Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, "Kültür ve Turizmde Yeni Vizyon" başlığıyla düzenlenen, 132. Bab-ı Ali Toplantılarına katıldı.
Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dünya üzerinde kültürel zenginlik açısından dünyanın en büyük arşivi ve kütüphanesi olduğunu söyledi.
Milli kültürel bağımsızlığın önemine dikkati çeken Kurtulmuş, "Türkiye'nin esas üzerinde yoğunlaşması gereken konu, milli kültürel bağımsızlığımızı yeniden oluşturabilecek konuma ulaşmamız, çok ciddi bir şekilde kullanabilmemizdir. Tasavvur ve tahayyül dünyamızdaki taklitçiliği, başkalarına özenmeyi ve kendi değerlerimizden uzaklaşmayı bir tarafa bırakarak, kendi tahayyül dünyamızı, kendi tasavvur dünyamızı, kendi zihniyetimizi yeniden bir şekilde iyileştirmek ve bu çerçevede bu kültürel bağımsızlık üzerinden yolumuza devam etmemiz gerekiyor." diye konuştu.
Türkiye'nin yakın siyasi tarihinde kendi kimliğinden uzaklaştığı dönemler olduğunu kaydeden Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin kendi içine kapandığı dönemlerde maalesef teknoloji alanındaki atılımlarını da gerçekleştirememiştir. Devrim Arabaları'nın başına gelenleri ya da Nuri Demirağ ve Vecihi Hürkuş'un başına gelenleri o dönemlerin içerisinde okuyanların karşı karşıya kalacağı ilk şey, o dönemde maalesef hakim paradigmanın tam manasıyla bir Batı taklitçiliği, Batı'da ne varsa onu kabul etmek ve bize ait milli, yerli olan ne varsa ondan uzaklaşmaktan yol geçtiğini düşünen, adam olmanın yolunu da böyle olduğunu zanneden bir anlayıştır."
"İlk 11 ay sonunda 30,7 milyonluk turist sayısına ulaşmış olduk"
Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş, Türkiye'nin kültürel çeşitliliğini ön plana alan çalışmalarda artışlar olacağını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Turizmde de Türkiye özellikle 2017'nin son rakamlarıyla birlikte yüzü gülüyor. Turizmde bir toparlanma sürecine girilmiştir. Kolay değil, gerçekten geçtiğimiz süreç içerisinde birkaç tane süreci geriye götüren birkaç olumsuz olayı bir arada yaşadık. Ruslarla uçak krizini yaşadık, Avrupa'daki seçimler dolayısıyla Türk düşmanlığı, Türkiye karşıtlığı arttı. 15 Temmuz gibi bu toprakların gördüğü en büyük ihanetle karşı karşıya kaldık ve özellikle çevremizdeki ülkelerden kaynaklanan muazzam bir terör baskısıyla karşı karşıya kaldık."
Kurtulmuş, 2017 yılı içerisinde turizmde olumlu gelişmeler yaşandığını belirterek, şu bilgileri verdi:
"İlk 11 ay sonunda 30,7 milyonluk turist sayısına ulaşmış olduk. Yıl sonu itibariyle de inşallah 26 milyar doları aşkın bir turizm gelirine sahip olacağız. Turist sayısının da 32 milyonu aşacağını öngörüyoruz, bu iyi yoldayız demektir. 2018'de, 2014'deki seviyeye geleceğimizi, 2019'da da 2018'in üstüne çıkarak tarihi bir rekor kıracağımızı görmemiz mümkündür. Tabii bunlar kendiliğinden olmayacak, turizmde de yeni bir vizyona ihtiyacımız var. 2023'te de 50 milyon turist, 50 milyar dolar turizm gelirine ulaşabilmemiz için iki temel stratejiyi yeni vizyonumuzun bir parçası olarak görüyoruz. Bunlardan birisi, ürün çeşitlendirilmesine gidilmesi, sadece deniz kum değil, aynı zamanda da sağlık turizmi gibi, kongre turizm gibi, gastronomi turizmi gibi, yayla turizmi gibi, spor turizmi gibi turizm her bir alanında bölgesel farklılaştırmalara giderek inşallah bu stratejimizi uygulayacağız.
İkinci alan ise pazar çeşitliliğidir. 2017'nin son rakamları yine sevindirici Avrupa'daki dostlarımız tekrar Türkiye'ye gelmeye başladılar. 11 ayda Rusya'dan gelen 4 milyon 647 bin turist var, yüzde 15'lik bir artış var. Almanya'dan 3 milyon 451 bin turist gelmiş, İran, Bulgaristan, Gürcistan olarak liste devam ediyor. Geleneksel pazarlarımızı koruyacağız ama geleneksel pazarlarımızın da artık tek başına yeterli olmadığının farkında olmamız gerekiyor. Asya ülkelerine açılımı sağlamak durumundayız. Çin, Hindistan, Kore, Japonya, Endonezya ve Malezya bu 6 ülke son derece zengin ülkeler, bu 6 ülkeyi topladığınız zaman dünya nüfusunun yarısı."
Kurtulmuş, 2018'de daha önce başlanan birçok projenin de bitirilmesinin hedeflendiğini, yeni projelerle birlikte de yeni turizm vizyonuna değer katmaya devam edeceklerini söyledi.