Girişimcilik, genel bir tabirle riski göze alarak kar amacı ile iş kuran kişinin attığı adımlar olarak biliniyor. Bu atılımların karşılığı bazen fazlasıyla alınsa da bazen alınan riskin sonuçları ağır olabiliyor.
Teknolojinin gelişmesi ve iktisat biliminin ilerlemesi girişimcilik faaliyetlerinin daha çok görülmesini sağladı. Böylelikle her geçen gün geliştirilen proje çeşitliliği de arttı.
Öyle ki, girişimcilik artık bir meslek hatta teşvik ve desteklerle de geliştirilmeye çalışılan bir sektör oldu.
Yurt dışı marka alım destekleri 45 milyona kadar çıkıyor
Ticaret Bakanlığı’nın bu alanda yaptığı destekler de başta teknoloji alanındaki girişimcilik faaliyetleri olmak üzere atılan adımları ilerletmeye yönelik oluyor.
Bu teşviklere bakıldığında yurt dışından alınan markalara verilen desteklerdeki artış da önemli bir noktada. Zira, verilen maddi destekler 45 milyona kadar çıkabiliyor.
Buna göre, teknoloji transferi sağlaması beklenen şirket alımlarında toplam destek 45 milyon lira, diğer marka alımlarında ise 30 milyon lira.
Öte yandan, alımlarda kredi destekleri de olacak. Şirketler, Türk lirası cinsi kredilerde 5 puan desteklenecek. Döviz kredileri ve dövize endeksli kredilerde ise bu destek 2 puan olacak.
İleri teknoloji ürünlerine dair marka alımlarının daha çok pay aldığı bu desteklerde sadece maddi değil, mali ve hukuki danışmanlık hizmetlerine ilişkin giderler yüzde 50 oranında karşılanacak. Yıllık destek miktarı ise her şirket için 3 milyon liraya kadar çıkabilecek.
Ekonomist Dr. Bilal Bağış ile desteklerin girişimcilik adımlarına katkısını konuştuk.
“En doğal kaynağı girişimcilik kültürüdür”
Özgün bir kalkınma planına işaret eden Dr. Bağış, “Yeni bir kalkınma hikayesi için sağlam bir iktisadi altyapı ve inovasyon ile birlikte girişimcilik kültürü de olmazsa olmazdır” diyor.
Dr. Bağış, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bu anlamda da Türkiye’de uygulanmaya çalışılan yeni modelin (Türkiye Ekonomi Modeli’nin) bence en kritik bir unsuru da aslında girişimcilerdir.
Bu girişimcilere sunulacak destekler, yönlendirme ve kolaylıklar bu açıdan muhtemelen en kritik konu olarak önümüzde durmaktadır.
Türkiye’nin en doğal kaynağı girişimcilik kültürüdür. En önemli ve en zengin olduğu kaynağı da girişimci kültürü ve girişimci ruhlu insan kaynağıdır. Tek başına bu da hem beşeri sermaye hem yeni ve farklı bir başka üretim faktörü (girişimcilik) demek.”
Geleceğin teminatı niteliğinde
Girişimcilere verilen destekler, bu atılımları yapmak isteyen diğer kişileri de motive ediyor. Dr. Bağış, girişimcilerin ülkenin geleceği için de teminat olduğuna değiniyor.
“Sağlam bir altyapının üzerine, desteklenerek, erken dönem kuluçka aşamasından, sınırların dışındaki yeni pazarlara erişime kadar sağlam temellerle donatılacak girişimciler, ülkenin geleceğinin, kalkınmanın ve büyümenin sürdürülebilir kılınmasının teminatı da olabilir.
‘21. yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacak’ deyiminin içi ancak bu tür iddialı destekler ve özgüveni yüksek, arkası (kendi devletinin de desteği ile) sağlam girişimcilerle mümkündür.”
“TEM’in 4 kritik saç ayağından biri de ihracat”
Dr. Bağış, ihracatın, yeni ekonomik modeldeki önemine de dikkati çekiyor ve yurt dışından alınan markalara verilen desteğin bu anlamda da kritik olduğunu belirtiyor.
“Yeni ekonomi modelinin (Türkiye Ekonomi Modeli - TEM) merkezinde üretim, istihdam, yatırım ve ihracatı artırma (ve dolayısıyla da cari fazla oluşturulması) çabaları bulunuyor.
Örneğin TEM’in 4 kritik saç ayağından biri de ihracat. İhracata sunulan desteklerin kritik bir parçası da yurt dışında yerleşik ileri teknoloji firma veya marka satın alımına faiz ve danışmanlık maliyetleri gibi noktalarda (Türk girişimcilere) verilen desteklerdir. Burada da işlemin türüne göre, birkaç yüz bin dolar ile birkaç milyon doları bulabilen destekler sunulmaktadır.”
"Teknoloji transferi açısından kıymetli"
İhracat destekleri son dönemde yeni dönemin ihtiyaçlarına göre de yeniden düzenleniyor.
“Ancak, özellikle de yurt dışında yerleşik teknoloji firması veya marka satın alımı, Türk şirketlerinin rekabet gücünün artırılması, pazarlara erişim ve ihracata ivme kazandırılması, ihracat noktasında yeni olanaklar oluşturulması, sürdürülebilirlik ve devamlılık; teknoloji transferi açılarından kıymetlidir.”
Yerli küresel markalar
Yerli girişimlerin yurt dışında yerleşik markaları satın alması, pazarlara erişim ve ihracata ivme kazandırılması, sürdürülebilirlik açısından da önem arz ediyor. Dr. Bağış, desteklerin yerli büyük markaların oluşmasında ve dünyaya duyurulmasındaki önemine işarete ediyor.
“Türkiye’de son dönemde daha fazla öne çıkmaya başlayan bu tür yurt dışı marka satın almaya yönelik teşvikler ve destekler de bu açıdan değerlidir.
Yeni yüzyılın büyük markalarının, yeni Tesla, Apple ve Amazonların Anadolu topraklarından çıkması; Togg, Bayraktar, Akıncı ve Turkcell gibi bu ülke menşeli firmaların küresel birer markaya dönüşmesi; 21. yüzyılın küresel markalarının Türkiye merkezli şekillenmesi için şimdiden tohumların ekilmesi, girişimcilerin önünün açılması, doğru yönlendirilmesi, hatta desteklenmesi gerekiyor.”