Koronavirüs salgını nedeniyle dünya genelinde bozulan arz-talep dengeleri ve tüketim alışkanlıklarının değişmesi küresel ekonomiyi olumsuz etkilemeye devam ediyor. Dünya genelinde ülkelerin ihracat gelirleri düşerken, yurt içi üretim kapasiteleri de son yılların en kötü seviyelerinde seyrediyor.
Hemen hemen tüm sektörlerde olumsuzluk yaşanırken, fındık ihracatında salgının olumsuz etkileri görülmedi.
Nisan ayında geçen yılın aynı dönemine göre ihracatı yüzde 45,6 oranında artıran fındık üreticileri son 12 aylık dönemde ise yüzde 34,9 artış sağladı.
Salgına rağmen rekor hedefliyorlar
İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İFMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Gören, fındık ihracatında herhangi bir daralma yaşanmamasının temel sebeplerini ve gelecek dönemlere ilişkin hedeflerini anlattı.
Türkiye’nin, 2019 yılında 121 ülkeye 319 bin 772 ton fındık ihraç ederek 2 milyar 28 milyon 727 bin dolar gelir sağladığını ve bunun Cumhuriyet tarihi rekoru olduğunu hatırlatan Gören, “Bu yıl yeni rekor gerçekleştirerek geçen yılki rekoru egale edip 320 ton üzerinde ihraç hedefi koyduk” dedi.
Türkiye’de 1984’te fındık dikiminin yasak olduğunu, 2000’li yıllara kadar arz fazlası veren bir sektör olduğumuzu düşünürsek bugün gelinen nokta tarihi bir başarıdır. Şu an öyle bir noktadayız ki kalitesi iyi tüm fındıkları satabilecek konumdayız.”
1 milyon ton üretim olsa hepsini satabilecek kapasitedeyiz
İFMİB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Gören, fındık üreticilerinin sadece koronavirüsle değil aynı zamanda biyolojik açıdan başka sorunlarla da mücadele ettiğine vurgu yaparak, “2010’da hedefimiz 2020 yılında minimum 1 milyon ton fındık üretimi idi. Ancak son 10 yılda ortalama 630 bin ton dolaylarında yıllık üretimde kaldık. 2017’de Karadeniz’de görülen Amerikan kelebeği, daha sonrasında kahverengi fındık kokarcası gibi etmenler üretimimizi yüzde 30 düşürdü. Bu alanlarda da mücadelemizi verdik, vermeye devam ediyoruz. Şimdi yeniden hedefimiz 1 milyon ton fındık üretebilmek. Bugün Türkiye 1 milyon ton fındık üretilse, hepsini gerek iç piyasaya gerek dış pazarlara satabilecek konumdayız” dedi.
Fındık için tek kuruş ithal mal girmiyor
İhracatta çok önemli sektörler olduğunu ve onların başarılarından gurur duyduklarını ifade eden Gören, fındık ihracatının diğer ihracat kalemlerinden farkını şu sözlerle anlattı:
“Diğer sektörlerde ihraç edilen malların kimi ithal girdileri oluyor. Fındıkta bu durum yok. Tamamen Türkiye’de yetişen, milli imkanlarla toplanan ve ihraç edilen bir ürün. Fındık ihracatından kazandığımız tüm dövizler ülkemizde kalıyor. Üretici dışarıdan tek kuruş ithal mala ihtiyaç duymuyor.
Böylesine önemli bir sektörde devletimiz de önemli adımlar attı. İyi ürün tarım uygulaması, verimlilik, biyolojik anlamdaki mücadelemize yetkili kurumların destek vermesi gibi sektöre nefes aldıran uygulamalar var.
Fındık ağaçlarını gençleştirmemiz lazım
Önümüzdeki dönemde mutlaka bölgedeki ağaçları gençleştirmemiz gerekiyor. Şu an Karadeniz’de fındık bahçeleri yaşlandı. 70-80 yaşında ağaçlar var. ABD’deki badem örneğini iyi anlamak gerekiyor. Modern tarımcılık, iyi tarım uygulamaları, verimlilik adımları ile 10 sene öncesine göre 10 kat daha fazla verim almaya başladılar. Türkiye’nin bunların aynısını fındıkta yapması lazım.”
Gören ayrıca, dünyanın dört bir yanına fındık gönderdiklerinin altını çizerek, ihracatta ilk sırada İtalya ve Almanya’nın bulunduğunu söyledi.