Dünyanın dört bir yanını saran koronavirüs salgını sadece sosyal hayatta değil küresel ekonomide de çok derin izler bıraktı. Sadece piyasaların alt üst olduğu, tedarik zincirinin büyük zarar gördüğü bugünler değil, normalleşme dönemine dair projeksiyonlar da büyük önem kazandı.
Küresel ticaretin vazgeçilmezi olan deniz taşımacılığı salgın sonrasındaki yeni dünya düzeninde de başat rol oynayacak. Peki bu duruma Türk denizcilik şirketleri ne kadar hazır? Sektörün önemli isimleri koronavirüs günlerindeki sürecin fotoğrafını çekti, geleceğe ilişkin beklentilerini anlattı.
Limanlar ve tersaneler çalışıyor
İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz (İMEAK) Bölgeleri Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, koronavirüs günlerinde günlük hayatın durma noktasına geldiğine değinerek, “Denizcilik sektörü de salgından çok olumsuz etkilenen sektörlerin arasında. Özellikle deniz turizmi ile iştigal eden üyelerimiz büyük sıkıntıda. Şu anda deniz taşımacılığı, limanlar ve tersaneler çalışıyor. Ama hem arz hem de talepteki büyük daralma bu sektörlerimizi de derinden etkileyecek” dedi.
Sadece ülkemizde değil dünya genelinde de üretim ve tüketim çarklarının yeniden işlemeye başlamasının zaman alacağının altını çizen Kıran, şöyle devam etti:
“Bu çarkların işlemeye başlaması ve sektörün toparlanma işaretleri için en iyi ihtimalle yılın 3'üncü çeyreğini beklememiz gerekiyor. Sıkıntılı süreç bitti dememizi için bu virüse karşı ilaç ya da aşı bulunmalı. Türkiye’nin salgınla mücadelede aldığı olumlu sonuçlar ileriye dönük umutlarımızı artırıyor. Bizler de bugünlerde şartlar elverdiğince işimizi yapıp normale dönmeye yönelik çalışmalara başladık.”
Ekonomik destek paketleri sektöre olumlu yansıdı
Türkiye genelinde çok sayıda sektöre yönelik uygulanan destek paketlerinin kendi alanlarındaki yansımalarına da değinen İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Tamer Kıran, “Kriz sürecinde devletimiz destek kısmında yaptığı hamlelerle iyi bir sınav verdi. Hükümetimiz bu konuda kontrollü bir gidiş izliyor. Hatırlayın, ilk açıklanan paket 100 milyar TL idi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak önceki gün verdiği bir beyanatta desteklerin 200 milyar TL’yi bulduğunu söyledi. Kademeli olarak yaptılar, neticeyi gördüler, devam ettiler. Bu dönemdeki kimi destekler üyelerimize hakikaten nefes aldırdı” dedi.
Çin tedarik konusundaki konumunu kaybedebilir
Kıran, salgını geride bıraktıktan sonra ekonomiye ilişkin önemli değişimler olmasını beklediğini ve bu noktada iki konunun öne çıktığını belirterek, şunları söyledi:
“Birincisi tedarik zincirleriyle ilgili. Dünya ekonomisinin fabrikası gibi imalat sanayi üretiminin yaklaşık yüzde 35’ini gerçekleştiren Çin’in bu durumu koruması çok mümkün olmayabilir. Bu pay azalmaya aday görünüyor. Birçok büyük firmanın alternatif tedarik merkezleri oluşturma gayretini görebiliriz.
Türkiye alternatif olabilir
Çin’de salgının ortaya çıkmasının ardından gördüğümüz gibi ülkemiz birçok sektörde alternatiflerden birisi olabilir. Özellikle Çin’in tedarik hakimiyetinden kurtulmak isteyen ABD, yanı başımızdaki AB gibi güçler önemli avantajlar. Pekala Çin’in boşalttığı alanlara girme imkanımız var. Ticaret yolları ve merkezlerinde değişiklikler ortaya çıkabilir. Hem sektörümüz hem ülkemiz açısından çok iyi izlememiz ve hazırlık yapmamız gereken bir sürecin içindeyiz.
Değişimle ilgili ikinci temel nokta ise firmaların üretim süreçleri ile ilgili. Az stokla talep oldukça üretim yapma sisteminden görece daha yüksek stokla çalışıp arz yönlü şoklara hazırlıklı olma modeline geçilebilir. Bu durumun hangi sektörlerde ortaya çıkabileceği lojistik ve taşımacılık anlamında ne tür değişimlere yol açabileceğini de yakından izlememiz gerekiyor.”
2020’deki rekor beklentisine salgın engeli
“2020 yılı için rezervasyonlar başlamıştı, rekorlar kıracağımız bir yıla hazırlanıyorduk” diyen Kıran, “Ama bu salgın her şeyi alt üst etti. Eğer salgında öngörülemez bir gelişme yaşanmazsa bugünlerde ertelenen talebin tekrar devreye girmesiyle 2021 yılı itibarıyla büyümenin tekrar yükselmeye başladığı bir dönem olacağını söyleyebilirim” ifadesini kullandı.
Tersanelerimiz Avrupa’daki rakiplerinden önde
Koronavirüs günlerinin ardından başlayacak sürecin Türk denizciliği için farklı boyutları da var. Salgın sonrası sürecin ardından artacak deniz ticaret hacmi sektörün bakım-onarım-tamir üçgeninde çalışan yerli firmaları da olumlu etkileyecek.
Türk gemi inşa firmaları için üretim yapan MOSKAR Endüstri Genel Müdürü Fikri Taha Mete, Türkiye'nin gemi tamir, bakım ve onarımında Akdeniz’in lideri olduğunu söyledi.
Ülkemizin bu alandaki iyi yönlerine vurgu yapan Mete “Türk tersaneleri Avrupa tersaneleri ile işçilik, fiyat politikası, teslim süresi gibi sektörün önceliklerini belirleyen kritik üçgende çok daha rekabetçi bir düzeyde. Hatta birçok alanda onlardan daha iyiyiz” şeklinde konuştu.
Türk şirketleri bakım ve onarımda da kazanacak
Koronavirüs nedeniyle sektörün oldukça zorlu bir süreç geçirdiğini anlatan Mete, salgın sonrası normalleşme dönemine dair şu düşüncüleri paylaştı:
“Türkiye yeni dönemde deniz ticaret yolları, arz-talep bölgeleri değişse bile değerini yitirmeyecek derecede önemli bir stratejik konumda. Bu konum denizcilik sektörü için önemli.
Tedarik zincirindeki düzelme ile dünyanın dört bir yanına gemiler yine eskisi gibi mal taşıyacak. Ticaret normalleşip, gemi trafiği yükselişe geçince bu gemilerin tamir-bakım-onarım ihtiyaçları ve bütçeleri de artacak.
Bizim gibi sektöre imalat yapan, hizmet üreten firmalar ve gemilerin tamir-bakım-onarım süreçlerini yürüten Türk firmalar bu ihtiyaçları giderecek. Tüm bu adımlar üst üste gelince de denizcilik sektörü normalleşmeyle birlikte yukarı yönlü bir ivme kazanacak.”