15 yılda ikiye katlandığını aktaran Şimşek, şöyle devam etti:
"Türkiye, dünyada katma değer zincirinde çok daha yükseklere çıkıp tutunmak istiyorsa, üretim ve ihracatımızın üçte ikisinin orta yüksek yüksek teknoloji kompozisyonunda olmasını istiyorsak, Ar-Ge harcamalarımızın milli gelire oran olarak en az yüzde 2,5-3'e çıkartmamız lazım. Şirketlerimize sesleniyorum, az da olsa cironuzun, gelirlerinizin bir kısmını bu alana yatırın çünkü bunun iki katından fazlasını size destek olarak vereceğiz."
Türkiye'nin geleceğinin parlak olduğunu vurgulayan Şimşek, ülkede reform yapıldığını, önceliklerini doğru saptamış bir hükümet ile siyasi istikrar bulunduğunu ve nüfusun nispeten genç olduğunu söyledi.
"Önemli olan büyümeyi sürdürebilir kılmak"
Son 15 yılda Türkiye'nin yüzde 5,7 büyüdüğünü bildiren Şimşek, "Çin ve Hindistan'dan sonra en hızlı büyüyen ülkelerin başında geliyoruz. Son 10 yılda Türkiye, 8,7 milyon vatandaşına iş bulmuş. Şimdi reform ve doğru yatırımlarla verimliliği arttırma zamanı. Ben inanıyorum ki Türkiye vatandaşının özlem duyduğu kurumsal altyapıyı da gerçekleştirecektir." şeklinde konuştu.
Bankacılık sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, sermaye piyasalarını geliştirmeye önem verdiklerini söyledi.
Ziraat Katılım Bankası ile Fikssan Fikstür Sanayi ve Ticaret AŞ’nin Türkiye’de ilk defa ortak yatırımlar modeli ile hayata geçirdikleri FZK Mühendislik ve Sınai Yatırımlar AŞ ile bankanın aslında yatırım bankacılığı rolüne girdiğini anlatan Şimşek, şunları kaydetti:
"Önemli olan burada, başarılı örnekleri ortaya çıkarmak ve Türkiye'de var olan imkanlarla sınırlı kalmayıp, bu örneklerin küresel uzun vadeli kaynaklarla finansmanını sağlamak. Ülke olarak bizim iştahımız büyük, biz hızlı koşmak istiyoruz, biz daha hızlı büyümek istiyoruz. Onun için de uzun vadeli kaynak. Bizim makro finansal istikrarı koruma noktasında da irademiz devam ediyor. Bu zorlu dönemin yansımaları piyasalarda hissediliyor ama enflasyonu aşağıya çekmek bizim en önemli önceliklerimizden biri. Genelde büyüme çok konuşulur, büyüme herşeyin başıdır. Büyüme önemlidir ama önemli olan bunu sürdürülebilir yüksek kılmak. Bunun için de fiyat istikrarı olmazsa olmazdır. O nedenle yine bütün kurumlar üzerine düşeni yapıyor, yapacak."
Kaynak: AA