TRT Haber'de ekrana gelen Ekonomi 7/24 programında Elif Saygılıer'in sorularını cevaplayan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye'nin büyüme sürecini, KGF’yi, Gümrük Birliği'ni, Avrupa ile ilişkilerdeki son durumu ve teşvik paketlerini değerlendirdi.
Bakan Zeybekci'nin konu başlıkları ise şöyleydi:
"Uluslararası kuruluşlar yanıldı"
Nihat Zeybekci büyüme rakamlarına vurgu yaptı, uluslararası kuruluşların tahminlerinde yanıldıklarını belirterek şunları söyledi:
"2017 başında uluslararası kuruluşlar %2-2,5 büyüme tahminleri yaptı. Biz Türkiye’nin potansiyelinin farkında olarak açıklamalarda bulunduk. Yabancı kuruluşlar daha sonra büyüme tahminlerini revize etmek zorunda kaldı. Dünya bankası beşinci kez revize etti (%6,5) ama yine tutturamayacak, %7 üzerinde büyüme bekliyoruz. Televizyonlardaki bazı programlarda nedense rakamları tutturamayan yabancı kuruluşların söyledikleri dikkate alınıyor. Bunlar para spekülasyonları yapıyor. Reel ekonominin tartışıldığı programlar ‘Ekonomi Programı’dır." dedi.
‘’Üretim ve ihracat ile büyüdük’’
Zeybekci, "Üretime ve ihracata dayalı büyümeyi başardık bunu 2018'de de sürdürmek istiyoruz. Hedefimiz, ekonomik büyümenin reel sektöre, yatırımlara, ihracata dayalı olması ve sürdürülebilir olmasıdır. Kimseye faiz vermeden, kimseye hesap vermeden hedeflerimize kendi öz kaynaklarımızla ilerleyeceğiz. Yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi değere dönüştürerek ciddi bir finans kaynağı elde etmiş olacağız." şeklinde konuştu.
‘’KGF'NİN fonksiyonu çok önemli’’
Kredi Garanti Fonu'nun(KGF) 2017 de çok önemli bir fonksiyon gerçekleştirdiğini vurgulayan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "210 milyar TL'lik kredi imkânı oluşturuldu. Teşvik belgelerinin istihdam değeri 2017'de bir önceki yıla göre %63 arttı. KGF'den beklentilerimiz elde ettik, kredilerde %99'un üzerinde geri dönüş var." dedi.
‘’İhracat yapmak isteyenlere pek çok desteğimiz var’’
Ekonomi Bakanı Zeybekci, "Bugünkü faiz oranları yüksek. Bu oranlarla yatırım ve üretim yapmak zor. Bunu hükümet olarak desteklerle ve teşviklerle çözdük. Yatırım yapmak isteyene, istihdam imkanları oluşturmak isteyenlere, ihracat yapmak isteyenlere pek çok desteğimiz var. Türk Eximbank aracılığıyla sağladığımız çok önemli destekler mevcut." dedi.
‘’Hedefimiz 'dev'leri ortaya çıkarmak’’
Önümüzdeki dönemdeki teşviklerle ve destekler hakkında bilgi veren Zeybekci, 'Süper Teşvik' projesinin hükümetin büyük bir başarısı olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyanın en iddialı yatırım teşvik sistemlerinden biri. Proje bazlı yatırım sistemi. 20 civarında proje ile yatırımın ve üretimin önü daha fazla açılacak. Hedefimiz küresel arenada söz sahibi olacak dev şirketleri ortaya çıkarmak. İthalatı azaltacak, ihracat artacak. Proje istihdama da ciddi miktarda katkı sağlayacak. Madencilik, bilgi teknolojileri, ulaştırma, sağlık, haberleşme, enerji, metalürji, petrokimya ve tarım teknolojileri alanlarına önem vermeliyiz. Bu sektörlerde dünyada söz sahibi olmamız gerekiyor. Faiz, nitelikli personel, enerji, ruhsat, vergi muafiyeti ile yatırımcılara destek veriyoruz. Türkiye’nin enerji ve ham madde bakımından geleceğini garanti altına almak zorundayız. 100 milyar dolar civarında yenilenebilir enerjiye yatırım yapılacak. Enerji sistemlerini ithal etmeyeceğiz, kendi üretimimizi kullanacağız." ifadelerini kullandı.
Faizin gerekçesi enflasyon
Enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdürdüklerini hatırlatan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Enflasyonu faizin gerekçesi olarak görüyoruz. Enflasyonla mücadelede çok önemli çalışmalarımız var. Ekonomi alanında hükümet içerisinde enflasyon, yatırım ve finans politikalarında müthiş bir uyum söz konusu." dedi.
Gümrük Birliğindeki sıkıntılar giderildiğinde iki taraf da kazanacak
Avrupa ile ilişkilerde gelinen noktayı değerlendiren Nihat Zeybekci, Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin önemine vurgu yaptı ve şunları söyledi:
"Gümrük Birliği ile yaptığımız ticaret hacmimiz 160 milyar dolar. Ticari anlamda iki tarafında birbirinde vazgeçmesi mümkün değil. İlişkilerin daha iyi seviyeye getirilmesi gerekiyor. Gümrük Birliği 1996'da Avrupa tarafından geçici bir anlaşma olarak lanse edilmişti. Türkiye karar alma mekanizmasında yok. Burada tek taraflı fayda var bu kabul edilemez bir durum. 2014'de bakan olduğumda ilk iş olarak Avrupa’ya gidip bunun sürdürülebilir olmadığını söyledim. O güne kadar Türkiye'yi oyalayan AB ile bir araya geldik. Sonuçta Gümrük Birliği güncellendiğinde iki tarafta da kazanıyor, AB'nin gelirleri artıyor. 28 ülkenin 25'i düzenlemeye olumlu bakıyor. Almanya’da koalisyon kurulurken Gümrük Birliği güncellenmeyecek maddesi konuldu, sen kimsin AB adına karar veriyorsun. Almanya'da daha makul bir noktaya gelecektir. Avrupa ile ilişkilerde dalgalanmalar olabilir ama ana hedef AB ile beraber yürümektir. Avrupa Birliği'ne üyelikten ziyade ortak standartları tutturmak önemlidir. Resmi olarak üye olup olmamak vatandaşlarımızın vereceği karardır.
TRT Haber