Bu sene 93. kez kapılarını açan İzmir Enternasyonal Fuarı'nın (İEF) açılış resepsiyonu Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleştirildi.
Resepsiyona katılarak bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten miras olan İzmir Fuarı'nın açılışının Zafer Haftası'na denk gelmiş olmasını son derece anlamlı bulduğunu ifade etti.
Bakan Yılmaz'ın açıklamaları şu şekilde:
"93’üncü kez kapılarını açan İzmir Enternasyonal Fuarı vesilesiyle Kuvâ-yi Milliye şehri, istiklalimizin tapusu güzel İzmir’de bulunmaktan mutluluk duyuyorum. İzmirimizin kültürel ve ticari hafızasında önemli bir yer tutan ve 93. Yılına giren bu seçkin organizasyona emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Sözlerimin başında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm İzmirlilere en kalbi selamlarını ve fuar katılımcılarına başarı dileklerini iletiyorum.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten miras olan İzmir Fuarı’nın, Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını saygıyla yâd ettiğimiz Zafer Haftası’na denk gelmiş olmasını son derece anlamlı buluyorum.
Dumlupınar ve Sakarya'da elde edilen zaferler sonrasında, İzmir'i kurtarmak üzere Atatürk’ün kahraman ordumuza verdiği 'Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!' komutu, milli hafızamıza kazınmıştır.
Böylece “Kuruluşun ve Kurtuluşun Şehri”ne dönüşen İzmir, ardından İktisat Kongresi ve İzmir Fuarı ile kalkınmaya açılan kapı; ekonomik bağımsızlık için yükselen ses olmuştur. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile İstiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını, tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Dünyanın en köklü ticaret fuarlarından birine ev sahipliği yaparken ülkemizin “yatırım, üretim, istihdam ve ihracat” odağında aldığı mesafeyi hatırlatmakta fayda görüyorum. 2023 yılında milli gelirimizi 1,1 trilyon doların üzerine taşıdık.
Kişi başı milli gelirimiz 13 bin 110 dolar oldu. Dış pazarlarımızda talebin düşük seyrettiği, bölgemizde jeopolitik gerilimlerin arttığı bir ortama rağmen, ihracatta rekor kırmaya devam ediyoruz.
Yıllıklandırılmış ihracatımız Temmuz ayı itibarıyla yaklaşık 261,5 milyar dolara yükselttik. İthalattaki düşüş eğilimi devam ediyor. Cari açığımızın yüzde 2’nin altına gerilemesini bekliyoruz.
Merkez Bankası rezervlerimiz artmaya devam ediyor. Tarihimizin en büyük deprem afetinin yaralarını sararken, bütçe açığımızı kontrol altında tutuyoruz. 2 yılda 2 trilyon TL deprem harcamasına rağmen, yüzde 5'in altında gerçekleşmesini bekliyoruz.
İstihdamda; verimlilik artışı, beşeri sermayenin mesleki eğitimle güçlendirilmesi ve dijital dönüşüme odaklanan yapısal reformlara ağırlık vermiş durumdayız. Bunların yanı sıra OCp çerçevesinde büyümemizde dengelenme ve dezenflasyon süreci iyi şekilde işliyor.
Yıllık enflasyonun Ağustos’ta belirgin şekilde gerilemesini ve yılın kalan döneminde düşüşe devam etmesini bekliyoruz. Eylül ayının ilk haftası güncellenmiş OVP’yi kamuoyu ile paylaşmayı planlıyoruz.
Programımızın temel amacı enflasyonu düşürmek, istikrar içinde büyümek ve kalıcı refah artışı sağlamaktır. Ekonomi programımızı kararlılıkla uygularken, yatırım ortamımızın iyileştirilmesi için gereken adımları da atıyoruz.
Savunma sanayinde göreve geldiğimizde yüzde 80’leri bulan dışa bağımlılığımız bugün yüzde 20 seviyelerine indi. Geçen yıl 5,5 milyar dolar savunma ürünü ihracatı gerçekleştirdik. Bu yıl 7 milyar dolara yaklaşmasını bekliyoruz.
Geçmişte, parasını verdiğimiz halde bize satılmayan kritik bazı ürünleri bugün biz üretiyor ve başka ülkelere satıyoruz.
Uyguladığımız program sonuç ürettikçe risk primleri düşüyor ve yatırım notumuz yükseliyor.
Yüksek teknoloji yatırımlarında ülkemizin küresel bir cazibe merkezi haline gelmesine öncülük edecek destek programlarını devreye alıyoruz.
Biliyorsunuz daha önce yatırım taahhütlü avans kredisini devreye almıştık. Geçtiğimiz günlerde de yüksek teknolojili yatırımlar için HIT-30 Programını başlattık.
Dünya; inovasyon, yapay zekâ ve robotik teknolojilerin merkezde olduğu bambaşka bir geleceğe doğru hızla ilerliyor. Türkiye olarak biz de bu yarışta geri kalmamak için büyük çaba sarf ediyoruz.
2030'a kadar; dünyada önemi gittikçe artan, “Yarı iletkenler, mobilite, ileri imalat, haberleşme ve uzay, sağlık teknolojileri, dijital teknolojiler ve yeşil enerji” alanlarında büyük ölçekli özel sektör yatırımlarını ülkemize çekerek, Türkiye’yi bu alanlarda dünyanın üretim merkezlerinden biri haline getirmeyi hedefliyoruz.
Yapay zekâdan siber güvenliğe, sanayinin çevik dönüşümünden e-devlet uygulamalarına her alanda teknolojinin kullanıcısı değil üreticisi olma kararlılığındayız. Yeşil ve dijital dönüşümü odağına alan 12. Kalkınma Planımızda; 2023’te yüzde 40,4’e ulaşan Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatımızdaki payını, 2028’te yüzde 49,5’e yükseltmeyi hedefliyoruz.
İzmir Enternasyonal Fuarının bu seneki temasının “Teknoloji” olarak belirlenmesi bu açıdan çok anlamlıdır.
Geçtiğimiz yıl Cumhuriyet’imizin bir asırlık serencamını İzmir’de TEKNOFEST ile buluşturmuştuk.
Milyonlarca vatandaşımız yerli ve milli teknoloji ürünlerine ve bilim yarışmalarına ilgi gösterdi.
İzmir’in gençlerinde yeşeren inovasyon tutkusunun İzmir Fuarı ile taçlandığını düşünüyorum.
Cumhuriyetin ekonomi alanındaki en önemli girişimlerinden biri olan İktisat Kongresi’nin ilk defa İzmir’de toplanmış olması tesadüf değildir. Gelişmiş ulaştırma altyapısı ve coğrafi konumunun verdiği sayısız avantajları nedeniyle bir liman kenti olan İzmir tarihin her döneminde Avrupa ve Akdeniz'in en önemli ticaret merkezlerinden biri olma özelliğini sürdürmüştür.
Limanları, gelişmiş sanayi altyapısı ve dinamik iş gücü ile ülkemiz ihracatında yüzde 6,7 pay ile ikinci sırada yer almaktadır. 2017 yılından itibaren düzenli olarak dış ticaret fazlası vererek ekonomimize büyük güç katmaktadır.
İzmirli iş insanlarımızın bu başarısına elimizdeki tüm imkânları kullanarak destek oluyoruz, olmaya da devam edeceğiz. Nitekim İzmirli ihracatçılarımıza Ticaret Bakanlığımızca sağlanan destek tutarı 2024 Ağustos ayında yaklaşık 560 milyon lirayı aşmıştır.
Bununla birlikte; mevcut serbest bölgelere ek yeni bölgelerin de açılışını gerçekleştirerek, şehrin ihracat ve üretim kabiliyetini daha yukarı çekmeyi hedefliyoruz.
Geçtiğimiz Mart ayında açtığımız Batı Anadolu Serbest Bölgesi’nin (BASBAŞ) tam kapasiteye ulaşmasıyla bölgeye 20 bin civarında istihdam katkısı sağlanmış olacak.
Daha önce İzmir’i özel olarak ziyaret ederek iş dünyamızla bir araya gelmiş, sektörlerden gelen talepleri can kulağı ile dinlemiştim. Başarılarımızda İzmirli iş insanlarımızın payı olduğu gibi hayata geçirdiğimiz politikalarda da katkıları var.
Bu yıl teknoloji temasıyla gerçekleşen Fuar vesilesiyle iş dünyamızı daha fazla Ar-Ge yapmaya, genç girişimcileri desteklemeye, teknolojik yeniliğe ve ihracata odaklanmaya davet ediyorum.
Özel sektörümüzle fikir birliği içinde Türkiye’yi büyütmeye geliştirmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki günlerde açıklamayı planladığımız güncellenmiş OVP’de iş dünyası ile yaptığımız kapsamlı istişarelerin önemli katkısı olacaktır.
İzmir Enternasyonal Fuarı hatıralarımızda olduğu kadar yarınlarımızda da yer edinecektir."