Türkiye’deki uluslararası yatırımların son 100 yıllık hikayesi Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) iş birliği ile hazırlanan "Türkiye Yüzyılında Uluslararası Doğrudan Yatırımlar" kitabında bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) iş birliği ile hazırlanan ve YASED üyesi şirketlerin tarihçeleri ile faaliyetlerinin anlatıldığı kitabın tanıtım toplantısı, İstanbul Finans Merkezi Ziraat Bankası Oditoryumu’nda gerçekleştirildi.
Hazırlık aşaması 10 ay süren kitap, imalat, bilgi ve iletişim teknolojileri, gıda ve tarım, kimya, finansal hizmetler, ilaç ve yaşam bilimleri, otomotiv, taşımacılık ve lojistik, perakende, havacılık ve savunma gibi geniş bir yelpazeye yayılan sektörlerde faaliyet gösteren YASED üyesi şirketlerin Türkiye’deki faaliyetlerinin tarihçesini aktarıyor.
Kitabın giriş bölümündeki "100 Yılın Yatırımını 20 Yıla Sığdırdık" başlığı altında son 20 yıldır Türkiye’deki uluslararası yatırımcıların iş yapabilme kolaylığını artıran kanuni düzenlemeler ve yapısal reformların yanı sıra ekonomik ve siyasi istikrar, genç ve dinamik nüfus, eğitimli iş gücü ve altyapı yatırımları gibi uluslararası yatırımcıların gözünde Türkiye’yi rakiplerinden ayrıştıran avantajlar okurlara sunuluyor.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına girerken Türkiye'yi yatırım yüzyılı yapma vizyonuyla yola çıktıklarını belirterek, çalışmalara devam ettiklerini söyledi.
2003 yılından bu yana Türkiye'ye gelen uluslararası doğrudan yatırımlarda çok ciddi bir artışın olduğunu ifade eden Dağlıoğlu, "Türkiye'deki uluslararası sermaye şirketlerinin hikayesinin 100 yıldan daha fazlaya gittiğini biliyoruz. Biz bu kitapta Türkiye'deki şirketlerin, YASED üyelerinin nasıl değer oluşturduğunu, Türkiye'deki ayak izlerinin ne olduğunu, şu ana kadar ne gibi faaliyetlerde bulunduklarını anlatıp gelecek vizyonlarını paylaşmak istedik" dedi.
Dağlıoğlu, Türkiye'nin bölgesel bir ekonomik aktör olduğunu belirterek, "Türkiye bölgesel bir ihracat merkezi, bölgesel bir AR-GE merkezi, bölgesel yönetim merkezlerinin olduğu, lojistik merkezlerinin olduğu bir ülke konumunda. Biz önümüzdeki yüzyılda Türkiye'nin küresel bir ekonomik güç merkezi olacağına inanıyoruz. Uluslararası sermayeli şirketlerin de bu vizyona katkı sağlayacak faaliyetler yürütebileceğini düşünüyoruz" açıklamasını yaptı.
Dünyadaki yatırımların geçen iki yılda maalesef çok artan bir performans sergilemediğine işaret eden Dağlıoğlu, "Birçok nedenden dolayı, başta dünyadaki başlıca merkez bankalarının uyguladığı politikalardan dolayı, tabii ki jeopolitik gündemlerin de olduğu bir çerçeveden dolayı, 2025'te daha pozitif bir küresel ortam beklediğimizi söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
Dağlıoğlu, yatırımlara pozitif etkisi olacak merkez bankalarının faiz politikalarındaki gevşemelerle beraber Türkiye'nin özellikle teknoloji alanında ve dijital, yeşil teknolojiler ve enerji başta olmak üzere birçok alanda önemli projelerin hayata geçmesini beklediklerini kaydederek, "Bu bağlamda Türkiye’deki yatırım gündeminin tekrar hızlanacağı bir döneme girdiğimizi öngörüyoruz" yorumunu yaptı.
Türkiye'nin 2003 yılından bu yana 270 milyar dolar yatırım çektiğinden bahseden Dağlıoğlu, bu yatırımların yüzde 68'inin Avrupa ülkelerinden, yüzde 8'inin Amerika'dan, yüzde 8'e yakınının Körfez ülkelerinden ve geri kalanının da Asya'dan geldiğini ifade etti.
Dağlıoğlu, bu yılın ilk 10 aylık verilerine bakıldığında yine Avrupa merkezli yatırımların yüksek olduğuna dikkati çekerek, "Çin, bütün dünyada önemli bir yatırımcı ülke olarak dikkati çeken bir konumda. Totalin içerisindeki payı hala sınırlı seviyede. Oradan gelen yeni projeler bizi heyecanlandırıyor. Otomotiv sektörü başta olmak üzere, diğer teknoloji alanlarında da daha fazla yatırım duyabileceğimizi düşünüyoruz.Otomotiv alanı dahil farklı projeleri görmek mümkün olmakla beraber ilgi bununla sınırlı değil. Ama biz o yatırımcı gizliliği prensibinden dolayı şu anda herhangi bir spesifik sektör, yatırım boyutu, şirket adı zikretmeyelim" açıklamasını yaptı.
Gelecek yılın güzel haberlerin büyük ölçekli yatırımların sadece Çin'den değil, dünyanın farklı yerlerinden de alınacağı bir sene olacağını dile getirerek Dağlıoğlu, "Çin’in tabii toplam içerisinde payı artacaktır ama unutmamak lazım ki biz dünyanın her coğrafyasından yatırım çeken bir ülkeyiz. Bölgesel konumumuzun verdiği avantajla birçok ülkeden birçok sektörde yatırımı kovalıyoruz" dedi.
Burak Dağlıoğlu, Türkiye'nin konumu ve uluslararası bölgesel bir aktör olduğu dikkate alındığında komşu ülkelerdeki istikrarın her zaman pozitif katkı sağladığını belirterek, bu artan istikrarla beraber yeni fırsat pencerelerinin olacağını söyledi.
İstatistiklerin uluslararası yatırımcıların, Türkiye'de özellikle genişleme alanında önemli bir motivasyonları olduğunu gösterdiğini dile getiren Dağlıoğlu, "Biz özellikle kendi coğrafyamızı Orta Avrupa, Doğu Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu ile tanımlıyoruz. Yani uluslararası sermayeli şirketler projeleri değerlendirirken bizi bu coğrafyayla kıyaslıyor. Doğrudan yatırım veri tabanlarına baktığımız zaman bu coğrafyada Türkiye genişleme projelerinde lider ülke, Türkiye sanayi projelerinde lider ülke, tarım ve gıdaya dayalı sektörlerde lider ülke. Genişleme tipi yatırımlarda mevcut yatırımcıların iştahı yüksek" değerlendirmesinde bulundu.