Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
İhracatta kasım ayı sonu itibarıyla 168 milyar dolarla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdıklarını anımsatan Pekcan, şu anda hedeflerine ulaşmış durumda olduklarını, bundan sonra da artı rakamların gelmesini beklediklerini söyledi.
Pekcan, en önemli konulardan birinin ihracatın ithalatı karşılama oranı olduğuna işaret ederek, yıl sonunda bu oranın yüzde 75'ler seviyesinde gerçekleşmesini, net ihracatın büyümeye katkı vermesini, dış ticaret açığının da azalmasını beklediklerini dile getirdi.
Öncelikli hedeflerinin ihracattaki artışı sürekli kılabilmek olduğunu belirten Pekcan, bu yönde sektörel bazda çalışmalarının bulunduğunu belirtti.
“Brexit sürecinin anlaşmalı bir süreç olarak gerçekleşmesini ümit ediyoruz”
Pekcan, ticaret savaşlarının olduğu bu dönemde Çin ve ABD'nin karşılıklı koydukları bariyerlerle ithalatlarında azalma olacağını, bu ithalat kalemlerini de başka ülkelerden temin edeceklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Biz buralarda yer alabilir miyiz? Böyle bir çalışmamız var. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) verilerine göre dünya ekonomisinin büyümesi 2018'de yüzde 4,7 iken 2019'da yüzde 3,9 hatta biraz daha düşük olması bekleniyor. Bizi en fazla etkileyecek olan Avrupa'daki büyümenin azalmasıdır. Bunun dışında Brexit sürecinin anlaşmalı bir süreç olarak gerçekleşmesini ümit ediyoruz. İki taraf da çok ciddi ticaret ortağımız, anlaşmalı olması bizim de kendilerinin de menfaatlerine ama her türlü olasılığı değerlendirmek durumundayız.”
“Hedeflerimizden sapmadan yola devam edeceğiz”
Pekcan, doğru, ayakları yere basan politikalar üretmeye çalıştıklarını vurgulayarak, “Mesela son dönemde Avrupa'nın otomobil alımlarında ciddi bir yavaşlama var. Hedeflerimizi belirlerken bunları da gözardı etmememiz lazım. Biz yine de hedeflerimizden sapma olmadan yolumuza devam edeceğimizi öngörüyoruz.” dedi.
Göreve geldiklerinde Hindistan, Çin, Rusya ve Meksika'yı hedef ülkeler olarak belirlediklerini dile getiren Pekcan, bu pazarlarda yeterince aktif olunmadığını, buralarda daha yerel ve talep odaklı bir yapılanmaya gitmeyi öngördüklerini bildirdi.
Pekcan, Türkiye için Türkmenistan'ın müteahhitlik, yatırımlar ve ürün ihracatı açısından önemli bir pazar olduğuna ve Rusya'dan sonra ikinci büyük müteahhitlik pazarı niteliği taşıdığına işaret ederek, müteahhitlik sektöründe 1992 yılından itibaren 47,2 milyar dolarlık iş hacmine ulaşıldığını, bu yıl Türk müteahhitlerin ülkede 700 milyon dolarlık sözleşme imzaladığını aktardı.
Hindistan'ın gelecek 10 yıl içinde gerek nüfus gerek tarım ürünleri gerekse yazılımda dünya lideri olacağını düşündüklerini ifade eden Pekcan, bu ülkede yükselen bir orta sınıf bulunduğunu, bunun da Türk ihracatçılar için önemli bir pazar niteliği taşıdığını söyledi.
Pekcan, Hindistan ile yazılım alanında iş birliği yapabileceklerini belirterek, “Hindistan Ticaret, Sanayi ve Sivil Havacılık Bakanı ile bir görüşme gerçekleştirdik. Onlar da şubat ayı itibarıyla buraya geniş bir iş heyetiyle gelmeyi planlıyorlar.” diye konuştu.
“ABD ile ilişkiler olumlu sinyaller veriyor”
ABD ile Türkiye arasındaki siyasi gelişmelerden ekonominin de etkilendiğinin bir gerçek olduğunu dile getiren Pekcan, ABD'nin çelik ve alüminyumda koyduğu ek vergilere karşı DTÖ nezdinde girişimlerini zaman geçirmeden yaptıklarını, aynı zamanda da diyalog kapısını her zaman açık tuttuklarını anımsattı.
Pekcan, son zamanlarda iş insanlarıyla gerçekleştirdikleri görüşmelerde olumlu sinyaller aldıklarını vurgulayarak, “Türkiye için konulan ek vergilerin kalkmasını bekliyoruz ama bir taraftan da ihracatçılarımızın hakkını her zeminde korumaya devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.
DTÖ nezdinde hem Fas hem de ABD'nin ek vergilerine karşı önemli sonuçlar aldıklarını, iki ülkeye de uyarı yazıları gönderildiğini anlatan Pekcan, “İkili ilişkilerin ticari ve ekonomik hayatı etkileyecek düzeyde olumlu sinyaller verdiğini söyleyebilirim.” dedi.
İran'a yaptırımlar
Pekcan, ABD'nin İran'a yaptırımlarının Türkiye'ye etkisinin sorulması üzerine, İran'a getirilecek her türlü yaptırımın bölgeyi, en çok da Türkiye'yi etkilediğini söyledi.
Petrol ticaretinde muafiyetin Türkiye için uzatılması yönünde beklenti içinde olduklarını dile getiren Pekcan, şöyle devam etti:
“Bu yaptırımlarla İran'ın hem ithalatı hem ihracatı hem de yatırımları etkilenmiş, ekonomisi küçülme trendine girmiştir. Dolayısıyla bu da bizim ihracatımızı etkilemektedir. İran'da üretimi bulunan ve lüks tüketim sayılabilecek acil tüketim olmayan ürünlere de ithalat yasağı getirilmiştir. Bu da bizi etkilemektedir ama bizim İran ile Serbest Ticaret Anlaşmamız var, bunu mevcut koşullarda biz nasıl geliştirebiliriz, nasıl artırabiliriz?
En azından bu ithal konusu ürünlerde Türkiye ile imzaladığı Tercihli Ticaret Anlaşması kapsamındaki ürünler de var. Bunların kapsam dışına çıkarılması ve Türkiye'nin bu yasaklardan muaf tutulması yönünde de çalışmalarımız bulunuyor. En az etkilenecek şekilde hem teknik hem de bakanlar seviyesinde görüşmelerimiz devam ediyor.”
Haksız fiyat artışlarına karşı 81 bin ürün denetlendi
Pekcan, rekabetin sağlanamadığı koşullarda haksız fiyat artışlarına karşı denetimler yaptıklarına işaret ederek, yaklaşık 81 bin ürünü denetlediklerini, bunlarla ilgili 7 bin firmayla yazışma yaptıklarını, bin 800 ürünün etiketinde de hata bulunduğunu belirlediklerini bildirdi.
Alo 175 Tüketici Danışma Hattı'na 54 bine yakın şikayet geldiğini aktaran Pekcan, bunun üzerine başlatılan mobil uygulamaya da 6 binin üzerinde şikayet ulaştığını ifade etti. Pekcan, “Bir dengelenmenin sağlandığını görüyoruz. Kontrollerimiz belli mesafe ve ölçüde devam ediyor.” dedi.
Konkordato ilan eden firmalarla ilgili bir soru üzerine de bu konunun Adalet Bakanlığının alanına girdiğini söyleyen Pekcan, şirketler ayağı itibarıyla kendilerinin de takiplerini sürdürdüklerini dile getirdi. Pekcan, bu rakamların her pazartesi Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlandığını, bu bilgilerin herkese açık olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bu pazartesi itibarıyla 979 firma olmuş. Konkordato ile ilgili Meclisten geçen düzenleme var. Bundan böyle bağımsız denetim kuruluşlarının raporlamaları doğrultusunda konkordato ilan edilebilecek ve eğer alıcıları zarara sokmak gibi bir kötü niyet varsa kesinlikle kabul edilmeyecek.”
Karekodlu bono geliyor
Dünyada e-ticaretin toplam ticaret içindeki payının yüzde 9,8, Türkiye'de ise yüzde 4,1 olduğuna dikkati çeken Pekcan, Türkiye verilerinde insanların yüzde 45'inin kişisel verilerinin gizliliğinin korunmadığını düşündüğünü ve güvenilir bulmadıkları için e-ticaret yapmadıklarını belirttiklerini ifade etti.
Pekcan, e-ticarette güven damgasının tüketici güvenini sağlamak açısından önemli bir uygulama olduğunu vurgulayarak, bu damgayı alan firmaların denetlenebilir olacağını ve bu koşulları devam ettiremeyenlerin damgalarının iptal edileceğini ifade etti. Bakan Pekcan, güven damgası tedarikçilerinin uluslararası güven damgası tedariki olan kurumlara da üye olmasını talep ettiklerini, bunun da Türk e-ticaret sitelerini uluslararası piyasalara açacağını dile getirdi.
Şu anda piyasada yaklaşık 75 bin karekodlu çek bulunduğunu, buna paralel olarak karekodlu bono çalışmasını da tamamladıklarını belirten Pekcan, bunun da 2019 itibarıyla devreye gireceğini ifade etti.
Elektronik çek ve bonoya ilişkin tebliğin kısa süre içinde yayınlanmasını beklediklerine işaret eden Pekcan, “Güzel bir çalışma oldu. Türkiye'ye de firmalarımıza da hayırlı olmasını diliyorum.” dedi.
Pekcan, gümrüklerde dijitalleşmeyi sağlamak için çok önemli çalışmalar yürüttüklerini, Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü, Tek Pencere Sistemi, Konteyner Liman Takip Sistemi ve yerinde gümrükleme sistemlerinin önem taşıdığını kaydetti.
Kaynak: AA