DTÖ'den yapılan açıklamada, yıllık ticaret istatistikleri ile 2020 ve 2021 yıllarına yönelik ticaret görünümüne ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.
Küresel ticarette bu yıl yaşanması beklenen düşüşün, 2008-2009 Küresel Finansal Kriz döneminde yaşanandan daha yüksek olacağı belirtilen açıklamada, "Küresel mal ticaretinin, Kovid-19 nedeniyle 2020'de yüzde 13 ila yüzde 32 arasında düşmesini bekliyoruz." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, bu düşüşün söz konusu sağlık krizinin daha önce benzeri görülmemiş yapısı ve ekonomik etkisine dair belirsizlikle açıklanabileceği aktarıldı.
"2021'deki toparlanma salgının süresine bağlı"
Ticaret hacimlerinde, neredeyse tüm bölgelerde bu yıl çift haneli düşüşlerin yaşanacağı, Kuzey Amerika ve Asya'dan yapılan ihracatın ise bundan en çok etkileneceği vurgulanan açıklamada, "Ticaret, özellikle elektronik ve otomotiv ürünleri olmak üzere karmaşık değer zincirlerine sahip sektörlerde daha çok düşecektir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, hizmet ticaretinin ulaşım ve seyahat kısıtlamalarıyla Kovid-19 salgınından doğrudan etkilenebileceğine işaret edildi.
Gelecek yıl beklenen toparlanmaya ilişkin beklentilerin de belirsiz olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Ticarette 2021'de toparlanma bekleniyor ama bu, salgının süresi ve politika yanıtlarının etkisine bağlı." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, küresel mal ticaretinin gelecek yıl yüzde 21 ila yüzde 24 arasında yükselmesinin öngörüldüğü aktarıldı.
Küresel ticaret salgından önce yavaşlamıştı
Ticaretin Kovid-19 salgınından önce, ticaretteki gerilimler ve ekonomik büyümeden dolayı, 2019'da yavaşladığının belirtildiği açıklamada, şunları kaydedildi:
"Küresel mal ticaret hacmi, bir önceki yıl yüzde 2,9 artmasının ardından, geçen yıl yüzde 0,1 oranında hafif bir düşüş gösterdi. Küresel mal ihracatının değeri de 2019'da yüzde 3 azalarak 18,89 trilyon dolar oldu. Buna karşı, küresel hizmet ticareti 2019'da artış kaydetti ve ihracat yüzde 2 artarak 6,03 trilyon dolara yükseldi."
Açıklamada görüşlerine yer verilen DTÖ Genel Sekreteri Roberto Azevedo, "Ticaret ve üretimdeki kaçınılmaz düşüşlerin hanehalkları ve işletmeler için acı sonuçları olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Salgının kontrol altına alınması ve ekonomik zararın azaltılmasının en öncelikli hedef olduğunu vurgulayan Azevedo, politika yapıcıların salgın sonrasına yönelik planlama yapmaya başlaması gerektiğini ifade etti.
"Kapsayıcı bir toparlanmanın temelini atmalıyız"
Azevedo, şu anda alınan kararların toparlanma ve küresel büyüme beklentisinin şeklini belirleyeceğini belirterek, "Güçlü, sürdürülebilir ve sosyal anlamda kapsayıcı bir toparlanmanın temelini atmalıyız. Ticaret, maliye ve para politikasıyla birlikte burada önemli bir bileşen olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.