Türkiye ve Birleşmiş Milletler girişimleriyle Rusya ve Ukrayna arasında imzalanan tahıl koridoru anlaşmasının süresinin uzatılması için temaslar devam ediyor.
Bu kapsamda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rus ve Ukraynalı liderlerle yaptığı görüşmelerde konunun önemine dikkati çekerek, taraflar arasında "kolaylaştırıcı" rolü üstleniyor.
Erdoğan, son olarak Astana'da yaptığı açıklamada, "Türkiye ile Rusya'nın bu süreç içinde atacağı adımlar belli çevreleri rahatsız ederken öbür tarafta az gelişmiş ülkeleri de mutlu edecektir. İstanbul Mutabakatı'nı güçlendirerek devam ettirmemiz, Rusya tahıl ve gübresinin yine aynı şekilde Türkiye üzerinden az gelişmiş ülkelere naklini yapma konusunda kararlıyız." ifadelerini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da "Bu anlaşmanın uzatılmasını istiyoruz. Ukrayna tarafıyla görüştük, olumlu bakıyorlar. Ruslar ile de konuşuyoruz. Kendi mahsullerini, amonyak ve gübrelerini gönderme konusunda bazı endişeleri var." değerlendirmesinde bulunmuştu.
Diplomatik düzeyde görüşmeler devam ederken uzamanlar ve sektör temsilcileri 22 Temmuz'da İstanbul'da imzalanan ve 19 Kasım'da sona erecek tahıl koridoru anlaşmasının süresiz işletilmesi gerektiğini belirtiyor. Gıda krizi ve fiyatlardaki yükselişin önüne geçilmesi ve bu ülkelerdeki yeni mahsullerin dünya pazarlarına ulaştırılması için konunun hayati önem taşıdığını vurgulayan uzmanlar, Türkiye'nin yürüttüğü sürecin hayati önem taşıdığını dile getiriyor.
"Kıtlık pençesinde kıvranan ülkelerin nefes alması için zorunluluk"
Ulusal Hububat Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Bayram Sade, Rusya-Ukrayna Savaşı ile dünyada lojistik ve gıda tedarik zincirinde aksamalar ortaya çıktığını belirterek, "Dünyanın bir bölümü, özellikle Afrika'nın birçok ülkesi zaten kuraklık nedeniyle kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya iken temel gıda ürünleri olan tahılların temin güçlüğü veya yüksek fiyatları nedeniyle sorun giderek derinleşmiş, insani drama dönüşmüştür. Nitekim salgından önce tonu 250 dolar olan ekmeklik buğday fiyatı, salgınla yükselmiş, buna savaşın eklenmesiyle 450 dolar gibi bir düzeye ulaşmış, bu durum diğer tahıl ürünleri ve gıda ürünlerine de yansıyınca gıda enflasyonu görülmedik boyuta dönüşerek, gıda güvenliği ülkelerin bir numaralı sorunu haline gelmiştir." dedi.
Tahıl koridorunun süresinin azaldığını anımsatan Sade, şöyle konuştu:
"Bu zamana kadar 7 milyon ton ürün taşındı. Bu dikkate alındığında, kalan sürenin Ukrayna'nın geçen sezon 25 milyon tonluk ürününün taşınmasının pek mümkün olmadığı görülüyor. Bunun için sürenin uzatılması zaten bir gereklilik olarak görülürken yeni sezon ürünün taşınması da dünya gıda güvenliği ve kıtlık pençesinde kıvranan ülkelerin nefes alması için mutlak zorunluluk olarak görülmektedir. Bu amaçla tahıl koridoru anlaşmasının süresiz olarak uzatılması, dünya üzerindeki gıda güvenliği baskısını azaltacak en önemli yol olarak görülmektedir."
Sade, Türkiye önderliğinde tahıl koridoru anlaşmasının süresiz uzatılması yönündeki görüşmelerde, Rusya'nın tahıl ve tahıl ürünleri ile gübrenin de dahil edilmesine yoğunlaşmasının beklendiğine dikkati çekerek, bunun gıda güvenliğini doğrudan ilgilendiren kritik bir başlık olacağını anlattı.
"Kilit konu sevkiyatları güvence altına almak"
Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsü Eski Öğretim Görevlisi Jakub Korejba da anlaşmanın başarıyla sürdüğünü belirterek, eylülde Ukrayna'nın 3,7 milyon ton tahıl ihraç ettiğini ve bu rakamın tahıl koridorunun çalıştığı ilk ay olan ağustosa göre 2,2 kat daha fazla olduğunu söyledi.
Toplamda, iki aylık çalışma süresince deniz yoluyla diğer tüm taşıma araçlarının toplamından daha fazla tahıl ihraç edildiğine işaret eden Korejba, "Ekimde dinamikler pozitif kaldı. Böyle giderse ay sonuna kadar savaş öncesi ihracat rakamını verebilir. Fiyat kargaşasını önlemek için anlaşma uzatılmalıdır. Ukrayna için, ulusal ekonominin hala nispeten iyi işleyen çok az sektöründen biri olan tarımının çöküşünden kaçınılması önemlidir." ifadelerini kullandı.
Korejba, kısa vadede anlaşmanın uzatılmamasının, ithalata duyarlı piyasalarda fiyatları artırabilecek bir paniğine neden olacağı uyarısında bulundu.
Orta vadede bunun enflasyonu yükseltebileceğini, dolayısıyla toplumsal huzursuzluğu derinleştirebileceğini vurgulayan Korejba, uzun vadede kilit konunun, siyasi istikrarsızlığa ve iç kargaşaya yol açmadan, fiyatları istikrara kavuşturmak ve sevkiyatları güvence altına almak olduğunu dile getirdi.
"Anlaşmanın uzatılması çok olumlu bir gelişme olacak"
Avrasya İncelemeleri Merkezi Kıdemli Analisti Dr. Turgut Kerem Tuncel de Rusya ve Ukrayna'nın aynı belgeyi birlikte imzalamadığını, Türkiye ve Birleşmiş Milletler ile iki farklı anlaşma yaptığını belirterek, "Ortada Ukrayna-Türkiye-BM ve Rusya-Türkiye-BM tarafından imzalanmış iki anlaşma var. Bunun sebebi, özellikle Ukrayna'nın ülkesini işgal eden Rusya ile herhangi bir anlaşma metnine imza koymaktan imtina etmesi." dedi.
Tuncel, anlaşmanın 120 gün geçerli olduğunu anımsatarak, 19 Kasım'a kadar yenilenmezse "tahıl koridoru"nun ortadan kalkabileceğini bildirdi.
Anlaşmanın yenilenmesine ilişkin Ukrayna tarafından şimdiye kadar herhangi bir olumsuz sinyal gelmediğini belirten Tuncel, şunları kaydetti:
"Rusya bir süredir konuyla ilgili şikayetlerini daha yüksek sesle dile getirmeye başladı. Rusya, Ukrayna tahılının büyük bir kısmının, buna en çok ihtiyaç duyan, gıda krizinin yaşandığı fakir Küresel Güney ülkelerine değil, Avrupa ülkelerine gönderildiğini söylüyor. Ayrıca, kendisiyle yapılan anlaşma doğrultusunda, gübre ve tahıl ithalatı önündeki engellemelerin kalkmadığını öne sürerek, anlaşmayı yenilemeyeceği yönünde görüş bildiriyor. Dünyadaki gıda krizi özellikle Küresel Güney'de gerçek bir tehdit. Bu nedenle anlaşmanın uzatılması çok olumlu bir gelişme olacaktır. Bunun yanında Ukrayna ve Rusya'nın bu konudaki olumlu yaklaşımlarının gelecekte mümkün olabilecek bir ateşkes için ümit yaratabilir."