Uluslararası Patent Birliği (UPB) Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Kaya, patent sahiplerine kurumlar vergisi muafiyet imkanının ilk olarak 2015 ayında başladığını, sonrasında uygulamadaki bazı zorluklar dikkate alınarak 2016 Aralık ayında yapılan en son düzenleme ile bu muafiyete erişim imkanının daha da kolaylaştırıldığını belirterek, "Atılan bu adımı çok önemli ve teşvik edici bir girişim olarak görüyoruz. Fakat işletmelerimizin bu önemli gelişmeden pek haberdar olmadığını düşünüyoruz." dedi.
Kaya, yaptığı açıklamada, önce 2015 ve son olarak 2016 Aralık'ta Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yapılan değişikliklerle patent sahiplerinin ciddi vergi muafiyet imkanlarına kavuştuğunu anlatarak, patenti veya faydalı modeli olan kişilerin bu sayede elde ettikleri kazançların vergisinden yarı yarıya muaf tutulduğunu söyledi.
Yeni değişikliklere göre bir "İncelemeli Patent" ya da olumlu bir araştırma raporu neticesinde verilmiş bir "Faydalı Model" belgesi olan ve buluşunu Türkiye'de tasarlayıp üretenlerin, satıştan elde ettiği kazancın yüzde 50’si kadar kurumlar vergisinden muaf tutulduğunu aktaran Kaya, "Patent sahiplerine kurumlar vergisi muafiyet imkanı ilk olarak 2015 yılında başladı. Sonrasında uygulamadaki bazı zorluklar dikkate alınarak 2016 Aralık ayında yapılan en son düzenleme ile bu muafiyete erişim imkanı daha da kolaylaştırıldı. Atılan bu adımı çok önemli ve teşvik edici bir girişim olarak görüyoruz. Fakat işletmelerimizin bu önemli gelişmeden pek haberdar olmadığını düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Kaya, üretim sürecine ait bir patenti olan kişinin patentli üretim süreci sonucu çıkan standart ürünlerle aynı muafiyet imkanlarından faydalanabileceğini, bu gelişmeye ek olarak patentini devreden ya da lisanslayan kişilerin de aynı imkanlara sahip olabileceğini bildirdi.
"Avrupa normları ile bire bir uyumlu bir kanunumuz var"
Tüm muafiyetlerin ilgili faydalı model ya da patentin koruma süreci boyunca devam ettiğinin altını çizen Kaya, şunlar söyledi:
"10 Ocak 2017 tarih ve 6769 sayılı Cumhuriyet tarihinin ilk Sınai Mülkiyet Kanunu ile patent kavramı daha da önem kazandı. Artık neredeyse Avrupa normları ile bire bir uyumlu bir kanunumuz var. Buna paralel olarak hükümet patent sahiplerine birçok yeni teşvik ve destek mekanizmasını devreye sokuyor ve mevcut olanları daha da cazip hale getiriyor. Patent hiçbir destek olmasa dahi zaten başlı başına rekabette ciddi artı sağlayan bir hukuki enstrüman olarak karşımıza çıkıyor. Ancak yine de muafiyet imkanının ötesinde, KOSGEB ve TÜBİTAK yurtiçi ve yurtdışı patent alma maliyetlerinin karşılanması noktasında birçok hibe destek sunuyor ve hatta ödüller veriyor. Ayrıca Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 'Teknoyatırım Programı' vesilesiyle patent sahiplerine milyonlarca lira hibe makine, teçhizat desteği sağlıyor."
Kaya, geçen yıl ekim ayında çıkan yeni bir düzenlemeyle artık bir patentin de aynı bir taşınmaz gibi kredi alımında teminat ya da sermaye olarak gösterilebildiğini vurguladı.
Değerlemesi yapılan patentlerin şirketlerin mali kayıtlarında duran varlıklardan bir nevi cari varlıklara dönüşebildiğini dile getiren Kaya, "Patentlerin bir hisse senedi gibi alınıp satılabileceği patent borsası kavramı da son günlerde kulislerde konuşulmaya başladı. Tüm bunlar gösteriyor ki patent sahibi olanlar günümüzün rekabetçi piyasa şartlarında rakiplerinden birkaç adım öne çıkacak. Kısacası patent alanlar kazanacak." diye konuştu.