İşçi-işveren uyuşmazlıklarında zorunlu hale getirilen ve 1 Ocak 2018'de uygulanmaya başlanacak arabuluculukla, mahkemelerde uzun yıllar süren davaların sona ermesi, uyuşmazlıkların en fazla bir ay içerisinde çözüme kavuşturulması öngörülüyor.
Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanı Hakan Öztatar, gazetecişçi-işveren uyuşmazlıklarında arabuluculuğun dava şartı haline gelmesine yönelik düzenlemeleri de içeren İş Mahkemeleri Kanununa ilişkin açıklamalarda bulundu.
Önemli bir reformun hayata geçirildiğine işaret eden Öztatar, 1 Ocak 2018'den itibaren işe iade davaları dahil olmak üzere bireysel iş uyuşmazlıklarında, alacak ya da tazminat taleplerinde arabulucuya başvurmanın dava şartı haline getirildiğini belirtti.
Kanun çıkmadan önce söz konusu uyuşmazlıklarda talep halinde arabulucuya gidildiğini hatırlatan Öztatar, bu kapsamda çözüme kavuşturulan 20 bin uyuşmazlığın yüzde 93'ünün en fazla bir günde sonuçlandırıldığını dile getirdi.
İşçi ve işverenin dava açmadan önce arabulucuya başvuracağını anlatan Öztatar, anlaşma halinde sorunun tamamen çözüleceğini, anlaşma sağlanamaması durumunda ise dava açma hakkının bulunduğunu bildirdi.
"Alın teri kurumadan emeğine kavuşmuş olacak"
Arabuluculuk görüşmelerinin üç hafta içerisinde tamamlanacağını, zorunlu durumlarda arabulucu tarafından bu sürenin en fazla bir hafta daha uzatılabileceğini ifade eden Öztatar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İş mahkemelerimizde davaların ortalama görülme süresi ilk derecede 434 gün, istinaf ve Yargıtay'ı da eklediğimizde iki ya da üç yıl sonra işçimiz alacağına kavuşurken burada en fazla bir ay içerisinde işçimiz hakkı olan alacağına kavuşacak. Böylelikle de alın teri kurumadan emeğine kavuşmuş olacak."
Başvuruların adliyelerde kurulan Arabuluculuk Bürolarına yapılacağını kaydeden Öztatar, 107 adliyede bu merkezlerin kurulduğunu aktardı.
Başvurularda herhangi bir ücret alınmadığını bildiren Öztatar, yargı gideri, harç, tanık, bilirkişi ücreti gibi bir ödeme yapma zorunluluğunun olmadığına da dikkati çekti.
Arabuluculuk Daire Başkanı Öztatar, kanunun, parası, maddi gücü olmaması nedeniyle hakkını aramayan işçilerin hakkını aramasını da sağlayacağını söyledi.
Tarafların anlaşamaması durumunda iki saatlik arabuluculuk ücretinin Adalet Bakanlığı tarafından karşılanacağını aktaran Öztatar, anlaşma sağlanması halinde ise arabuluculuk hizmeti karşılığında anlaşılan miktarın yüzde 3'ünün bir taraf, yüzde 3'ünün de karşı tarafça ödeneceğini bildirdi.
Ücretin tamamını taraflardan birinin de ödeyebileceğini aktaran Öztatar, arabuluculuk sürecinin gizli olacağını ve emsal oluşturmayacağını ifade etti.
İşçi ve işverenin kendi aralarında yaptığı anlaşmanın anlaşma metninde gizli kalacağını anlatan Öztatar, arabulucunun da bu gizliliğe uymak zorunda olduğunu vurguladı.
İşverenlerin de yıllarca iş davalarıyla uğraştığına işaret eden Öztatar, "İşverenlerimiz için vakit, nakittir. Geç gelen adalet, adalet değildir. Onlar da bir an önce bu sorununun çözülmesini istiyor. İşçi ve işveren yıllarca bir aradalar. Arabuluculuk sürecinden sonra belki işçi işten ayrılmaktan vazgeçecek, belki işveren 'Gel beraber devam edelim' diyecek." değerlendirmesinde bulundu.
"Taraflar el sıkışıyor, kucaklaşıyor"
Tek tarafın başvurması halinde Arabuluculuk Bürosunca bir arabulucu atanacağını bildiren Öztatar, bu süreçten sonra arabulucunun karşı tarafa mektup göndererek, görüşmenin yapılacağı ilk oturuma davet edeceğini söyledi.
İlk oturuma katılmanın zorunlu olduğunu anlatan Öztatar, şöyle devam etti:
"Taraflar anlaştığında arabulucu bir anlaşma metni hazırlayacak, anlaşılan hususlarla ilgili bir daha dava açılamayacak. Böylece sorun tamamen çözülmüş olacak. İşçimiz hakkını almış, işveren de bu sorunla uğraşmayı bırakmış olacak. Mahkemelerde husumetler doğuyor. Arabuluculuk sürecinde taraflar el sıkışıyor, kucaklaşıyor."
Öztatar, yeni düzenlemenin hayata geçmesiyle yaklaşık 400 bin dosyanın arabuluculuğa gideceğini düşündüklerine ve böylece yargıdaki iş yükünün de azalacağına vurgu yaptı.
Türkiye'de 7 bin 300 arabulucunun görev yaptığını ifade eden Öztatar, tarafların görüşmelere avukatlarıyla da gelebileceğini dile getirdi.
Arabulucuların hak kayıplarına müsaade etmeyeceğinin altını çizen Öztatar, arabulucunun, bir tarafın hakkını bilmediğinin farkına vardığında, süreci sonlandırabileceğini veya hukuki bir danışmandan ya da avukattan yardım alınması için süreci erteleyebileceğini kaydetti.