Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, A Para, A Haber ve CNN Türk ortak yayınında Yeni Ekonomik Program'a (YEP) dair soruları yanıtladı.
Önemli alt başlıklarla desteklenmiş güçlü bir programı dünyaya anons ettiklerini bildiren Albayrak, bunun önemli bir sacayağının da enflasyon olduğunu aktardı.
“Toplumsal enflasyonla mücadele aksiyon stratejisi uygulayacağız”
Albayrak, enflasyona dair bir eylem, aksiyon stratejisinin hayata geçirileceğine işaret ederek, "Yakın dönem içinde toplumun tüm paydaşlarını da içine alacak şekilde, sadece kamu, özel sektör ve STK ayakları değil, vatandaş da dahil toplumun tüm kesimini işin içine katarak bir toplumsal enflasyonla mücadele aksiyon stratejisi uygulayacağız." diye konuştu.
“Enflasyonda ciddi bir iyileşme görmeye başlayacağız”
Küresel ve bölgesel sıkıntıların yaşandığı böyle bir iklimde enflasyonun, gündemden çıkarılarak tekrar aşağı yönlü patikaya taşınması gerektiğini vurgulayan Albayrak, "Tüm bu perspektifte, güçlü, uyumlu, koordineli bir enflasyonla mücadele sürecini başlatıyoruz. Son dönemdeki dalgalanmaların oluşturduğu enflasyon etkisi minimize edilecek. Enflasyon, ekimden itibaren artık normalize olup, yıl sonuna kadar düşüş trendine doğru toparlanmaya başlayacak. Güçlü politik, mali ve parasal politikalarla 2019 yılı itibarıyla enflasyonda ciddi bir iyileşme görmeye başlayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Albayrak, enflasyon paketinin, Amerika seyahati sonrasında, bir hafta 10 gün içinde anons edileceğini belirtti.
Yaşanan dalgalanma ve spekülatif sürecin reel sektör bilançolarında ciddi tahribat yaptığına işaret eden Albayrak, bunun bankacılık sektörüne etkisinin olduğuna dikkati çekti.
Albayrak, bugün karşı karşıya kalınan sorunlara daha etkin müdahale etmek için ciddi, kapsamlı mali durum tespit çalışmasını pazartesi başlatacaklarını aktararak, bu çerçevede oluşacak resmin gerekliliklerini yapacaklarını söyledi.
"Eylem planları yıl bitmeden açıklanacak"
Ülke ekonomisinin üç temel sacayağının kamu, hanehalkı ve reel sektör olduğuna işaret eden Albayrak, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin kamu borç stoku yüzde 28'lerde, gelişmekte olan ülke ortalaması yüzde 40'larda, dünya ortalaması yüzde 70'lerde. Türkiye'nin burada sıkıntısı yok, tam tersine güçlü performansı var. İkinci sacağıyı hanehalkı, onun borçluluk oranı yüzde 16'larda, gelişmekte olan ülke yüzde 39-40'larda, dünya ortalaması yüzde 60'larda.
Türkiye bu noktada da çok iyi performans sergiliyor. Bu anlamda Türkiye'nin temeli sağlam. Üçüncü sacayağı bankacılık ve reel sektörde gidişatı çok yakın takip etmemiz lazım. Bugün, kamu, özel sektör, bankacılık ve hane halkının hepsini bir pakete koyduğumuzda tüm ülkedeki borçluluk oranının gayri safi milli hasılaya oranı yüzde 130'larda, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 211, dünya ortalaması yüzde 318. Türkiye, bankacılık, reel sektör, kamu ve hane halkı açısından toplam borçluluk rasyosunda çok iyi performans sergiliyor."
YEP'e ilişkin eylem planlarının bu yıl bitmeden açıklanacağını bildiren Albayrak, "Bu planlar, üç yıl boyunca atılması gereken adımlar açısından güçlü denetimle 3 ayda bir periyodik olarak takip edilerek somut noktaya erişecek." dedi.
"Kamu bankalarında sıkıntı yok"
Albayrak, bankacılık sektöründe sermaye yeterlilik konusunda sıkıntı bulunmadığına, kamu bankalarında da sendikasyon ve finansman ihtiyacı anlamında bir sıkıntı olmadığına işaret ederek, "Özel bankaların sendikasyonlarına bakıyoruz, kalan rakamlar 7-8 milyar dolarlar civarında, orada da gayet güzel haberler alıyoruz. Akbank'ı piyasa takip ediyor. Dün aldığımız mesajlar itibarıyla da süreç gayet olumlu gidiyor." diye konuştu.
Türkiye'nin bilanço düzeyinin çok güçlü olduğunu ifade eden Albayrak, "Özel sektör için yurt dışı kaynaklı net borçluluk düzeyine firma bazında baktığımızda, yüzde 95'inin üzerinde belki sıfır net döviz risk pozisyonu taşıyacak bir teminat blokaj yapısına haiz bir kredi düzeyi görüyoruz. O anlamda Türkiye'deki bu resmi en kötü senaryoda bile okuduğunuzda Türkiye'nin toplam ülke borçluluğu gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının belki de yarısı kadar. Türkiye güçlü yönlerini bu süreçte daha da güçlendirecek bir testten geçti, geçiyor, geçecek. Hem finansal mimarinin güçlendirildiği hem ekonominin temel sacayaklarının güçlendirildiği hem de toplumsal güven altyapısının daha da perçinlenerek geliştiği bir döneme gidiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Bakanlıkların gelir ve giderlerinde performans marjı ortaya koyduk"
Bakanlıkların gelir artırıcı önlemlerine ilişkin detayların bütçede belirleneceğine dikkati çeken Albayrak, gelir ve gider anlamında bir performans marjı ortaya koyduklarını belirtti.
Albayrak, sıkı para politikasının 2019'da hayata geçecek olmasının, yeni dönemde çok daha etkin bir mali yönetim ortaya konulacağının en önemli göstergesi olduğunu dile getirerek, "Maliyet Değişim ve Dönüşüm Ofisi" kurulduğunu kaydetti. Bu ofisin kamuda ilk defa yeni bir kurumsal süreci başlatacağına dikkati çeken Albayrak, her bakanlıkta muhatap kişilerin olduğu, her türlü dönüşüm altyapısını adım adım ortaya koyacak, takip edecek, raporlayacak, netice alınmasını sağlayacak bir Ofisten bahsettiklerini açıkladı.
Albayrak, Ofisin, işin maliyet, verimlilik, gelir artırıcı alanlarda dünyadaki en iyi örnekleri uygulayacağını, profesyonel, birinci sınıf danışman gözüyle maliyetleri takip edeceğini belirtti.
“Türkiye kaynak alternatifleri açısından çok cazip bir ülke”
Ülke ekonomisinin kaynak açısından durumunun iyi ve güçlü olduğunu bildiren Albayrak, "Dünya bono piyasasının hacmi 50 trilyon dolar. Bunun 10 trilyon doları eksi reel faizden işlem görüyor. Bu pastadan Türkiye ekonomisi çok küçük pay alıyor. Türkiye, potansiyeli ve ortaya koyacağı performansa bağlı olarak akacak bu kaynak alternatifleri açısından çok cazip bir ülke." ifadesini kullandı.
Bankalara olan borçların yeniden yapılandırılmasına ilişkin sürece de değinen Albayrak, şunları kaydetti:
"Zannediyorum önümüzdeki hafta itibarıyla pazartesiden itibaren bu süreç firma bazında bütün bankalarımızda teker teker başlayacak. Bu yeniden yapılandırmalar hızlı şekilde hayata geçirilecek. Biz devlet olarak piyasayı regüle eden bağımsız kurumlarla birlikte, piyasayı, bankacılık ve reel sektörü her daim yakından izlemek durumundayız.
En güçlü şekilde müdahale ederek süreci yönetmemiz gerek. Serbest piyasa kuralları içinde, dünyadaki benzer örnekleri de işin içine katarak, tüm bu süreci hem yakından takip edeceğiz hem de birlikte koordine edeceğiz."
Kaynak: AA