GÜBRETAŞ'tan yapılan açıklamaya göre, tarım sektöründe öncülük ettiği Ar-Ge çalışmalarıyla da adından söz ettiren GÜBRETAŞ, 2006’dan beri yürüttüğü Türkiye Toprak Verimliliği Haritası Projesi'nde elde ettiği verilere göre "bitkiye ve bölgeye özel" gübre çeşitleri geliştirerek tarımda verimlilik artışına katkı sağlamaya devam ediyor.
Bilinçli tarımsal üretimi yaygınlaştırmak için gerçekleştirdiği çiftçi eğitim toplantıları, tarımsal danışmanlık hizmetleri ve model üretim alanlarıyla tarımda verimlilik ve kalitenin yükseltilmesi için çalışan GÜBRETAŞ, bunların yanı sıra sektöre öncülük eden yenilikçi ürünler geliştirmeyi sürdürüyor.
GÜBRETAŞ, son dönemde sıkça gündeme gelen ve 19 ilde üretiminin yaygınlaştırılmasına ruhsat verilen endüstriyel kenevir tarımında dengeli besleme sağlayacak formül için bir süredir yaptığı Ar-Ge çalışmalarını tamamlayarak birim alandan en yüksek verim sağlayan özel bir gübreyi daha sektöre kazandırdı.
K-EXPERT markasıyla pazara sunulacak
Kenevir bitkisinin besin maddesi ihtiyaçları ve Türkiye topraklarının bitki besin maddesi varlığı dikkate alınarak geliştirilen taban gübresi, 12.16.12+12(SO3)+0,2 B formülasyonuna sahip. GÜBRETAŞ’ın endüstriyel kenevir yetiştiriciliği için geliştirdiği bu özel taban gübresi, K-EXPERT markasıyla pazara sunulacak.
Aynı zamanda Türkiye'nin önemli yeraltı zenginliklerinden bor elementi de içeren gübre, kenevir tarımında ihtiyaç duyulan bitki besin elementlerini doğru oranda karşılayarak yüksek verim artışı sağlıyor.
Islah edilmiş kenevir bitkisinin lif veya tohumu, ilaç sanayisinden kağıda, tekstilden inşaata kadar birçok sektörde önemli yere sahip olmasına rağmen son yıllarda Türkiye'deki üretimi oldukça azalmıştı. Eylül 2016’da yayımlanan yönetmelikle 19 ilde kontrollü şekilde izin verilen kenevir yetiştiriciliğinin gelecek yıllarda tekrar artması ve diğer sanayi sektörlerine girdi olarak katkı sağlaması bekleniyor.
"Tarımsal üretimin farklı sanayi sektörlerine katkısı için önemli bir adım"
Açıklamada görüşlerine yer verilen GÜBRETAŞ Genel Müdürü İbrahim Yumaklı, tarım alanında yüksek verim artışı sağlayan bitkiye ve bölgeye özel gübrelerle katma değer üretmeye devam ettiklerini belirterek, "Sahadaki uzman ziraat mühendislerimiz ile deneyimli Ar-Ge ekibimizin ortak çabaları sonucu ortaya çıkan, endüstriyel kenevir tarımına uygun özel gübreyle, tarımsal üretimin farklı sanayi sektörlerine katkısı için Türkiye’nin milli kaynaklarının kullanılması açısından önemli bir adım atmış olmaktayız." ifadesini kullandı.
Geliştirdikleri bu özel gübreyle lif ve tohum amaçlı ıslah edilmiş kenevir yetiştiriciliğinde maksimum verim ve kalite sağlanacağını aktaran Yumaklı, şunları kaydetti:
"Kenevir, dengeli besleme ile yüksek verim ve üstün kaliteli ürün hasadına imkan veren bir bitkidir. Ekibimizin yaptığı araştırmaya göre, klasik gübrelerle yapılan beslemede, yüksek tohum verimi ve kaliteli lif üretimi için bitkinin tükettiği potasyumun tamamen göz ardı edildiği anlaşılmaktadır. Kenevir bitkisinin sağlıklı gelişimi için gerekli besin maddelerini dengeli olarak bünyesinde bulunduran yeni ürünümüz ise azot, fosfor, potasyum ve kükürtün yanı sıra ülkemizin önemli yeraltı zenginliklerinden bor da içermektedir. Bu özel ürünümüz, dengeli deseni ile kenevir dışında pek çok bitki için de önerilebilecek bir başlangıç gübresidir."
Sadece yeni bir ürün geliştirmekle kalmadıklarını, bunun bilinçli tarımla yaygınlaşması için de çalıştıklarını vurgulayan Yumaklı, "Ayrıca GÜBRETAŞ uzman ziraat mühendisleri, üreticilerin endüstriyel kenevir bitkisini dengeli bir şekilde beslemesi için besleme programı da oluşturdu. Verimlilik artışı sağlayacak bu bitki besleme programını eğitim toplantıları, mobil uygulamamız EGP (Etkili Gübreleme Programları) ve basılı dokümanlar aracılığıyla üreticilere anlatacağız." ifadelerini kullandı.
"Türkiye, ıslah edilmiş kenevir üretiminde dünyada 17. sırada"
İbrahim Yumaklı, ıslah edilmiş endüstriyel kenevirin; lif veya tohumu ile ilaç, kağıtçılık, inşaat ve tekstil gibi farklı birçok sektörde ham madde olarak kullanılabilen önemli bir endüstriyel girdi olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"FAO verilerine göre, Türkiye’nin 1960’lı yıllarda 200 bin dekar üzerinde olan kenevir ekim alanları, yıllar itibarıyla azalmış ve TÜİK’in verilerine göre, 2018 yılında ülkemizde kenevir tarımı sadece Samsun’un bir ilçesindeki 100 dekarlık alanda yapılmış. Yerli ve milli sanayi sektörüne katma değer sağlayabilecek böylesine önemli bir tarımsal bitkinin üretiminin tekrar artırılması önemli. Nitekim 2016 yılında Türkiye’nin 19 ilinde, ıslah edilmiş endüstriyel kenevirin kontrollü şekilde yetiştirmesiyle ilgili bir yönetmelik yayımlandı. Biz de sektörün ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak dünyadaki kenevir üretiminde 17. sırada bulunan Türkiye’nin bu alandaki verimliliğinin özel gübre kullanımıyla artırılmasını hedefliyoruz. Diğer tarımsal ürünlerde örnekleriyle ortaya koyduğumuz gibi, kenevir tarımında da ülkemizde dekar başına 100-110 kilogram olan lif veriminin, dünya ortalaması olan 230 kilogram/dekar üzerine çıkarılmasına katkı vereceğiz.
Kenevir, tohumu ve lifi için yetiştirilmektedir. Ülkemizde kenevir bitkisinin kullanım alanlarının yaygınlaştırılması, kenevirin lif bitkisi özelliğinin daha verimli kullanımıyla alakalıdır. Özellikle kağıt üretimindeki dışa bağımlılığı azaltmak ve istihdama katkı sağlamak amacıyla çok önemli bir hamledir. Kağıt sektörünün tüm ihtiyaçları karşılanmakla birlikte diğer alanlarda da ham madde imkanıyla sanayi yatırımları gelecektir. Kenevirin üretim sonrası sanayisinin yaygın olmaması başlangıç için bir engeldir. Lif bitkilerinde pamuk dışındaki tüm türlerde sanayi yaygın değildir. Fakat bu tarımsal üründeki artış sonrasında istihdam ve endüstriyel kalkınmada ciddi kazançlar olması beklenmektedir. Bilinçli tarımsal üretim sayesinde ıslah edilmiş endüstriyel kenevirde tekrar üretim yaygınlığı ve verim artışı sağlandığında, bu bitkinin lif ve tohum formundaki çıktıları başta ilaç, kağıtçılık, inşaat ve tekstil sektörleri olmak üzere biyobozunur polimer, hayvan yemi ve altlığı, yağlar ve yakıt gibi kullanım alanlarına da sanayi ham maddesi olarak yerli üretim için önemli girdi sağlanacaktır."
"Şirketimiz, bor ürünü ve bor içeren gübrelerle tarım sektörüne katkı sağlamakta"
GÜBRETAŞ Genel Müdürü Yumaklı, son dönemde gündeme gelen "borlu gübre" konusunda GÜBRETAŞ’ın oldukça derin bir tecrübeye sahip olduğunu belirterek, "Bor içeren gübreler yeni bir icat gibi sunuluyor ama sektör lideri şirketimiz, yıllardır bor ürünü ve bor içeren gübrelerle tarım sektörüne katkı sağlamaktadır. Sıvı-toz gübre üretimine başladığımız 1994’ten bu yana klasik gübrelerin dışında özel ürünler de geliştirdik. Özellikle son 20 yılda damla sulama ve yapraktan kullanılan gübrelerimiz arasında toprağın ve bitkinin ihtiyacına göre bor içeren ürünler bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.
Kimyevi gübre üretiminde yerli girdilerin daha fazla kullanılmasına yönelik Ar-Ge çalışmalarını yıllardır sürdürdüklerini aktaran Yumaklı, GÜBRETAŞ'ın bu hedef doğrultusunda Türkiye'nin önemli yeraltı zenginliklerinden bor elementini içeren bitki besleme ürünlerinin sayısını artırdığına dikkati çekti.
Yumaklı, şunları kaydetti:
"Bor içeren 10’dan fazla gübrenin yer aldığı ürün portföyümüze kenevir gübresiyle bir yenisini ekledik. Türkiye’nin toprak yapısı ve bitkilerin besin maddesi ihtiyacını dikkate alarak gelişim döneminde bor elementine ihtiyaç duyan ayçiçeği, şeker pancarı ve fındık tarımı için geliştirdiğimiz ALTIN ÇİÇEK–S, SÜPER PANCAR–S, ÇOTANAK FERTİL ve SÜPER ÇOTANAK gibi bitkiye ve bölgeye özel taban gübreleri bor elementli olarak üretilmektedir. Bunların yanı sıra GÜBRETAŞ’ın ürün portföyündeki DERMİN, BOR, BOR-8, COMBİ, COMBİ PLUS ve MİCRO gibi bitkilerin damlama sulama ve yapraktan beslenmesinde kullanılan farklı oranlarda bor içeren ürünler de yer almaktadır."
Tarımda bor kullanımıyla ilgili önemli bir noktaya da dikkati çeken Yumaklı, "Bor, bitki tarafından oldukça düşük dozda tüketilmektedir. Ancak etkileri tüketilen bu düşük miktara kıyasla oldukça önem taşımaktadır. Bor elementinin bitkiler üzerindeki etkisi çok ani ve keskin olabilmektedir. Noksanlık ve toksisite aralığı oldukça dar olan bor elementinin dikkatli kullanılması ve ihtiyacın üzerinde aşırı kullanımlardan hassasiyetle kaçınılması gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA