Geçen hafta, ABD başta olmak üzere dünya genelinde açıklanan şirket bilançolarının olumlu bir tablo çizmesine karşın, Rusya-Ukrayna savaşı kapsamında gerilimin artarak devam etmesi ve ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinden gelen şahin açıklamalar risk iştahının azalmasına neden oldu.
St. Louis Fed Başkanı James Bullard, 75 baz puanlık faiz artışının daha önce yapıldığını ve bunun dünyanın sonu olmadığını belirtti. Fed Başkanı Jerome Powell ve diğer banka yetkilileri ise Bullard'ın "75 baz puanlık artırım" ifadesini net bir şekilde teyit etmese de yaptıkları açıklamalarla şahin tarafta yer aldı.
Açıklamalar sonrası tahvil piyasalarında bankanın mayıs, temmuz ve eylül toplantılarında 50'şer, haziranda ise 75 baz puanlık faiz artırımına gideceği fiyatlanmaya başladı.
Bu gelişmelerle ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi cuma günü yüzde 3'ü aşarak 3 yılın zirvesini test etmesinin ardından yeni haftanın başlangıcında yüzde 2,88 seviyesinde dengelendi. Dolar endeksi ise 101 seviyesini aştı.
Emtia fiyatlarında artan jeopolitik risklere karşın dolar endeksindeki güçlenmenin sürmesi ile satış baskısının sürdüğü gözlenirken, Brent petrolün varil fiyatı geçen hafta yüzde 4,7 azalışla 105,6 dolardan kapanmasının ardından bugün de 103 doların altına indi. Geçen hafta yüzde 2,1 değer kaybeden altının ons fiyatı, yeni haftaya da düşüşle başladı ve 1.917 dolar seviyesinde dengelendi.
Cuma günü New York borsasında imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi'nin (PMI) nisanda 59,7 ile 7 ayın en yüksek seviyesine çıkması ve pozitif şirket bilançolarına karşın, para politikalarına yönelik endişelerle sert düşüş yaşandı. Dow Jones endeksi yüzde 2,82 azalışla Ekim 2020'den bu yana en kötü performansı kaydederken, S&P 500 endeksi yüzde 2,77 ve Nasdaq endeksi yüzde 2,55 değer kaybetti. Endekslerdeki haftalık bazdaki düşüş ortalama yüzde 3'e dayanırken, vadeli işlem kontratları yeni haftaya da değer kayıpları ile başladı.
Avrupa
Avrupa tarafında, bir yandan Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında derinleşen enerji krizi ve bu kapsamda artmaya devam eden enflasyonist baskılar gündemin odağındaki yerini korurken, Avrupa Merkez Bankası'ndan (ECB) para politikasında beklenenden daha hızlı sıkılaşma dillendirilmeye başladı. ECB Başkanı Christine Lagarde, geçen hafta bankanın yıl sonundan önce faiz artırımına gidebileceğini, varlık alımlarının ise üçüncü çeyrek sonunda bitirilmesinin muhtemel olduğunu söyledi. Bankanın eylül ayına kadar 50 baz puanlık artışın gerçekleştirileceği fiyatlanmaya başladı.
Öte yandan Fransa'da ikinci turu sandık çıkış anketlerine göre, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yeniden cumhurbaşkanı seçildi.
Bu gelişmelerle cuma günü Avrupa borsalarında da madencilik hisselerindeki sert düşüş öncülüğünde kayıplar derinleşti ve Almanya’da DAX 30 endeksi yüzde 2,5, İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1,4, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 2 ve İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 2,1 geriledi. Avro/dolar paritesi dolardaki güçlenme ile düşüşünü sürdürerek 1,08'de dengelenirken, Avrupa endeks vadeli kontratları da yeni haftaya satıcılı başladı.
Asya
Asya genelinde Çin'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını kapsamında şehir karantinalarının devam etmesi pay piyasalarını baskılayan temel unsur olmayı sürdürüyor. ABD ve Avrupa'da şahin para politikaları nedeniyle küresel çapta azalan risk iştahı da bölge borsalarında etkisini gösteriyor. Bu gelişmelerle bugün Japonya'da Nikeki 225 endeksi yüzde 1,8, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 3,5 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 3,3 düşüşle seyrediyor.
Yurt içi piyasalar
Yurt içinde ise Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, geçen hafta gördüğü en yüksek seviyeyi 2.562,28 puana taşısa da cuma günü küresel çapta güçlenen satış baskısı ile yüzde 3,30 değer kaybederek 2.472,50 puandan kapandı. Endeks haftalık bazda ise yüzde 0,88 değer kaybetti. Dolar/TL, cuma günü yüzde 0,2 artışla 14,7427'den kapanmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 14,7640 seviyesinde işlem görüyor.
Analistler, Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin gelişmeler ve merkez bankaları yetkililerinin sözle yönlendirmelerinin yatırımcıların odağında kalmaya devam ettiğini söyledi.
Bu hafta ABD'de teknoloji, Avrupa ve yurt içinde ise bankacılık sektörüne ilişkin bilançoların açıklanacağını, bu kapsamda hisse bazlı hareketliliğin artabileceğini belirten analistler, öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) düzenleyeceği Enflasyon Raporu toplantısı, ABD'de büyüme, Avrupa'da enflasyon ve Japonya'da merkez bankası faiz kararının yakından takip edileceğini kaydetti.