Temel besin maddelerinden olan hububat, gıda güvencesi açısından oldukça önemli. Hububatlardan buğday ise dünyada ekiliş ve üretim bakımından ilk sırada yer alıyor. Zira buğday, unlu mamuller olmak üzere birçok gıda ve sanayi sektöründe geniş bir kullanım alanına sahip. Buğdayın bu kadar önemli olması onu koruma önlemlerini de aynı oranda önemli kılıyor.
Türkiye’nin süne ile mücadelesinin tarihi yüz yıla yaklaşıyor. Ekonomiden nüfusun temel besin maddesi olması açısından önemli ve büyük bir yere sahip olan buğdayın hasat öncesi verimi ve kalitesini olumsuz etkileyen zararlıların başında gelen Süne ile mücadelede pek çok yöntem kullanılıyor.
Türkiye’nin hemen hemen her yerinde görülen ve bazı dönemlerde etkisini artıran süne, çiftçilerin yakından tanıdığı bir böcek. Bilimsel adı Eurygaster spp olan süne böceği genellikle toprak renginde oluyor. Ancak zaman zaman siyah, kırmızımsı, kirli beyaz gibi renklerde de görülebiliyor.
Süne mücadelesinin devlet mücadelesi haline geldiğini vurgulayan Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü (GKGM ) Süne Teknik Ülke Koordinatörü Dr. Numan Babaroğlu, ülkemizde süne mücadelesinin 1928 yılından itibaren devam ettiğini söylüyor.
''Süne üç temel zarar oluşturmaktadır''
Peki, süne buğdaya nasıl zarar veriyor?
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitki Sağlığı ve Karantina Daire Başkanı Dr. Ersin Dilber, sünenin üç temel zararı bulunduğunu anlatıyor.
''Sünenin verdiği zararı yüzde 1’in altında tutmak için çalışmalar yürütmekteyiz''
Sünenin verdiği zarar yıllara göre değişkenlik gösterse de ekipler bu zararı yüzde birin altında tutmak üzere yoğun çaba sarf ediyor.
''Son yıllarda ülkemizdeki süne mücadelesindeki zarar oranı yüzde birdir. Bakanlık olarak biz ülkemizde sünenin verdiği zararı yüzde 1’in altında tutmak için çalışmalar yürütmekteyiz. Ülkemizde süneyle mücadelesindeki çalışmalar Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü organizasyonunda başta Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğüne bağlı enstitülerle yürütülmekte aynı zamanda Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü’müzün de bizlere katkı sunduğunu görmekteyiz.''
650 ekip ve 2000 personelle mücadele ediliyor
Uzman ekipler süne zararlısının yetişme takviminin her aşamasını kontrol altında tutuyorlar. Dilber, bu süreci şöyle anlatıyor:
Süneyle mücadelede doğal düşmanlardan da faydalanılıyor. Ancak ilaçlama da çok önemli.
''Tabi biz ilaçlamayla ilgili karar aldığımızda bunu halkımıza en uygun yayın vasıtasıyla duyurmak zorundayız. Mücadelede temelde biz üreticilerimize öncelikle sünenin yoğunluğunun ekonomik zarar eşiğinin üzerine çıktığında ilaçlama uyarılarında bulunuyoruz. Burada temelde biz yumurtanın parazitlenme durumuna bakıyoruz. Çünkü mücadelemizde bize yardımcı olan doğal düşmanlardan da faydalanıyoruz.
Süneyi doğal yaşamına bıraktığınızda doğal düşmanları yaşamalarına engel oluyorlar. Bu manada biz ekonomik zarar eşiği ve parazitlenme durumuna göre süne mücadelesini ülkemizde yürütüyoruz. Burada üreticilerimize sünenin ilaçlanması gerektiği zamanda internetten bakanlığımızın il ilçe müdürlüklerimizin web sitelerinden, televizyon kanallarından, radyolardan üreticilerimize ilaçlamanın başlaması gerektiğini özellikle vurguluyoruz. Üreticilerim bizim dediğimiz zamanda ilaçlama yapmadığında vurgu oranlar yüzde iki buçuk üç dört gibi rakamlara çıkabiliyor. Ama bizim uyarılarımıza uyan üreticilerimizde yüzde birin altında vuruklu dane oluyor.''
Mart ve nisan aylarında aktif dönem başlıyor
Mart ve nisan aylarında havaların ısınması ile hububat tarlalarına göç eden süneler, böylelikle en aktif oldukları döneme geçiyor.
Bakanlık, beslenirken bir yandan da çoğalan süneler ile mücadele kapsamında birçok çalışma yapıyor. Süne mücadelesi kültürel, kimyasal ve biyolojik olmak üzere üç şekilde yapılıyor.
Biyolojik mücadelede süneyi engelleyen parazitlerin çoğalmaları için tarıma ve ağaçlandırma çalışmalarına ağırlık veriliyor.
Tahmin uyarı sistemi kullanılıyor
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın geliştirdiği tahmin uyarı sistemi sayesinde süne salgını önceden tahmin edilerek, oluşacak zararın ve maliyetin en az düzeye indirilmesi amaçlanıyor. Bu sistem sayesinde salgının şiddeti, iniş alanları ve kimyasal mücadele zamanları hesaplanıyor.
Yapay zeka teknikleri kullanılarak geliştirilen bu sistemde, güncel olarak toplanacak ölçüm verileri sisteme giriliyor ve sistem olması gereken tahminleri çiftçiye gösteriyor.
Süne zarar durumunu önceden tahmin ederken, ilaçlamanın gerekli olup olmadığına karar vermek, üreticileri önceden uyarmak ve böylece süne ile mücadelede para, enerji, zaman kaybını ve ilaçların çevreye yaptığı zararı en aza indirmek amacıyla geliştirilmiş sistem, tahmin ve uyarı mekanizması üzerinde çalışıyor.
Verimli ilaçlama ön plana çıkıyor
Sünenin bulunduğu bölgeyi işaret eden sistem sayesinde zamanında ve sadece ihtiyaç duyulan alanda ilaçlama yapılıyor. Bu sayede ilaçlanan alan onda bir oranında azalabiliyor.
Çalışmayla, süne mücadelesinin daha az sayıda personel ve daha düşük maddi kaynakla yürütülmesi planlanıyor.
''Biz çiftçi olarak gözle görmüyorduk''
Doğduğundan beri çiftçilikle uğraştığını belirten Mehmet Yiğit, devletin süne ile mücadelede verdiği desteği çok önemli buluyor.
''Sünenin zararları gözle görünmeyecek şekilde. Biz çiftçi olarak gözle görmüyorduk. Fakat bunun zararını satışa gittiğimizde fiyatın düşük gitmesiyle iyice anladık. Sağ olsun ilçe tarım bu konuda bize büyük bir destek veriyor. Köy bazlı gezip, bizlerle beraber istişare yaptıktan sonra ilaçlama tarihi veriyor. Bizde o tarihte ilaçlamaya başlıyoruz. Zaten anasını değil yavrusunu öldürüyoruz. Yumurtlama dönemi bittikten sonra yavrusunu öldürüyoruz. Bir daha ki seneye kalmaması için.''
Üreticinin il, ilçe müdürlüklerinin yapmış olduğu teknik çalışmaların tamamen uymasının önemine dikkat çeken GKGM Süne İdari Ülke Koordinatörü Mehmet Demir'e göre mücadelenin başarılı olmasında disiplin şart.
''Bizim teknik ekibimiz sünenin her aşamasını detaylı bir şekilde arazide kontrol edip çiftçimize uyarılar yapıyor. Diyor ki çiftçimize şu dakikadan itibaren ilaçlama yapın diyor. Bu uyarıya çiftçimiz uyarsa işlem tamamlanmış oluyor. Uymazsa ondan sonra süne popülasyonunu artırarak bir sonraki sezona daha fazla daha güçlü bir şekilde zarar yapmaya devam ediyor.''
Grafik: Hafize Yurt
Kamera: Bertuğ Ulukan-Sercan Türkyılmaz