Dağlıoğlu, gazete ve televizyon kanallarının ekonomi müdürleri ile bir araya geldiği sohbet toplantısında yaptığı konuşmada, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) yayımladığı verilere göre, küresel doğrudan yabancı yatırımların bu yılın ilk yarısında 727 milyar dolarla toparlanma göstermesine karşın geçen yılın aynı dönemindeki yatırımların yüzde 30 altında kaldığını hatırlattı.
Türkiye'de yılın ilk yarısında bir miktar düşüş olduğunu, yatırımcıların bunun deprem ya da siyasi gelişmelerle ilgili olduğunu düşünmediğini, daha çok küresel gelişmelerle ilgili olduğunun ortaya çıktığını kaydeden Dağlıoğlu, "Nitekim OECD'nin raporu da bu görüşü doğruluyor, Türkiye'ye gelen yatırımlardaki azalmanın, dünya genelindeki gelişmeler sebebiyle olduğunu gösteriyor. Sadece yatırım değil, dünyada ticaret de yavaşladı." diye konuştu.
Dağlıoğlu, Türkiye'nin 2003-2022 döneminde 252 milyar dolar tutarında uluslararası doğrudan yatırım çektiğini belirterek, "Önceki 30 yıllık dönemde küresel yatırımların yıllık ortalama binde 2'sini çekiyorduk. Sonrası dönemde küresel yatırımların kabaca yüzde 1'ini çekiyoruz. Kalkınma Planı'nda bize verilen hedef de dünyadaki yatırımların yüzde 1,5'ini çekebiliriz şeklinde. Hedefimiz de bunu yüzde 1,5'e taşımak. Bunu 3-5 yıllık, yani orta vadeli dönemde gerçekleştirmek istiyoruz." şeklinde konuştu.
Dünyadaki herkesin, "ABD 10 yıllık tahvillerinin yüzde 5 civarında getiri sağladığı ortamda ülkelerin yatırım çekmek için ne önerdiğini" sorduğunu ifade eden Dağlıoğlu, Türkiye'nin hızlı büyüyen ekonomi olması ve bölgesel merkez konumunun, yatırımcıların ilgisini çektiğini, Türkiye'nin teknoloji şirketlerinin çok iyi olduğunu ve burada nitelikli insan kaynağı bulunduğunu söyledi.
2003-2022 yılları arasındaki 20 yıllık süreçte uluslararası doğrudan yatırım akımlarının cari açığın yüzde 41'ini karşıladığını aktaran Dağlıoğlu, "En sağlıklı finansman yöntemi. Çünkü bu bir borç finansmanı değil. Yani burada kalıcı, uzun vadeli bir sermayeden bahsediyoruz. Uluslararası doğrudan yatırımlar; istihdam üretiyor, ihracata katkı sağlıyor ve küresel tedarik zincirlerine entegrasyonumuzu sağlıyor." dedi.
"Asya'nın payı artmaya devam edecek"
Burak Dağlıoğlu, imalat sektörü altında gıda ve içeceğin en çok yatırım çekilen alanlardan olduğunu belirterek, Türkiye'ye gelen uluslararası doğrudan yatırım akımlarının bileşenlerine bakıldığında, gayrimenkulün yüzde 27, sermayenin de yüzde 67 paya sahip olduğunu bildirdi.
2003-2022'de uluslararası doğrudan yatırım kaynaklarının coğrafi dağılımına bakıldığında, Avrupa'nın yüzde 69,3 ile en büyük paya sahip olduğuna işaret eden Dağlıoğlu, şunları kaydetti:
"Bizim hala en büyük yatırım kaynağı ülkelerimiz Avrupa. Bazı şirketlerin sermaye kaynağı farklıdır. Yatırım kararı, farklı yerden verilse bile aynısı Körfez için de geçerli. Asya'nın payı (Körfez hariç) yüzde 14,2. Asya'nın payı zaman içerisinde artıyor, artmaya devam edecek. Asya'nın payının 5 yıl sonra yüzde 20'ye gelmesi çok olası. Körfez'in payı yüzde 7, Kuzey Amerika'nın payı ise yüzde 8,3.
Önümüzdeki yıllarda yatırımcı ülkeler listesinde tablonun değişmeye başladığını göreceğiz. Uluslararası sermayeli şirket sayısı artıyor. 80 bin şirket var. Kendi stratejimizi yaparken hacme ve niteliğe odaklanmaya çalışıyoruz. Türkiye, 2003 yılından bu yana yapılan reformlarla beraber uluslararası doğrudan yatırımlara en açık, en liberal ülkelerden biri. OECD ortalamasından da iyi. Birçok rakibimiz olan ülkeden de yatırıma daha açık bir ülkeyiz."
Yatırım Ofisi'nin, birkaç hafta önce Birleşmiş Milletler'den ödül aldığını hatırlatan Dağlıoğlu, sürdürülebilirliğe yönelik çalışmalarda çok iyi bir noktada bulunulduğunu söyledi. Dağlıoğlu, "Yeşil ekonomiye adaptasyon anlamında Türkiye'nin çok büyük avantajı var. Önümüzdeki dönemdeki yatırım kararlarında da etkisi olacağını görüyoruz. Rekabetçiliğimizi sürdürülebilirlik alanından inşa edebileceğimizi düşünüyoruz. Tabii teknoloji boyutu da var. Sürdürülebilirlik hedeflerine yerli teknolojilerimizle ulaşmak için de ciddi bir hazırlık yapılıyor." şeklinde konuştu.
BAE ile bir Türk şirketi arasında görüşmeleri sona eren proje, çok eski bir proje
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Dağlıoğlu, BAE'den beklenen enerji yatırımlarına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bakanlık ekibi çok yoğun çalışıyor. Çalışılan projeler yeni projeler. Tamamen Bakanlığımızın gündemindeki o yenilenebilir enerji projeleriyle ilgili yeni yapılacak yatırımlar. O yüzden biraz vakit alacak yatırımlar. Bu ziyaretler, ekonomik diplomasi ziyaretleri. Yani 'tek bir projeyi almak için gittik, konuştuk, geldik'ten ziyade çok boyutlu. Yani olayın ticaret boyutu da var, karşılıklı yatırım boyutu da var.
Bizim yatırım kaynaklarımızı çeşitlendirmemiz lazım. Körfez ülkelerinin çok ciddi sermayesi var. Geçmiş yıllarda yüzde 7'lik paya sahipler. Bunu daha yukarıya taşımamız lazım. Beraber nasıl kazan kazan senaryoları oluşturabiliriz? Hangi yatırımlarda ortaklık yapabiliriz? Böyle bir çalışma... Bunun aynısını aslında Asya'da da yürütüyoruz."
Dağlıoğlu, Katar'la yürüyen bir yatırım süreci olduğunu aktararak, "Uluslararası doğrudan yatırım stokunda Katar, şu anda 10 milyar dolar civarında. Stok olarak ilk yatırımcılar arasında. Önümüzdeki dönemde benzeri gelişmelerin diğer ülkelerle de olması çok olası." dedi.
BAE ile bir Türk şirketi arasındaki görüşmenin sona erdiğine dair haberin hatırlatılması üzerine Dağlıoğlu, bu görüşmenin çok önceden başladığını, özel sektörün kararı olduğunu söyledi. Dağlıoğlu, "Görüşmelerdeki ilk proje değildi. 50 milyar doların içerisinde olan bir proje değildi. Çok daha eski hikayesi olan bir projeydi." ifadelerini kullandı.
Dağlıoğlu, "Körfez operasyonunda toplamda kaç milyar dolarlık beklentiniz var?" sorusu üzerine, 100'ün üzerinde görüşme olduğunu, bu görüşmelerin bir kısmının devam ettiğini, hedef koymadıklarını, hacimden ziyade katma değere odaklandıklarını, işbirliğinin artmasının önem taşıdığını kaydetti.
Önümüzdeki dönemde tedarik zinciri değişiklikleri nedeniyle Asya'dan Türkiye'ye daha çok yatırımcı geleceğini belirten Dağlıoğlu, bir soru üzerine, turizmde epey yatırım bulunduğunu ancak bunun bir bölümünün gayrimenkulün altına girdiğini, yönetim tarafının biraz daha az ve turizmin odaklandıkları alanlardan biri olduğunu vurguladı.
"Belki önümüzdeki aylarda birkaç farklı büyük satın alma, birleşme haberi olabilir"
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Dağlıoğlu, küresel yatırımlardan aldıkları payın yüzde 1'in altına düşmeyeceğini öngördüklerini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dünyadaki yatırımların nereye gideceğini kimse öngöremiyor. Dünyadaki ortamın öngörülemezliğinden dolayı biz de bir rakam veremiyoruz. Kümülatif veriyi paylaşmayı seviyorum; son 12 ayda 11 milyar dolar civarında yatırım çekmişiz. Geçen yıl 13,3 milyar dolarlık bir yatırım çekmiştik. Yüzde 25 gibi bir azalma var. Dünyada yüzde 30 daralma var. Bu yıl için şöyle bir tahminimiz olabilir; birkaç satın alma, birleşme projesi duyuruldu. Onların kapanmasıyla bu rakamı daha iyi bir seviyeye taşıyabiliriz, diye bir öngörümüz var.
Küresel yatırımlardan aldığımız yüzde 1 payı, bu yıl belki oransal olarak birazcık daha yukarıya taşırız. Çünkü bazı projelerin tamamlanmasıyla, bu yıl kapatılabilecek birkaç işlem var. Bir de sürpriz, sene sonu bitmeden taraflar anlaşırsa belki duyurulabilecek birkaç iş daha olur, ölçekli... Belki önümüzdeki aylarda birkaç farklı büyük satın alma, birleşme haberi olabilir. Körfez diye kısıtlamayalım. Yani önümüzdeki aylarda böyle birkaç hacimli yatırım projesinin gerçekleşeceğini düşünüyorum. Yani BAE tarafıyla, Körfez tarafıyla konuşulan şeylerde satın alma, birleşme projeleri olduğu için onlardaki o volüm, hacim büyük oluyor. Oralardan önümüzdeki aylarda inşallah gelmeye devam eder. Yine dünya performansından daha iyi performans göstermeye devam ederiz, diye bir beklentimiz var."
2024 ajandasına hazırlık yaptıklarını belirten Dağlıoğlu, "Orada da temel temalarımız tedarik zinciri çeşitlendirmesi, Türkiye'nin burada nasıl daha merkezi bir rol oynayacağı, sürdürülebilirlik ajandamız, dijital ekonomi ve teknoloji girişimciliği... Bu 3 ana başlığa odaklanan roadshow'larımız olacak." dedi.
"(Tesla) Görüşme sadece onlarla sınırlı değil"
Burak Dağlıoğlu, Tesla, SpaceX ve sosyal medya platformu X'in sahibi Elon Musk ile ilgili bir soru üzerine, "Havacılık programımızda uzun yıllardır iş ortağı SpaceX boyutuyla... Starlink konusunu Sayın Ömer Fatih Sayan, sosyal medyasında paylaştı; 'görüşüyoruz' diye... Şu anda çok sayıda elektrikli otomobil üreticisi ile görüşüyoruz zaten, çalışıyoruz. Sanayi Bakanı'mız da açıklama yapmıştı; 'Asyalılarla görüşüyoruz, belki işte Manisa'da bir yatırım olabilir' gibi... Sadece Tesla ilgili sınırlı değil ki; birkaç farklı, daha mikro mobilite veya daha orta seviyede mobilite araçları için uğraştığımız projeler var. Bizim çok önem verdiğimiz bir alan." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin otomotivde çok güçlü olduğunu vurgulayan Dağlıoğlu, "Görüşme sadece onlarla sınırlı değil. Onlar şimdi yazılı açıkladılar; 'Avrupa'daki kapasiteyi artırmak için alternatiflere bakıyoruz' diye... Herkes kendileriyle bir süreç yürütüyor. Onlarla da yürüyen bir süreç var ama hani böyle açıklamaya birkaç ay kalmış bir süreç yok kimseyle. Çalışmaya devam ediyoruz. Çok sık saha gezisi yapıyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Ümitli olduğunu ifade eden Dağlıoğlu, 2014'ten bu yana her yıl Çinli otomotiv üreticilerini ziyaret ettiklerini, Kovid-19'dan sonra geliş gidişlerin tekrar hızlandığını söyledi. Dağlıoğlu, "İnşallah olur bir şey... Çünkü bu bir gerçeklik; dünyada kapasite kurmak zorundalar. Biz de buradan kendi payımıza düşeni alma hedefiyle çalışıyoruz. Aslında sadece otomobil üreticisi değil, diğer tedarikçiler, batarya üreticileri... Bütün o ekosistemdeki oyuncularla görüşüyoruz. Bizim için çok kısa vadeli bir gündem değil." diye konuştu.
"OVP'nin özellikle yapısal reformlar tarafı (yatırımcıların) çok ilgilerini çekiyor"
Bir gazetecinin "Geçen yıl ile bu yıl arasında bir kıyaslama yaparsak yabancının bakış açısı ve size gelen sorularda bir değişiklik oldu mu?" sorusu üzerine Dağlıoğlu, yatırımcıların Türkiye'ye zaten ilgileri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Önceki dönemdeki o uygulamaların mantığını anlatıyorduk, onlar da öğrenmek istiyorlardı. 'Bizim önceliğimiz ihracatı, istihdamı artırmak. O yüzden böyle bir politika seti var' dediğimiz zaman bunların iletişimini daha yoğun yapmamız gerekiyordu. Gelinen noktada onların bu uygulama politikalarını anlaması daha kolay oluyor. OVP'nin özellikle yapısal reformlar tarafı çok ilgilerini çekiyor. Çünkü orada hem dijital ekonomiyle ilgili hem de sürdürülebilirlikle ilgili çok ciddi maddeler var. Yani biz para politikasından daha ziyade bu yapısal reformları konuşuyoruz.
Fiyat istikrarının olması, yatırımcıların iştahını artıran bir şey oluyor. Daha öngörülebilir bir ortam... Bu politikaların da buna katkı sağlayacağını düşünürsek; uluslararası doğrudan yatırımcıların da bu gelişmeleri pozitif algıladığını, zaten bir ilgisi vardı, daha yakından bir ilgiyle devam ettiğini söyleyebiliriz."
Dağlıoğlu, demir yolu programının yatırımcıları çok heyecanlandırdığını belirterek, elektrikli araç üretimi planlarına yönelik bir soru üzerine, birden fazla oyuncu bulunduğunu, hangisiyle hangi aşamada olunduğuna dair bir şey söylemesinin çok adil olmayacağını aktardı.
Körfez'de ofisleri olduğunu hatırlatan Dağlıoğlu, Abu Dabi ve Cidde'de ofis açma konusunu da değerlendirdiklerini bildirdi.
Devlete ait otoyol ve köprülerle ilgili bir gündem olmadığını ifade eden Dağlıoğlu, Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerinde yatırımcı görmenin mümkün olduğunu kaydetti.
"Yapay zeka alanındaki birkaç teknoloji şirketi de radarımızda"
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Dağlıoğlu, yapay zeka konusunda bir girişim olup olmadığına yönelik soru üzerine, piyasada fonlamanın var olması üzerine bir strateji kurduklarını, yurt dışından fon yöneticilerini getirdiklerini aktararak, Türkiye'de farklı alanlarda başarılı girişimciler olduğunu, onların fonlarla yatırımcılarla buluşması için çalıştıklarını; girişimcileri, uluslararası yatırımcılarla buluşturmak üzere bazı etkinliklere götürdüklerini anlattı.
Dağlıoğlu, "Yapay zeka alanındaki birkaç teknoloji şirketi de bizim radarımızda. Onları bu tip mecralarda yatırımcılarla bir araya getirmek için çalışıyoruz." dedi.
Dünyada teknoloji dünyasında kadın olmadığını belirten Dağlıoğlu, Türkiye'de 6 "unicorn"dan 3'ünün kurucusunun kadın olduğunu, bunu Finlandiya'daki etkinlikte de anlatacaklarını söyledi.
Burak Dağlıoğlu, Anadolu Ajansı ile gelecek günlerde "Yatırım ve Girişimcilik Haberciliği Eğitim Programı" düzenlemeyi planladıklarını, medyadan bu yönde ciddi bir talep olduğunu kaydetti.
İstanbul Finans Merkezi'nde yatırımlar olacağını aktaran Dağlıoğlu, ofislerin kurulduğunu, oradaki ticari alanlara da otele de büyük talep olduğunu, projenin tamamının ilgi çektiğini ifade etti.
Dağlıoğlu, dünyanın en kapsamlı doğrudan yatırım terimleri sözlüğü ve YASED ile de "Yatırımın Yüzyılı" kitabını hazırladıklarını bildirdi.