Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) dün gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, bankaları fonladığı geç likidite penceresi borç verme faiz oranını 300 baz puan artırarak yüzde 16,50'ye yükseltti.
TCMB'nin kararının ardından dün akşam açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın serbest piyasa ekonomisi kurallarının tüm kurum ve kurallarıyla uygulandığının altını çizmeleri de yatırımcı algısını ve piyasaları pozitif etkiledi.
Dün 4,93 seviyelerine kadar çıkan dolar/TL, faiz kararı sonrasında ilk tepki olarak 4,54'e kadar geriledi ve bugün 4,76 seviyesinde dengelendi. Borsa İstanbul'da ise pay piyasalarının yükselişi banka hisseleri öncülüğünde yüzde 2'ye yaklaştı.
Analistler, kurların dünkü hızlı düşüşün ardından bugünkü yükselişinin piyasa dinamikleri içinde olduğunu belirterek, aşırı oynaklıkların bir günde sonlanmasının beklenemeyeceğini, azalarak ortadan kalmasının makul olduğunu ifade etti.
Yatırımcıya güven verildi
PPK'nın gerekirse iki hafta sonraki toplantısında yeni bir faiz artırımı ya da sadeleştirme gibi adımlar atabileceğine dair yatırımcıya güven verildiğini kaydeden analistler, kısa vadede Türk lirasının değerlenme sürecine girebileceğini söyledi.
"Yatırımcı güveninin tekrar kazanılması açısından son derece güçlü bir adım"
Turkish Yatırım Araştırma Bölüm Başkanı Baki Atılal, Türk lirası ve faizlerde son günlerde yaşanan ani ve yüksek frekanslı değişimlerin fiyatlama belirsizliği yaratmasının ardından, Merkez Bankası'nın piyasaya doğrudan dolar satışı yapmak ya da faiz artırmak seçenekleri arasında kaldığını belirterek, "TCMB rezervleri harcamak yerine 7 Haziran toplantısı öncesinde olağanüstü toplantı yaparak faiz artışına gitti ve hem para politikası kredibilitesinin yeniden güçlenmesi, hem de yatırımcı güveninin tekrar kazanılması açısından son derece güçlü bir adım attı" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları olumlu yansıdı
Karar sonrası siyasetçilerden gelen piyasa dostu açıklamaların da katkısıyla TL varlıklarda güçlenmenin sürmesinin beklenebileceğini kaydeden Atılal, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'Bugün olduğu gibi yeni yönetim sisteminde de para politikalarında küresel yönetişim ilkelerine bağlı olmayı sürdüreceğiz' açılması son derece olumlu etki yarattı" dedi.
Atılal, siyasi taraftan gelen açıklamaların, mali disiplini sürdürmek, cari açığı düşürmek ve Merkez Bankası'nın enflasyonu düşürme çabalarına destek olmak amacıyla yapısal reformları hızlandırmak konusunda hükümetin kararlı olduğu algısı oluşturduğuna değinerek, uzun vadeli tahvil faizlerindeki düşüşün, enflasyonun indirilmesi konusunda gerekli adımların atılacağı yönündeki güveni gösterdiğini söyledi.
Atılal, BIST 100 endeksinin 101.500-108.000 bandında hareket etmesini beklediğini ifade etti.
"Bundan sonraki süreçte, 30 Nisan'da enflasyon raporunda para politikasında sadeleşmeye göz kırpan Merkez Bankası'nın 7 Haziran'daki toplantıda bu adımı atıp atmayacağı, kurdaki dalgalanmanın devam edip etmeyeceği ve TCMB’nin vereceği tepkileri takip edeceğiz. Petrol fiyatındaki yükseliş eğilimi, ABD Merkez Bankası'nın faiz artırımlarına devam edeceği beklentileri, ABD Başkanı Donald Trump’un İran ve Çin konusunda attığı adımlar ve yurt içinde 24 Haziran seçimleri piyasaların bundan sonraki gündemini meşgul edecek."
"Merkez Bankası piyasaları soluklandıracak adımı attı"
NoorCM Menkul Değerler Yurt içi Satış Müdürü Mert Yılmaz, "Merkez Bankası piyasaları soluklandıracak, hastayı yoğun bakımdan çıkaracak adımları attı" ifadelerini kullanarak, piyasalarda 300 baz puanlık artışın yeterli olup olmadığı, karar almak için geç kalınıp kalınmadığı gibi tartışmalar olsa da, zamanın bu tartışmaların yapılması için uygun olmadığını kaydetti.
Siyasi kanat tarafından Merkez Bankası'nın bağımsızlığı üzerindeki vurguların güçlenmesi, faiz tartışmalarının tekrar alevlenmemesi ve buna bağlı olarak sokaktaki vatandaşın kafalarındaki komplo teorilerine bağlı soru işaretlerinin ortadan kalkması durumunda Türk lirasının değerlenme sürecine girebileceğini dile getiren Yılmaz, "Dün akşamki açıklamalara bakıldığında cumhurbaşkanı ve başbakanın bu yönde hassasiyet gösterdikleri anlaşılıyor. Serbest piyasa dinamiklerine bağlı kalınacağı vurgularının yatırımcılara gerekli mesajı vermelerini çok önemli buluyorum" dedi.
Mert Yılmaz, bugün döviz kurlarındaki, yükselişin abartılmaması gerektiğini kaydederek, aşırı yüksek volatilitenin bir günde kaybolmasının beklenemeyeceğini, belli bir süre daralarak devam etmesinin normal olduğunu söyledi.
Merkez Bankası'nın attığı adım ve siyasi taraftan gelen açıklamaların yerli ve yabancı yatırımcıların güveninin kazanılmasını sağlayabileceğini ancak yeterli olmazsa da 7 Haziran PPK toplantısında bir faiz artışı daha yapılabileceğini belirten Yılmaz, piyasalarda sadeleşme adımının Haziran toplantısında yapılabileceği görüşünün de bulunduğunu, ancak kendisinin Haziran'dan sonraki aylarda bu adımı beklediğini söyledi.
Yılmaz, teknik açıdan dolar/TL'nin 4,50'nin altına gerilemesi durumunda piyasada daha çok rahatlama olacağına değinerek, "Borsada ise özellikle banka pay piyasalarında yoğunlaşan alımlar endeksi yaklaşık yüzde 2 yükselmesini sağladı. Denizbank'ın satışı ve çarpanların piyasa ortalamalarının üzerinde olmasının yarattığı pozitif etki de var. BIST 100 endeksinde 103.300 seviyesi üzerinde kalıcılık sağlanırsa 106.600'e kadar yükselişin sürmesini beklerim" yorumunu yaptı.
"Artış oranı yeterli derecede yüksek ve piyasaların verdiği ilk tepki de gayet olumlu"
GCM Menkul Kıymetler Araştırma Uzmanı Enver Erkan, piyasalar için çok kritik bir zamanda Merkez Bankası'nın ara toplantıyla 300 baz puanlık faiz artırımına gittiğini belirterek, "Artış oranı yeterli derecede yüksek ve piyasaların verdiği ilk tepki de gayet olumlu" dedi. Kurların seyrinin ilk reaksiyondan sonra nasıl olacağının takip edileceğini ifade eden Erkan, fiyatlardaki dalgalanmaların bir süre daha devam etmesinin normal olduğunu ifade etti.
Erkan, 7 Haziran'daki PPK toplantısına kadar olan süreçte TL'nin yeniden değersizleşme trendine girmesi durumunda TCMB'nin yeniden adım atabileceğini dile getirerek, "Merkez Bankası'nın TL'nin değerini koruma adına aktif rol üstlenmeye devam etmesi gerekir. Bence bundan sonra alınabilecek aksiyonlarından en iyisi sadeleşme adımları atmak olabilir. Bu hem sıkılaşma, hem öngörülebilirlik hem de kredibilite açısından olumlu etki yapacaktır" ifadelerini kullandı.
"Yatırımcıya güven veren piyasanın yüksek faize ihtiyacı yok"
Erkan, yatırımcılara güven veren bir piyasanın yüksek faize de ihtiyacı olmayacağının altını çizdi.
"Türkiye'nin ekonomideki sorunlarının üstesinden gelmesi için, kararlı adımlarla güven unsurunun inşa edilmesi ve yapısal reformların hayata geçirilmesinin önemi çok büyük. 7 Haziran'daki PPK toplantısı öncesinde kendine bir miktar hareket alanı açan TCMB’nin gerektiği takdirde dünküne benzer şekilde faiz artırımı kararı almasını da muhtemel görüyorum."
Kaynak: AA