Salgın, kuraklık ve savaş pek çok ülkenin bazı gerçeklerle sert biçimde yüzleşmesine yol açtı. Tarımdaki küresel kriz de bu gerçeklerden sadece biri.
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş ve sonrasında Rusya'ya uygulanan ambargolar, dünyada tarımsal üretimi etkiledi. Rusya'dan yapılan ihracat yavaşlarken, bu süreçte birçok ülke tarım politikalarını gözden geçirdi. Savaş nedeniyle hububat başta olmak üzere tarımsal ürünlerle ilgili de dünya genelinde sıkıntı yaşanıyor.
"Türkiye bu manada bir tehdit altında değildir"
Bu noktada Türkiye'nin tarıma elverişli toprakları, ürün çeşitliliği ve tarım bilgisiyle oldukça kuvvetli bir konumda yer alıyor.
Türkiye'nin kendi tüketimi açısında çok özel kuraklıklar, felaketler olmadığı sürece sıkıntı yaşamayacağını belirten TARPOL Mütevelli Heyet Başkanı Mehdi Eker, "Türkiye bu manada bir tehdit altında değildir. Tehlikeli gıda güvenliği sorunumuz bu manada yoktur. Dünyanın en güvenli bölgelerinden birinde yaşıyoruz. Tüm mesele ekonomimizi de bunun üzerinden daha güçlü hale getirebiliriz." dedi.
Türkiye tarımsal üretim konusunda ne durumda?
Dünyanın içinde bulunduğu gıda krizinde Türkiye için bir tedarik sıkıntısı beklenmiyor. Zira kendi kendine yeterlilik seviyesi oldukça yüksek.
Küresel çapta yaşanan ekonomik sıkıntılar Türkiye’de gıda fiyatlarında artışa neden olsa da bu sorun da çözümsüz değil. Yerelde üretimi artırmanın ve tarım arazilerinin yüzde 20’sini üretime katmanın bu soruna çare olabileceği düşünülüyor. Keza dünya üzerinde de gıda fiyatlarının bu yıl içerisinde dengelenmesi bekleniyor.
"Kapasitesinin tamamının kullanması lazım"
Türkiye'nin üretebildiği bütün alanları kullanması gerektiğinin altını çizen Eker, şöyle devam etti:
"Kapasitesinin tamamının kullanması lazım. Bu mevcut durumda da Türkiye'nin kendi vatandaşının tüketimi açısından üretmeyle ilgili bir sorunu yok. Burada bizim vatandaşımızı teşvik etmemiz lazım, çiftçiye destek vermemiz lazım. Destek vereceğiz, hedef koyacağız ve o hedefin realize edilmesi için el birliğiyle vatandaşlarımız da çiftçilerimiz de hükümetimiz, devletimiz milletimiz hep beraber bunu çok rahat bir şekilde biz aşarız. Bu krizi fırsata da dönüştürme imkanımız var."
Kalabalık şehirlerin yakınlarına üretim alanları kurulması gerekiyor
Yeni gelişen gıda krizindeki ana unsurlardan biri de taşımayla ilgili. Taşıma maliyetleri ise tüm dünyada giderek artıyor. Uzmanlar kalabalık şehirlerin yakınlarına üretim alanları kurulması gerektiğini belirtiyor.
Yerelde yapılan üretimlerin her zaman için milletin kullanımına sunulabileceğini ifade eden MEF Üniversitesi Öğretim Görevlisi Levent Özmen, "Bu çerçevede köylerde yapılan üretimlerin kasabalardaki marketlerde satılabilmesi için tedbir alınması gereklidir. Ek olarak büyük şehirlerin dış halkalarında küçük çiftçilerin ticarete yönelik üretim yapmasını ve şehirleri daha uzak mesafelerden değil yakın mesafeden doyurabilecek bir çerçeveye kavuşturmak için destek mekanizmalarının hayata geçirilmesi lazım." dedi.
Türkiye, dünya buğday unu ihracatında birinci sırada
Türkiye’de 2021 yılında yaklaşık 20 milyon ton buğday üretimi yapıldı. Dolayısıyla Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerginlik Türkiye'de sorun oluşturmuyor.
Türkiye'nin bu iki ülkeden ithal ettiği buğdaylarsa ihraç ürünlerinde kullanılıyor.
Öyle ki Türkiye, dünya buğday unu ihracatında birinci sırada, makarna ihracatındaysa ikinci sırada yer alıyor.
Türkiye'nin bir sanayi kapasitesi olduğunu belirten Eker, "Kurduğu, irtibat halinde bulunduğu, mal sattığı pazarlar var. Türkiye bu pazarlara mal satıyor. İşte o malı satmak için ilave ham maddeye ihtiyacı var. İşte bu ilave hammaddeyi de Ukrayna ve Rusya'dan alıyor. Sanayileşmiş ülkelerin tamamı bu tür ürünleri hammadde olarak alıyor, işliyor, katma değere dönüştürüyor ve bunu satıyor." diye konuştu.
Krizi fırsata dönüştürme potansiyeline sahip
Türkiye tarımsal üretim anlamında güçlü bir ülke. Yetiştirdiği yüzlerce ürünle küresel gıda krizini fırsata dönüştürme potansiyeline sahip.
Levent Özmen, "Eğer gıda üretimimizi bize yetebilir bir seviyenin üzerine çıkarabilirsek ve Orta Doğu'ya gıdayı verdikten sonra buna karşılık petrol alımını gerçekleştirebilirsek o bizim üretim maliyetlerimizi de düşürebilir." dedi.
Cumhuriyet tarihinin en yüksek dış satımı
Türkiye küresel sorunlara rağmen Tarımda ihracatını artırmayı sürdürüyor. Bu durum rakamlara da yansıyor.
Sektör, 2022’nin ilk çeyreğinde 8 milyar 374 milyon dolarla Cumhuriyet tarihinin en yüksek dış satımını gerçekleştirdi.
Kamera: Muhammet Ali Aksakallı