Moody's Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Ülke Kredileri Risk Direktörü Lemay, ekonomide dikkate değer yapısal reformların duyurulması ve uygulanmasının, Türkiye'nin kredisine pozitif etki gösterebileceğini söyledi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s'in Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi Ülke Kredileri Risk Direktörü Yves Lemay yaptığı açıklamada, gördüklerinin; mali teşvikler yoluyla bankacılıkta kredi büyümesini artırmak için ihtiyati tedbirlerin kolaylaştırıldığı, parasal politikanın enflasyondan çok büyümeye odaklandığı bir politika müdahalesi olduğunu söyledi.
Lemay, "Bu bağlamda, hükümetin büyük çaplı bir yapısal ekonomik reform programına girişmesini beklemiyoruz. Fakat bu yönde ilerlenmesi için bir karar verilirse bahsedilen reformların kapsamına ve zamanlamasına bağlı olarak bu yaklaşım, krediye pozitif etki gösterebilir." ifadelerini kullandı.
"Türkiye'nin kredisine etki gösterebilir"
Politik risklerin hala büyümeyi baskıladığını öne süren Lemay, şunları kaydetti:
"Ekonomideki kısıtlamaları ve hassasiyetleri azaltabilecek, tasarruf oranlarının artırılması, dış finansmana bağımlılığın azaltılması gibi dikkate değer yapısal reformların duyurulması ve uygulanması, Türkiye’nin reyting istikametine bir miktar istikrar kazandırabilecek bir gelişme olabilir. Bu dikkate değer reformlar Türkiye'nin kredisine pozitif etki gösterebilir."
"Ekonomik ve politik gelişmeleri izlemeye devam ediyoruz"
Yves Lemay, Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip ettiklerini, her ülke kredi notu ile ilgili olduğu gibi ekonomi ve mali politika gündemini etkileyebilecek ekonomik ve politik gelişmeleri izlemeye devam ettiklerini söyledi.
Moody’s’in dün, Londra’daki gelişen piyasaları ele alan zirvesinde yapılan sunumda, "Hükümet ekonomik reform programını geliştirerek, büyümeyi destekleyerek, tasarruf oranını artırarak ve dış finansmana olan sermaye bağımlılığını azaltarak bizi şaşırtabilir." ifadeleri kullanılmıştı.
Moody’s’ten dün yapılan açıklamada da Türkiye’de reel büyümenin bu yıl yüzde 2,6, 2018'de ise yüzde 2,9 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiği kaydedilmişti.