Puslu -0.1ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Ekonomi
28.10.2016 14:22

'İslami finansın payının yüzde 15'lere ulaşmasını hedefliyoruz'

Şimşek, İslami finansın şu an Türkiye'de yüzde 5'lik pazar payına sahip olduğunu belirterek, "2023 yılında en az bu payın yüzde 15'lere ulaşmasını hedefliyoruz." dedi.

'İslami finansın payının yüzde 15'lere ulaşmasını hedefliyoruz'
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Hasan Kalyoncu Üniversitesinde (HKÜ) düzenlenen "İslami Muhasebe ve Finans Konferansı"nın açılışında, İslami finansın yeni bir alan olduğunu söyledi.
 
Geçen yıl G20 başkanlıkları döneminde konunun gündeme getirildiğini anımsatan Şimşek, bu alanda yapılacak çok çalışma olduğunu söyledi.
 
İslami finans alanının hızla büyüdüğünü, hükümetin bu konuda önemli hedefleri bulunduğunu dile getiren Şimşek, önemli destekler sağlayarak bu alanı geliştirmeyi arzuladıklarını kaydetti.
 
Kısa zamanda İslami finans sisteminin gelişme hızının artacağına inandığını ifade eden Şimşek, "Dar anlamda katılım bankacılığı olarak nitelendirilen İslami finans, şu an Türkiye'de yüzde 5'lik pazar payına sahip. 2023 yılında en az bu payın yüzde 15'lere ulaşmasının hedefliyoruz. Sektörün tüm konularına çalıştık ve görevlendirmeler yaptık. Türkiye'yi İslami finans alanında önemli bir merkez haline getirmek istiyoruz. O yüzden bugün yapılan akademik çalışmalar da çok önemlidir." şeklinde konuştu.
 
Devlet olarak katılım bankalarının yaygınlaşmasını istediklerini anlatan Şimşek, sadece özel bankaların değil kamu bankalarının da bu alanda daha fazla hizmet geliştirmesi gerektiğini kaydetti.
 
"Dünyanın İslami finansa, hoşgörüye ihtiyacı var"
 
Yakın dönemde ABD'nin yanı sıra İtalya, Almanya ve Fransa gibi birçok Avrupa ülkesinde seçimlerin olacağını hatırlatan Şimşek, bu seçimlerin ve öncesinin iyi izlenmesi gerektiğini söyledi.
 
Genel anlamda aşırı sağın zemin kazandığını dile getiren Şimşek, "Merkez zemin kaybediyor. İslam ve göçmen karşıtı, küreselleşmeyle ticaretin serbestleşmesine yönelik ciddi tepkiler var. Bazı yerlerde aşırı sol, bazı yerlerde aşırı sağ yükseliyor. Bugün dünyanın karşı karşıya olduğu sorunlardan bir tanesi gelir dağılımındaki adaletsizliktir. Yani dünya az da olsa büyüyor ama bunun paylaşımında adaletsizlikler var. Dünyadaki 62 kişinin serveti 3,62 milyar kişinin servetine bedeldir. Dünya nüfusu yaşlanıyor. Peki böyle bir dünyanın neye ihtiyacı var? İslami finansa, hoşgörüye ihtiyacı var. Birlikte yaşamaya kültürüne ihtiyacı var. İslami finans da aç gözlülük kısmen törpüleniyor. Çünkü kar zarar ortaklığı var. Mesela borç meselesi biraz daha yönetilebilir hale geliyor. Aslında İslamın temellerinden birisi adalettir. Paylaşım ve zekat da oradan geliyor. Mal mülke bakış açısının değişmesi sorunların büyük çoğunu yönetilebilir hale getiriyor."
 
Dünyanın çoğu sorununa çözüm üretilebileceğini, bunun da reform ve felsefe anlamında farklı bakış açılarıyla gerçekleştirilebileceğini belirten Şimşek, şöyle devam etti:
 
"Fakat gelin görün ki İslam dünyası, büyük resimde en perişan bölgeyi oluşturuyor. Ortadoğu'nun haline bakın, etnik ve mezhep eksenli çatışmalar almış başını gitmiş. Oysaki bu bölgelerin daha fazla demokrasi, hak ve özgürlüğe, daha toleranslı topluma ihtiyacı var. Bunlar beraberinde istikrar, huzur ve refah getirir. Bizim ülke olarak yakın coğrafyadaki gelişmelere bakış açımız bu. Sorunları kavga ederek değil, kardeşlik hukukuyla daha çok özgürlük ekseninde çözebiliriz. Bunları çözersek mezhep eksenli yeni yeni küçük devletçikler yerine, ilelebet sürecek çatışmalar yerine, bütün bölgede bir zamanlar AB'nin başardığı gibi barış ve refah havzası oluşur. Bu noktada da yine inancımızın temellerine gitmemiz gerekir."
 
Sıradaki Haber
Haftanın kazandıran yatırım araçları
Yükleniyor lütfen bekleyiniz