Hafif Sağanak Yağışlı 13ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Ekonomi
TRT Haber 08.02.2022 11:05

Online yemekteki buruk tat

Yoğun geçen bir günün ardından sizi mutfak işlerinden kurtaracak online yemek platformları; sürat, lezzet ve makul fiyatlar vadediyorlar. Kampanyalar ve indirim günleri de cabası. Peki, gerçekten de böyle mi?

okuma süresi
Okuma süresi
Online yemekteki buruk tat

Trafikte çok zaman yitirdiniz, alışverişi biraz uzattınız, çocuğunuz parktan ayrılmayı bilemedi... Eve geç kalmanın pek çok sebebi olabilir. Gecikmenin yanı sıra biraz da yorgun hisserdiyorsunuz. Üstelik karnınız aç...

Mutfağa girmemek adına makul mazeretlere sahip olmanın son yıllardaki en gözde alternatifi online yemek platformları. Hayatımıza girdikten sonra sayıları artan ve hemen her yerde karşımıza çıkan reklamlarıyla pek çok vaatte bulunuyorlar. 

Tosttan dürüme, makarnadan pizzaya, ev yemeklerinden tatlıya neredeyse aklınıza gelebilecek tüm yiyecekler mobil uygulamalar üzerinden sipariş edilerek dakikalar içerisinde kapınıza ulaşıyor.

Bu kolaylık yoğun çalışan ya da yemek yapmakla arası olmayan birçok kişi için artık önemli bir alternatif. Türkiye'de yüzbinlerce kişi yeme içme ihtiyacının büyük çoğunluğunu internet üzerinden karşılıyor. Bunu yaparken de kampanyalar, indirim günleri, jokerler yakından takip ediliyor. Peki, bu indirimler gerçekten indirim mi?

Son zamanlarda sıklıkla karşılaşılan bir durum var; yalancı indirimler.

Yüzde 50 indirim olan platformda fiyat iki katı

İnternet üzerinden yemek siparişi verebileceğiniz uygulamalar mevcut. Eğer tüketici bir sipariş vermek için tüm uygulamalara teker teker bakıp kıyaslama yapmıyorsa, gerçek dışı fiyatlandırmalara maruz kalması, ya da indirimli zannederken aslında normal fiyattan veya daha yüksekten alış veriş yapması çok muhtemel. Nasıl mı?

3 farklı uygulamadan aynı restoranın sayfasına bakıyoruz. Menüde dikkat edeceğimiz ürün 120 gramlık döner dürüm. 1 ve 2 numaralı uygulamalarda indirim var ve belirlenen indirimsiz fiyatlar sırasıyla 121 ve 115.90 lira. 3 numaralı uygulamada ise indirim yok ve ürünün fiyatı 60.95.

Kaynak: TRT Haber [Kaynak: TRT Haber ]

Başka bir restorana bakıyoruz. Burada dikkat edeceğimiz ürün  ‘Akdeniz Salatası’. 1 numaralı görselde yüzde 50 indirim, 2 numaralı görselde ise 20 TL indirim var. Ürünün ortalama ücretinin 45-50 TL aralığında olduğunu anlayabiliyoruz, ancak 1 numaralı uygulamada belirlenen indirimsiz fiyat 95.99.

Kaynak: TRT Haber [Kaynak: TRT Haber ]

“Bu aldatıcı bir indirimdir ve cezası var”

Uygulamalar size indirim vadederken, aslında satış fiyatı şişirilip bu fiyat üzerinden indirim yapılmış gibi gösteriliyor.

Mobil uygulamalar üzerinde yaşanan ‘indirim nedeniyle fiyat yükseltme’ hareketini Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu’na sorduk. Bunun yasa dışı bir davranış olduğunun altını çizen Ağaoğlu, tüketicinin bildirimiyle sorumluların ceza alabileceğini söyledi:

“Her şeyden önce, Tüketici Kanunu’na göre indirim uygulamalarında indirimden önceki fiyatın indirimli fiyatla ayni puntoda yan yana gösterilmesi zorunludur. Buna ek olarak, yeme-içme ürünlerinde referans olarak indirimden önceki fiyata bakılır. Bir restoran indirim uygulamadığı bir dürümü 120 TL’ye satamaz. Bunu kimse almaz. Eğer satıcı 60 TL değerindeki ürüne 120 TL yazıp yüzde 50 indirimle 60 TL’ye satıyorsa bu aldatıcı indirimdir.”

Ağaoğlu ayrıca, tüketicilerin aldatıcı indirimi nasıl ayırt edebileceği ve işletmelere uygulanabilecek cezalarla ilgili şunları söylüyor.

“Bir ürün yerinde daha ucuza satıldığı halde indirim yalanıyla internet ortamında yüksek fiyat gösterilip aynı veya çok yakın fiyat uygulanıyorsa bu ‘yalancı indirim’ olarak Ticaret Bakanlığı’na bildirildiği takdirde 15 bin 566 lira ceza uygulanır. Bu yalancı indirim ihlali ülke çapında yapılmışsa bakanlık bu cezayı 10 katına kadar uygulayabilir.”

Sipariş vermeden fiyat araştırması yapılmalı

Aydın Ağaoğlu’na göre bu ihlalden zarar görmemek için sipariş vermeden diğer platformlardan fiyat araştırması yapmak önemli. Yalancı indirime denk gelinen durumlarda ise tüketici bunu ilgili birimlere bildirmeli.

“Tüketiciler, Ticaret Bakanlığı’nın mobil tüketici uygulamasını akıllı telefonlarına ücretsiz olarak indirerek bu tür yalancı indirimleri ekran görüntüsüyle birlikte ilgili birimlere aktarmalıdır. Böylelikle yetkililer nokta atışıyla denetleme yapabilecek. Uygulanacak cezalarla birlikte yalancı indirimler asgariye düşeceği gibi hazineye de kaynak sağlanmış olacak.”

Kaynak: TRT Haber [Kaynak: TRT Haber ]

“Biz pazaryeriyiz”

Bu durum hiç şüphesiz çoğu kullanıcı tarafından fark ediliyor ve rahatsızlıkla karşılanıyor. Ancak mobil uygulamaların konu karşısındaki tavrı net: “Serbest piyasa ekonomisinde pazaryeri olarak faaliyet gösteren platformumuzda satıcılar tarafından satışa sunulan ürünlerin fiyatlarına müdahale edemiyoruz.”

Platformlar kendilerine ‘pazaryeri’ dese de Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu’na göre bu doğru değil.

“Pazaryeri değiller”

Ağaoğlu, özellikle yemek siparişi vermek için kullanılan, bu alanda öne çıkan uygulamaların pazaryeri statüsünde olmadığını, tüketiciye karşı ‘satıcı’ sorumluluğu taşıdığını belirtiyor.

“Tüketici Kanunu’nda satıcı tanımlanırken ‘Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi’ ifadeleri kullanılır. Biz mesafeli satış sözleşmesini bu firmalarla imzalıyoruz. Ödemeyi bu firmalara yapıyoruz. Kart bilgilerimizi onlarla paylaşıyoruz ve faturayı onlardan alıyoruz. Dolayısıyla pazaryeri değiller. Süreçte onların da sorumluluğu var.”

Toplum psikolojisine verdiği zarar keseye verdiğinden daha büyük

Gerçeği yansıtmayan fiyatlar ve yalancı indirimler ile yapılan sahtecilik maddi ve manevi olarak zarara uğramamıza yol açıyor. Bu tatsız yöntemler nedeniyle toplumun ekonomi algısı da manipüle ediliyor. Sürecin yarattığı psikolojik etkileri Psikiyatri Uzmanı Nesrin Dilbaz şu sözlerle ifade ediyor:

“Yalancı indirimle ilgili öncelikli olarak psikolojik etkinin temel nedeni bence ahlaki çöküntüyle ilişkili. Zaten pandemiyle birlikte insanların yalnızlık, mutsuzluk ve çaresizlik duyguları artmışken insanlara olan güvensizlikleri de gittikçe artış gösteriyor. Sisteme olan güvensizlik bu durumu biraz daha arttırmakta. Benzer biçimde senenin başından itibaren bir indirim reklamları izlemeye başlıyorsunuz. Mağazada bir şey görüyorsunuz hemen ardından indirime giriyor. Ama görüyorsunuz ki indirimden önceki fiyatına baktığınızda asla olabilir bir fiyat gibi görünmüyor. İşte o andan itibaren insanlar kendilerinin aptal yerine konduğunu, değersizleştirildiğini, önemsizleştirildiğini, sistemin kendilerini yeterince korumadığını düşünerek kendilerini daha da çaresiz ve değersiz hissediyorlar.

Bu anksiyete ve depresyonlarını artırdığı gibi yoğun olarak bir kızgınlık ve öfke duygusu da yaratabiliyor. Bu öfke ve kızgınlık duygusu da insanlarda aslında başka alanlarda sözel ya da fiziksel şiddet olarak ortaya çıkabiliyor.
Zaten günümüzdeki teknolojiyle birlikte insanlar sürekli izlenildiği, sürekli takip edildiği ya da sürekli olarak aldatıldığı gibi bir paranoya içine girebiliyorlar. Özellikle bu tip durumlarda sıklıkla kendilerinin aldatıldığı, bakıldığında şişirilmiş fiyatların olduğu ve bu biçimde de aptal yerine konulduğu düşünceleri ortaya çıkabiliyor. Tabi ki toplumun ekonomik algısı da böylelikle manipüle ediliyor. Baştan itibaren sanki çok ciddi bir fiyat pahalılığı varmış gibi, enflasyon yüzde 30 iken yüzde 100’lere varan bir fiyat pahalılığı ya da maliyet artışı varmış gibi bir izlenim veriliyor. Bu da insanların kendilerini maddi olarak daha kötü hissetmelerini, kazançlarının yetemeyeceği kendi gereksinimlerini karşılayamayacakları gibi umutsuzluk duygularını artırıyor.”

Günün sonunda gerçek dışı fiyatlandırmalardan ve aldatıcı indirimlerden, madden ve manen etkilenmemek tüketicinin dikkatiyle doğru orantılı. Sipariş vermeden alternatif platformlarda fiyat karşılaştırması yapmak, yalancı indirimleri yetkililere bildirmek bu sorunun çözümüne katkıda bulunmak demek. Zira karnınızı doyurabilirsiniz ama damağınızda kalan buruk tat ve kandırılmışlık hissinin önüne geçemezsiniz. 

 

Grafik: Şeyma Özkaynak
 

Sıradaki Haber
Borsada yukarı adım kuralı devam edecek
Yükleniyor lütfen bekleyiniz